Diyor ki:
“Geçmişteki siyaset tarzımız, söylemimiz, pratiklerimiz konusunda özeleştirel yaklaşmak gerektiğine de samimiyetle inanıyorum.”
Demirtaş beş yıldır iftira ve kumpasa dayalı linç kampanyasına uğradığını savunuyor. Cumhurbaşkanlığı referandumunun kazanılabilmesi için tutuklandığını ileri süren Demirtaş, 2023’teki genel seçim öncesi de hedef alındıklarını iddia ediyor.
Demirtaş, şöyle konuşuyor:
“Beni ve HDP’yi terörist ilan edip kriminal hale getirerek, göstermelik bir yargılama sonucunda hükümlü pozisyonuna düşürerek ya da partiyi kapatarak muhalefet bloğunu iyice sıkıştırmak hedefleniyor. HDP’ye selam veren herkesi daha ağır bir saldırı dalgasına tabi tutarak terör destekçisi ilan etme kampanyasını üst boyuta taşıyacaklar.”
DAVUTOĞLU İLE 12 DAKİKA
Demirtaş, hakkındaki 21 suçlamaya yanıt veriyor.
Bunlardan ilki, 6 Ekim 2014’te HDP’nin Twitter hesabından paylaşılan sokağa çıkma çağrısına ilişkin...
O gece IŞİD’in Kobani ile Türkiye arasındaki Mürşitpınar Sınır Kapısı’nı ele geçirmesi ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yardım sözünü tutmaması üzerine tweet attıklarını savunan Demirtaş, “Tek kaygımız, AKP’yi protesto ettiğimiz için çözüm sürecindeki diyalog zemininin zedelenip zedelenmeyeceğiydi” diyor.
Tweet’ten sonra Davutoğlu ile 12 dakika telefonla görüştüğünü belirten Demirtaş,”Ne dediğini, arzu ederse açıklar” diye ekliyor. Demirtaş, bir gün sonra Erdoğan’ın “Kobani düştü düşecek” demesi üzerine şiddet yaşandığını iddia ediyor.
APO’NUN HEYKELİ
Demirtaş, 13 Aralık 2012’de sarf ettiği “Apo’nun heykelini dikeceğiz” sözüne değiniyor. Bu sözleri söylediği gün Erdoğan’ın elinde Öcalan tarafından gönderilen ve çözüm sürecini başlatan iki mektubun bulunduğunu belirterek, “Bu mektuplar üzerine zaten kısa süre sonra da çözüm süreci başladı” diyor.
Demirtaş, şunları söylüyor:
“Hem mektuptan, hem Erdoğan’ın mektuba verdiği cevaptan haberdardım. Ankara’da şu konuşuluyordu: Barışı gerçekleştirecek olanların heykeli dikilecek. İsmini söylemeyim ama bende o anda çağrışım yaptıran şey, hükümet yetkilisinin kullandığı cümledir.”
ESENYURT SON OLSUN
Demirtaş’ın ifade ettiği üzere HDP barışa katkı yapmak istiyorsa Esenyurt İlçe Örgütü’nün duvarındaki fotoğrafları elleriyle indirmeliydi. Hiçbir hukuk devleti Esenyurt’taki bu manzaraya izin vermez.
Aynı şekilde, HDP’nin 6 Ekim 2014’teki tweeti büyük bir sorumsuzluktur.
Ayrıca terör örgütü liderine yönelik övgü Çözüm Süreci ile izah edilemez. Kaldı ki, AK Parti ile PKK arasında kapı arkası ‘diplomasisi’ ile yürütülen Çözüm Süreci, 2 yıl içinde kanlı bir çözümsüzlüğe evrilmişti.
Apo övgüsünde geri kalmayan AK Partililer geçmişlerini silerken, HDP’liler yargılanıyor.
Dün PKK’lıları karşılamak için Habur’a taşınan mahkeme de, yedi yıl önceki 6-8 Ekim Olayları’na siyasi iklim öyle gerektirdiği için bugün açılan davada yargının siyasallaştığının kanıtıdır.
Türkiye, Selahattin Demirtaş Davası’nda hukuk devleti olmanın gereğini yapmalı ve AHİM’in kararını uygulamalıdır.
CHP’de kriz cumaya ertelendi
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel’in muhalif girişimi CHP’de karşılık buldu.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Grup Başkenvekili Özgür Özel ile üç vekille önceki akşam görüştü. Özel ve vekiller kahvaltı yaptı.
Dün konuştuğum Çelebi, “Partide birliği öne çıkardık. Muharrem İnce’nin çağrılması lazım” diyor.
Cumaya kadar adım atılmasını beklediklerini kaydediyor. “Görüşülmezse yol haritası belirleyeceğiz” diyor.
CHP yönetimi ise “Şu an için istifa yok. Fakat sorunun çözüldüğünü söylemek için de erken” diyor. İnce ile görüşme ihtimali şimdilik bulunmuyor. Bu arada, üç vekilin CHP ile İnce arasında pazarlık yürüttüğü düşünülüyor.
Öte yandan İnce, Memleket Hareketi’nin kurucular kurulunu topladı.
Tüzük hazırlandı. Tüzüğe göre genel başkanı üyeler seçecek. Başkan iki dönem partiyi birinci yapamazsa istifa edecek. Kadınlar için fermuar sistemi uygulanacak. Parti, Cumhuriyetçi ve Atatürkçü diye tanımlanacak. İnce, şu vurguyu yapıyor:
“Atatürk’le problemi olanları, terörün her türlüsünü kınamayanları istemiyoruz.”
İnce, Batı Karadeniz’den geziye başlayacak.
Saadet, Cumhur’a doğru kayıyor
Saadet Partisi’nde (SP) iki çizgi kavgası var.
Milli Görüş’ün lideri Oğuzhan Asiltürk, SP’nin Cumhur İttifakı’na katılmasını istiyor. Anadolu Gençlik Vakfı ve Milli Gazete de bu görüşü savunuyor. Onlara göre SP, Millet İttifakı’na katılarak tabanını daralttı. Eskiden AK Partililerin ikinci partisiyken, beşinci sıraya geriledi. Ayasofya’nın açılışında ve İstanbul Sözleşmesi’nde tavır almamak hataydı. HDP yeterince eleştirilmedi.
SP lideri Temel Karamollaoğlu ve eski lider Mustafa Kamalak ise Millet İttifakı’nda kalmayı savunuyor.
SP, şimdilik açık bir tutum almayacak.
Ancak ağır çekim bir saf değiştirme yaşanabilir.
Seçim yaklaşırken, SP’nin ititfak değiştirdiğini görebiliriz.
Fakat bu, SP’de yaprak dökümü yaratabilir.
