Eskişehir'de vatandaşlar tepkilerini, dertlerini ve nasıl bir Türkiye hayal ettiklerini, Saadet Partisi Eskişehir İl Gençlik Kolları’nın, İsmet İnönü Caddesi'ne yerleştirdiği 'dert duvarı'na yazdı. Dertli vatandaşlar dertlerini duvara yazdı.

POLİS 8 SAAT ÇALIŞMA İSTEDİ

Saadet Partisi’nin Eskişehir Hoşnudiye Mahallesi İsmet İnönü Caddesi'nde kurduğu 'dert duvarı', vatandaşların; hayat pahalılığı, işsizlik, parasızlık, emeklilikte yaşa takılanlar, emekli aylıkları, KYK borçları, atanamayan öğretmenler, asgari ücretin yetersizliği, yüksek kiralar, döviz kuru ve altındaki artış, elektrik, su, ulaşım, doğalgaz zamları gibi dertlerle doldu.

Vatandaşlar duvara ayrıca nasıl bir Türkiye hayal ettiklerini de yazdılar. Polislerin günde 8 saat çalışma istediği yazılan dert duvarında şu yazılar dikkat çekti:

* Yarın geçim sıkıntısını düşünmediğim ülke hayal ediyorum.

* İnsanca yaşayacak asgari ücret istiyorum.

* KYK borçları af edilsin.

* Adalet istiyoruz.

* İfade özgürlüğü sınırsız olmalı.

* Süresiz nafaka son bulsun.

* Adil bir Türkiye, adil bir dünya.

* Geçinemiyoruz.



GİTTİĞİNİZ YOL, YOL DEĞİL, BU CADDE ÇIKMAZ SOKAKTIR!

Saadet Partililer, dert duvarı önünde iktidara çıkmaz sokak tabelası göstererek, 'Gittiğiniz yol, yol değil, bu cadde çıkmaz sokaktır' diyerek uyarıda bulundu. Saadet Partisi Eskişehir İl Başkan Yardımcısı Ramazan Kocaoğlu, şöyle konnuştu:

* Bütçe tasarısına göre 2022'de bütçe giderleri 1 trilyon 750 milyar 957 milyon lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 472 milyar 583 milyon lira, bütçe açığı ise 278 milyar 374 milyon lira olarak öngörüldü.

* Dakika bir, gol bir. Bütçe tasarısı daha uygulanmaya dahi başlanmadan açık veriyor. Üstüne üstlük bütçe tasarısını hazırlayanlar, ülkeyi 19 senedir aralıksız ve koalisyonsuz bir şekilde yönetmesine rağmen bu yaşanıyor.

* Bütçe açığı demek, yeni kamu borçlanmaları demektir. Alın terimizin ve emeğimizin vergiler yoluyla daha da artarak bir avuç rantiyeciye teslim edilmesi demektir. Sonu gelmeyen borçlanmalara kapı açmaktır ve ülkemizi dış siyasette tavizler vermek zorunda bırakmaktır.

* Geçmişte yaşananlar buna iyi birer örnektir. Toplumun bütün kesimleri için bütçeden adil bir şekilde pay ayrılmalıdır. Eğer kaynaklar adil paylaşılmazsa  problemler kaçınılmaz olur; bir yerde israf ve şatafat yaşanırken bir başka yerde yokluk ve sefalet yaşanır.

* Yeniden büyük bir Türkiye vizyonuna çok uzak, yaşanabilir bir Türkiye hedefinin yanından bile geçmeyen bu bütçeyi hazırlayıp onaylamaya sunmak, halkımıza yeni 'acı reçeteler' vermekten başka bir şey değildir.

* Vatandaştan yana olmayan, vatandaşın ihtiyaçlarını karşılamayan bu bütçeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Kardeşlik vazifemizi yerine getiriyoruz ve uyarıyoruz, gittiğiniz yol, yol değil, bu cadde çıkmaz sokaktır!