Bisiklet, yoksul ülkeler kadar çağdaş ülkelerin de çok sık başvurdukları bir ulaşım aracıdır.

Fakir ülkeler bisikleti yokluktan tercih ederken, gelişmiş ülkelerin insanları daha çok sağlıklı ve çevreci bir ulaşım aracı olması yüzünden tercih ederler.

Fakat bizim gibi kentlerin çarpık yapılaştığı ülkelerde bisiklet kullanmak oldukça zordur, hatta risklidir.

Bu yüzden şehirlerde son yıllarda belediyeler özel bisiklet yolları yapmaktalar.

Bunlardan bir kısmı başarılı uygulamalar olurken bir kısmı da başarısız olmaktadır.

İşte Adana’da yapılan bisiklet yolları örneği de bence iyi niyetle yapılmış fakat başarılı olamamış uygulamalardır.

Örneğin Turgut Özal Bulvarı’ndaki bisiklet yolları.

Adanalıların yakından bildiği gibi kentin en geniş ve en güzel kaldırımlarına sahip olan Turgut Özal Bulvarı’nın bir bölümüne Zeydan Karalar döneminde bisiklet yolları yapıldı.

Buradaki bisiklet yolu uzun bir cadde olan Turgut Özal Bulvarı’nın tamamını değil yaklaşık iki kilometre uzunluğundaki Anadolu Lisesi/Kurttepe Kavşağı ile Kenan Evren Kavşağı’na kadar olan bölümü kapladı.

Fakat bence burada bir dizi yanlışlar yapıldı.

Birincisi buradaki bisiklet yolunu yapmak için bu caddeye çok büyük güzellik katan ortadaki çiçeklikler kaldırıldı ve bisiklet yolu yapıldı.

Oysa buradaki çiçeklikler caddeye büyük güzellik katıyordu.

Hadi diyebiliriz ki, bu çiçeklikler yine başka yerlere yapılabilir.

Fakat daha vahim bir hava ile bana göre, bisiklet yolunun, Bulvarın bir çok bölümünde yayaların gezdiği kaldırımın ortasına yapılmasıydı.

Şimdi yaya yolu ile bisiklet yolu iç içe oldu.

İnsanlar yürürken korkuyorlar.

Haksız da değiller, çünkü yürürken birden yanınızdan süratli biçimde bisiklet geçiyor.

Diyelim ki karşıya geçmek, caddeye inmek ya da bulvar boyunca sıralanmış olan işyerlerinden, dükkanlardan, marketlerden birisine gitmek istiyorsunuz ve kaldırımdan istikametinizi  o yöne çevirdiğiniz.

Eğer , “Nasıl olsa kaldırımdayım” diye sağınıza solunuza bakmadıysanız yandınız demektir.
O sırada hızla bir bisiklet gelip size çarpabilir.

Aslında böyle bir kaza sonucu bisikletliye de pek suç bulamıyor insan.
Çünkü o da kendi için yapılmış yolundan gidiyor.

Ve bisiklet kullanan insanlar genelde gençler, çocuklar olduğu için bazen dikkatsiz de olabiliyorlar.



Benim de yürüdüğüm bu bulvarda her gün binlerce insan daha çok da belli bir yaşın üstündeki Adanalılar yürüyüş yapıyorlar.

Bunların içinde bel fıtığı hastası olan, kireçlenmesi olan, romatizması olan, fizik tedavi gören ya da herhangi bir hastalığı olan bir sürü insan var.

Bunlardan birisine bisiklet yavaş biçimde bile çarpsa bu insanları sakatlayabilir.
Ayrıca herhangi bir hastalığı olmayan insanlar da tehdit altındalar.

Çünkü hızla çarpan bir bisiklet sağlam bir insanı bile sakat bırakabilir, bir taraflarını kırabilir.

Dolayısıyla Turgut Özal Bulvarı’ndaki bu bisiklet yolu olmamıştır, kaldırımı daraltmıştır, insanların yürüyüş , hareket özgürlüğü ve zevkini kısıtlamıştır.

Onları tehlikeli durumlarla karşı karşıya bırakmıştır. Bulvarın estetiğine ve işlevselliğine zarar vermiştir.

Bence Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, bu bölgede yürüyüş yapan insanlar arasında bir anket yaptırsa durumun vehametini görecektir.

Benim konuştuğum bölge sakinleri, Sayın Karalar’ın bu bisiklet yolunu bir an önce kaldırarak yayaların zarar görmeyeceği bir biçimde düzenlenmesini, belki caddeye bitişik yapılmasını ya da tamamen kaldırılıp eski haline dönmesini bekliyorlar.

Zaten bisiklet yolunun tüm Turgut Özal Bulvarı boyunca yapılmaması ve sınırlı bir bölgede tutulması da projenin sağlıklı olmamasından kaynaklanıyor olmalı.

Evet Sayın Başkan, Adanalıların sesine kulak verin ve her gün on binlerce insanın gidip geldiği, yürüyüş yaptıkları bu caddedeki bisiklet yolu sorununa bir çözüm bulun…

YENİ BİR YILA GİRERKEN

İşte yeni bir yıla daha giriyoruz.

2021 yılı bizi birçok açıdan zorladı.

Özellikle ekonomik anlamda çok sıkıntılı bir yıl oldu.

Dolardaki önlenemez yükseliş, arkasından yapılan ve çok eleştirilen kur politikaları, yüksek enflasyon, zamlar ve hayat pahalılığı 2021’de en çok konuştuğumuz konular oldu.

İnsanlar hayat pahalılığından bezmiş durumdalar. Artık yeter.

İnsanımız kimseye muhtaç olmak istemiyor, rahatça market alışverişini yapabilmek, evinde ısınabilmek istiyor.

Çocukları için iş istiyor, aş istiyor.

Şimdi bütün bunları 2022’den istiyoruz, bekliyoruz.

Bu dileklerle Hoş geldin 2022, inşallah dünyaya ve Türkiye’ye hoşgörü, barış, mutluluk, bolluk getirirsin diyorum.

Mutlu yıllar…