Kapatın gözlerinizi, film şeridi gibi geçirin aklınızdan şu ülkede yaşananları ve lütfen cevap verin. Hak mıdır tüm bunlar? Olmasa gerek… Ama duruma bakılırsa, bir yerde de hak gibi. Sürekli yapay konularla yaratılan gündeme kapılıp gidiyoruz.

Son dönemlerde AKP Genel Başkanı 2002’de gömleğini çıkarttığı Saadet Partisi’nin ağadayılarından Oğuzhan Asiltürk abisini ziyaret etti. Ve siyaset arenasında kimse bu duruma “Bayram değil seyran değil, hayırdır” bile demedi. Zira nedeni belliydi. AKP, kamuoyunda yapılan anket sonuçlarına göre devamlı eriyordu. Yani az çok demeyip oy peşinde koşulmalıydı.

Ama böyle bir ziyaret, muhalefet partilerinden biri tarafından yapılsaydı, yandım Allah deyip, gün boyunca ekranlar ve medya aracılığıyla verip veriştirilirdi.

Onlar yapınca mubah, muhalefet yapınca tu kaka. Oğuzhan Bey de yılların politikacısıdır, çok da deneyimlidir. Buna rağmen “Tayyip Bey hayırdır, ziyaretiniz şahsımın hal ve hatırını sormaksa çok mutlu oldum. Ancak amacınız, yapılacağını düşündüğünüz baskın seçim için destek istemekse partinin genel başkanı Sayın Karamollaoğlu ile konuşmanız gerekirdi” demedi. En nihayetinde böyle konular, parti kurullarında konuşulur ve kararlaştırılır. Kimse tek başına, parti geleneklerinin dışına çıkıp karar verme hakkına sahip değildir.

Değerli Okurlar; Ülkeyi yönetenler neden hep 1950 öncesini anlatıp  CHP’ye saldırıyorlar diye düşündünüz mü? Çünkü 2000 yılında ülkenin nüfusu yaklaşıp 70 milyonken AKP’nin 19 yıllık iktidarı sonucunda çıkan rakam 84 milyon (Mülteciler hariç). 14 milyon, bugün 20 yaşında. AKP iktidarından başkasını tanımıyorlar. Bu kesime de Z kuşağı deniliyor ve yapılacak herhangi bir baskın seçimde onlar da oy kullanacaklar. O yüzden de Sayın Erdoğan bu kuşağa devamlı mesaj vermeye çalışmakla kalmıyor, parti örgütünü de teyakkuzda tutmaya çalışıyor.

Yani o yüzden sürekli TV ekranlarından “Ah bu Ce-Ha- Pe var ya bu  Ce-Ha-Pe! Siz bunları bilmezsiniz, geçmişte neler neler yapmadılar ki? Ekmeği karneye bağladılar, camileri ahıra çevirdiler, inançlarımızı özgürce yaşamamıza mani oldular vb...” diye sesleniliyor. Allah aşkına sıkılmadınız mı her gün aynı muhabbeti yapmaktan? Yandaş medyada da yaylım ateşi. Hele hele minik ortağa ne demeli, ortak, AKP Genel Başkanı’ndan daha ateşli bir üslupla veryansın ediyor.

Şimdi sizlerle bir alıntı paylaşmak istiyorum. Umarım siz de benim kadar beğenirsiniz.

“İktidarın muhalefete bu denli saldırı ve baskı yaparak sindirmeye çalışması bana Platon'un (Eflatun) ünlü “Mağara Alegorisi”ni hatırlatıyor.

Bir mağaranın içinde, dışarıdan gelen ışığa arkalarına dönük olarak ömürlerini geçirmiş olan insanların tek gördükleri önlerine vuran hayvan, insan ve nesne gölgeleridir.

Gerçek formlarını hiç görmemiş bu insanlar için tek gerçeklik bu gölgelerdir. Hapis olan kişilerden biri bir gün aniden serbest kalır.

Mağaranın dışındaki dünya ile karşılaşır. Tamamen ışık ile yani gerçek ile tanışan bu kişinin gözleri neredeyse körlük yaşar.

Zamanla şimdiye kadar gerçek sandığı gölgelerin aslında gerçek olmadığını ve gerçeklerin birer karanlık yansıması olduğunu anlamaya başlar.. Hayatın gerçeğini anlayan bu kişi mağaraya dönüp diğer insanlara gölgelerin sahte olduğunu ve asıl gerçeğin dışarıda olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak dışarıyı hiç görmeyen bu insanlar anlatılanı idrak edemezler ve kızgınlıkla karşı çıkarlar... Platon, mağara alegorisi yani benzetmesinde bir şeyleri anlamaya başlamış olan filozofların bunu halka anlatamayışını örneklemek istemiştir.

Bu metafor günümüz dünyası ve düzeni içinde hala geçerlidir. Çünkü insanlar anlayabildikleri kadarını kabul edip, kendi anlayışlarının ötesinde anlatılanları kabul etmezler. Bu yüzden gerçekleri anlatanlar bir şekilde toplum içinde baskı altına alınır.

Işığı-gerçeği görmek doğruyu duymak rahatsız edicidir. Bu yüzden zihin karanlığı ve esareti seçer. Cahillik mutluluktur. Gerçek ile yüzleşmek ve özgür olmak cesaret ister.”

Burada muhalefete düşen ise karanlıktaki kesimlere, aydınlığı anlatmak olacaktır.

Herkesin bir gün mağaradan çıkabilecek kadar cesur olması dileğiyle...

SON SÖZ: ÖZGÜRLÜĞÜN EN BÜYÜK DÜŞMANI, HALİNDEN MEMNUN OLAN KÖLELERDİR.  CHE GUAVERE