Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı yeni finansman modelinin ne olduğu iktisatçılarla hızlı bir şekilde analiz edildi. Ben deneyimli iktisatçıların yeni modelle ilgili anlattıklarından şu sonucu çıkardım:

Velev ki elinizde 1 milyon 334 bin lira var. Yazıyı yazdığım an itibarıyla dolar kuru da 13.34 lira.

■ Parayı TL olarak bankadaki vadeli hesabınıza yatırmayı tercih ettiniz. Banka size yıllık yüzde 14 faiz verme taahhüdünde bulundu. Yıl sonunda elinize 1 milyon 520 bin lira geçecek.

■ Parayı bankada 100 bin dolar olarak muhafaza ettiyseniz ve bir yılın sonunda 1 dolar 15.2 liranın altında kaldıysa (mesela kur 14 liraysa), paranızı TL hesabında faize yatırmadığınız için pişman olacaksınız. Ancak, 1 dolar 15.2 lirayı geçerse, örneğin
18 lira olursa ise siz kazançlı çıkacaksınız. Çünkü hesabınızdaki paranın TL karşılığı 1 milyon 800 bin lira olacak.

■ Yıl sonunda dolar kuru 18 olursa devlet size diyecek ki “aradaki farkı ben kapatacağım. Dolar yerine TL’de kaldığınız için kurdaki artıştan dolayı kaybettiğiniz 279 bin 240 TL’yi sizin hesabınıza ben yatıracağım.”

■ “Benim bankada maaş hesabım dışında hesabım yok o da hep negatifte” diyenlerdenseniz, bu düzenlemenin size bir faydası olmayacak. Ancak, bankaya 1 milyon 334 bin lira yatırana yıl sonunda kur farkı olarak ödenecek 279 bin 240 lira sizin bizim vergilerimizden ödeneceği için zararı olacak.

★★★

Açıklanan finansman modelinin “kura endeksli gizli faiz” olduğu açık. Hükümet, bir taraftan faiz indirip, diğer taraftan mevduat sahiplerine kur farkı adı altında dolaylı faiz ödeyecek.

İktisatçıların kafasında paradan para kazandıracak bu yeni modelle ilgili çok sayıda tespit ve soru olabilir. İktisatçılar bu modelle ilgili birçok avantaj ve risk açıklayabilir. Ancak benim kafama en çok şu boyutu takıldı:

■ Paranızı bir bankada vadeli mevduatta tutarsanız, size ödenecek faiz o bankanın kasasından çıkar.

■ Hükümetin yeni uygulamasında ise kur artışına bağlı olarak ortaya çıkacak gizli faizi Hazine ödeyecek.

Bunun adı “Bankada parası olana hazine garantili kur farkı faizi”dir.

Peki Hazine bu farkı ülkeyi yönetenlerin hesabından mı ödeyecek?

Hayır!

O gizli faiz, sizin bizim yani vatandaşın vergileriyle oluşturulan bütçeden çıkacak.

Daha da açık söylemek gerekirse bankada parası dahi olmayan züğürdün vergisiyle, parasını bankada tutan zengine “gizli faiz” ödenecek.

“Zenginin malı züğürdün çenesini yorar” derler ya...

Artık yeni düzende bu atasözüne yenisini eklemek gerek:

“Züğürdün vergisi, zenginin faizini öder”.

Gençlerin gündemi: Gelecek kaygısı


Son zamanlarda hangi gence “en önemli gündemin ne” diye sorsam “geleceğimle ilgili kaygılarım var” yanıtını alıyordum. Gençlik Örgütleri Forumu (GoFor) ve Ulusal Demokratik Enstitü’nün (NDI) hazırladığı gençlik raporunu okuyunca bu kaygının ülke gençliğinin genel kaygısı olduğunu anladım. Raporda, MetroPoll’ün 5-8 Ağustos tarihleri arasında 28 ilde 18-30 yaş arası bin 542 kişiyle yürüttüğü “Gençlerin Politik Tercihleri Araştırması”nın ve 30 gençle yapılan odak çalışmasının sonuçlarına da yer verilmiş. Ben şu tespitlerin altını özellikle çizdim:

■ Gençlerin en büyük kaygısı: İşsizlik ve gelecek

■ Gençler haberler konusunda en çok sosyal medyaya güveniyor.

■ Her iki gençten biri siyasilerin kendilerini anlamadığını ve sorunlarına çözüm getirmek için yeterince çaba göstermediğini düşünüyor.

■ Gençler ulaşımdan, kültür sanat çalışmalarına, imardan bütçe yönetimine kadar belediye çalışmalarının çoğunda söz sahibi olmak istiyor.

■ Her 10 gençten altısı kadın cinayetleri konusunda endişeli.

■ Gençleri siyasete dahil etme konusunda en başarılı parti CHP ve AK Parti olarak görülüyor. Her 10 gençten üçü CHP’nin ikisi ise AK Parti’nin gençleri siyasete kazandırma konusunda en başarılı parti olduğunu düşünüyor.

■ Gençler siyasete katılım konusunda genel olarak isteksiz. Bu isteksizliğin ilk üç sebebi şöyle sıralanıyor: 1) Görüşlerinin yaş ortalaması yüksek mevcut siyaset nazarında dikkate alınmayacak olması, 2) Siyasi kutuplaşma, 3) Siyasi riskler.

■ 10 genç kadından sekizi, kadınların parti liderlerinden daha az destek gördüğünü düşünüyor. Her iki kadından biri, siyasetteki cinsiyetçi dil ve tacizin kadınların siyasette başarılı olmasını zorlaştırdığını düşünüyor.