Seçimler başladı. Başarılı olanların karşısına aday çıkmaması doğal. Merak ettiğim, dibe vuran veya vurmak üzere olanlarda neler yaşanacak?


Örneğin güreş ve yüzme. Musa Aydın ve Erkan Yalçın yeniden niye aday, anlatmaları şart! Şeref Eroğlu, Aydın'ı; Orel Oral, Yalçın'ı devirmeye çalışacak.


Dünyanın en popüler bireysel sporu teniste ilk 100'ü, majör turnuvalarda ana tabloyu  göremiyoruz. 'Junior' ve 'senior' turnuvaları düzenlemek başarı ise eğer, söylenecek bir şey yok! Seçilecek başkan 'Tenisçi neden çıkmıyor' sorusunu sormalı önce. Adaylar Cengiz Durmuş ve Osman Tural.


En önemli olimpik branş atletizmde Fatih Çintımar ile Zeki Öztürk yarışacak.


Asıl konumuz basketbola gelince... Başlıktaki gibi: Yok böyle yarış! Tarihte ilk kez üç aday birden göreve talip (1992'de Bakan Mehmet Ali Yılmaz, 4 aday arasından Turgay Demirel'i atamıştı). Türk basketbolunun en önemli isimlerinden üçü yarışıyor: Erman Kunter (65), Harun Erdenay (53), Hidayet Türkoğlu (42). Seçim 4 Kasım'da.


Voleybolun gölgesinde kalan basketbolun ayağa kalkması için yeniden yapılanma kaçınılmaz. Delegeleri ikna edebilen bu işe soyunacak. 'Yasaklı madde' bu seçime etki edecek mi; göreceğiz. Kimse hakemler, katılım payı diye ağlamasın sonra!


Camianın gerçek sahipleri olan antrenör, sporcu ve hakemlerin oy sayısı 12; Spor Genel Müdürlüğü temsilcilerinin 18... TSYD'nin bile hakemler kadar (2) oy hakkı var. Seçime katılmayacak Betsy Bailey, Bogdan Tanjevic, Can Bolgi neden ve nasıl delege, birileri de bunu anlatsın!


Sırf yönetici oldukları için 'delege' unvanına kavuşan, basketbol ile daha önceki ilişkisi tribün ve TV ile sınırlı olanlar, basketbolun kaderini belirleyecek yine... 180 delegenin 140'ı kulüp temsilcisi. Üç büyüklerin oy sayısı 19 (Fenerbahçe 7, Galatasaray 6, Beşiktaş 6).


Bu spora yıllardır milyonlar harcayan EuroLeague Şampiyonu 'lokomotif' Efes'in 3 oyu varken; belediyenin veya devlet kurumunun (sırf liglerde takımları olduğu için) 2 veya 3 oyu olur mu?


Mevcut seçim sisteminin bizi ne kadar ileri götürdüğü malum. Türk sporunun tüm branşlarda 'muasır medeniyetler seviyesi'ni görmesi için köklü değişiklikler yapılması şart.


Bir de şu: Siyasi konjonktürün rüzgarıyla yönetimlere girenlerle bir yere varılamadığını gördük. Denge tabii ki önemli ama liyakat daha önemli.


Mevcut düzenden şikayet eden ancak sırf muhalif oldukları için gözünü federasyonlardaki yönetici koltuklarına dikip, eleştirdikleri ile aynı suya kapılanlar var. Dikkat etsinler!