Ortada kayıp bir 128 milyar dolar konusu var. Ne kadar önemli olabilir ki bu para? Elinin kiri sonuçta... Halka hesabı verilecek değil ya... Alışırlar sonra...

Hem daha HDP’nin kapatılması var sırada... Ya emekli askerler balık tutmaktan vaz geçip beylik tabancaları ile darbe yaparlarsa? Niye fikir beyan ediyorlar ki? Ülkede demokrasi falan var sanıyorlar galiba... Neyse gündemi değiştirecek fırsat çıktı bu arada...

★★★

Aslında kayıp falan değil bahsi geçen 128 milyar dolar... Cayır cayır satmışlar... Mart 2019’da başlamışlar... Kapalı kapılar arkasında, bitirinceye kadar...

Öyle bir para kaybedilmiş ki... Bitirince de artık duramamışlar... Borçlanmışlar... Rezervleri eksiye sokmuşlar. Şimdi hesabını veremiyorlar. Unutturmak için her şeyi yapıyorlar.

★★★

“Salgın bahanesiyle yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere, elimizdeki tüm araçları kullanarak fırsat vermedik. Kılıçdaroğlu’nun sürekli sorduğu dövizlerin önemli bir bölümü işte bu mücadelede kullanılmıştır” denildi...

Anlayacağınız yine beka meselesi... Kim saldırıyordu? Bak işin orasına hiç değinilmedi...



★★★

İşin aslı bu paranın satılması Türk Lirası’nın değer kaybetmesini önlemekti. Dolar artmayınca “Yahu ne iyi yönetiyorlar bak dolar da artmıyor” dedirtmekti. Bildiğin algı yönetimi...

Geçen yılın ilk yarısında ekonomide her şey kötüye giderken 6.85’e çakılı bir dolar kuru vardı. Tam iki ay boyunca kıpırdamadı.

Eldeki bütün döviz rezervi bitip borçlanma sınırları aşılıp daha fazla kaynak bulunamayınca gerilmiş yaydaki ok gibi fırladı.

★★★

Neden bu yapıldı? Dolar yükselirse faizi artırmak zorunda kalacaklardı. Nitekim öyle oldu. Yönetimin ekonomiden hiç anlamadığı tescillendi...

Nitekim dolar basamadığın bir para birimi... Nihayetinde 450 milyar dolar da borcun var. O paranın satıp istediğin zaman basabildiğin Türk Lirası’na çevrilmesinin hiçbir anlamı yok. Ülkeye ekonomide yapabileceğin en büyük kötülüğü yapmışsın bari pişkinlik yapma!

Yandaşa ucuza döviz satıldı mı?


Burada sorun 128 milyar doların nereye gittiğini bulmak. Kuvvetle muhtemel çoğu daha önce Türkiye’ye parasını getiren ve kötü yönetim nedeniyle kaçmak isteyen yabancıya satıldı. Ucuz ucuz tanzim satış mağazası mantığıyla dağıtıldı.

Serbest piyasa olsaydı dövize talep geldikçe fiyatı artacaktı. TL’den dolara geçerken, fazla para ödeyecek ve Türkiye’den çıkarken zarar yazacaklardı. Şimdi bu zarar algı uğruna Türk milletinin hanesine yazıldı.

★★★

Peki, nasıl yapıldı? Merkez Bankası parayı kamu bankalarına geçirdi. Onlar istediklerine kafaya göre verdi. Acaba hepsi piyasa fiyatından mı satıldı? Yandaşa kıyak çekilip daha ucuza mı verildi?

Düşünsenize, piyasada dolar 7.5 liradan geçiyor. Bu arkadaş bizim partinin destekçisi, 6.85’den istediği kadar alsın dövizi... Ne malum böyle denilmediği?



★★★

Kabile devleti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bir farkı olmalı... İşte bu sebeple hangi tarihte, kime, ne kadar, hangi fiyattan döviz satıldığı açıklanmalı... Yasal mıydı? Kim ne kadar kazanç sağladı?

Boru değil, 128 milyar dolardan bahsediyoruz burada... “Parayı istediğim kişiye veririm ama kimseye de hesap vermem” olmamalı... Sanki başkanlık sistemi! Pardon ya sağduyulu halkımız sayesinde geçilmişti.

Yenilen kuzunun hesabı bize kaldı!


Hani çıkıp da; “Dicle’nin kenarında bir koyunu kurt kapsa bunun hesabı bizim üzerimizdedir. Kurttan bana ne, koyundan bana ne makamında değiliz” demişti... Hesabının kendilerinden sorulmasını istemişti.

Kurt kuzuyu önce kaptı, sonra ırzına geçti nihayetinde de çevirme yapıp afiyetle yedi... Yedi de ne oldu? Acaba hesabını bize faturalandırsın, biz öderiz diye mi soracaktık? Valla dediği gibi bizim üzerimize kaldı!