Ferdinald Marcos (1917-1989)...

Seçim hileleriyle 21 yıl Filipinler devlet başkanlığı yaptı.

Kurduğu otoriter rejim, yolsuzluklar ve baskıcı uygulamaları nedeniyle büyük tepki uyandırdı. Öyle ki:

3 bin 257 siyasi tutuklu öldürüldü. (Cesetler halka “örnek olsun” diye kafataslarının içine iç çamaşırları konularak yol kenarlarına bırakıldı! Ya da kurbanların vücutları parçalara ayrılarak pazar yerlerinde sergilendi!)

35 bin kişi işkencelerde sakatlandı.

70 bin kişi tutuklandı.

Yani: Dünyanın dört yanında ABD’nin desteklediği baskıcı iktidarlardan farkı yoktu. Zamanla Marcos’un yolsuzluklarına ABD’de dayanamadı, desteğini çekmek zorunda kaldı. Protestoların yoğunlaşması sonucu Marcos, 1986 yılında Hawaii’ye kaçtı.

Rodrigo Duterte (d.1945), bugün Filipinler devlet başkanı.

Ülkenin en uzun süre görev yapan belediye başkanıydı; 22 yıl!

Defalarca devlet başkanlığına aday oldu, kazanamadı. Ancak:

Son 2016 seçimini kazanarak göreve başladı.

Duterte seçimi nasıl kazandı? Sosyal medya desteğiyle...

Şöyle:

TÜRKİYE İLE BENZERLİK


Filipinler, kişi başına düşen sosyal medya kullanımında, selfie çekmede, mesajlaşmada dünyada bir numara! 15 milyon takipçisi olan internet ünlüleri/ “influencer” var.

Duterte, uyuşturucuyla mücadeleyi seçim stratejisinin merkezine koyarak genç sosyal medya kullanıcılarını yanına çekti. Ve seçildi.

Peki, Duterte iktidara gelince ne yaptı dersiniz; sosyal medyaya savaş açtı!

Örneğin:

Sadece internet üzerinden yayın yapan haber sitesi “Rappler” ve başındaki –bir dönem ülkenin en büyük kanalında haber müdürlüğü yapan- gazeteci Maria Ressa’yı hedefe koydu.

Duterte artık “işi” öğrenmişti: Sahte hesaplar-troller ile dezenformasyon merkezleri kurdu. Gerçekleri çarpıttı, kasıtlı yalan haberler yaydı. Muhaliflerini rencide edip aşağılama gibi küçük düşürücü kara propagandaya başladı.

Duterte trolleri sahte hesaplar üzerinden Maria Ressa hakkında küfür içeren paylaşımlar yapmaya başladı. (Yazdıklarını yazmayayım!)

Ardından... “Rappler Kapatılsın”, “Vatan Haini Ressa”,  “Maria Ressa Tutuklansın”, gibi daha da saldırganlaştılar.

Ardından... Maria Ressa hakkında, “vergi kaçırmak” gibi iddialarla on kez tutuklama kararı çıkarıldı.  Sekiz tutuklamadan kefaletle serbest bırakıldı. Fakat, 2019 yılında “siber iftira” suçundan tutuklandı.

Maria Ressa’nın bağımsız medyanın susturulması çabalarına karşı verdiği mücadele uluslararası alanda tanınmasını sağladı.

TIME dergisi tarafından 2018’de “Yılın İnsanı” seçildi. BBC’nin 2019 yılı “En Etkili 100 Kadın” listesinde yer aldı.

Ülkemizde de bu yıl Uluslararası Hrant Dink Ödülü’ne değer görüldü.

Ve bu yıl Nobel Barış Ödülü verildi.

Artık yazıyı toparlayayım:

SORU SORMA SUÇU


Yazmazsam kendime ihanet ederim:

İki yıl hapis yattım, beraat ettim...

Odatv haber sitesi kapatıldı ve iki yıldır halen kapalı...

Hakkımda yapılmayan yalan haber kalmadı...

“İmara uygun değil” diye hakkımda dokuz tuhaf ceza davası bile açıldı.

Yazdıklarımdan ve Odatv’nin yazdıklarından dolayı neredeyse haftada bir karakola ya da adliyeye gidiyorum...

Dönek liboş solcu olup, kıblemi Batı merkezlerine çevirseydim ödüllere boğulurdum! Bağımsız gazetecilikte ısrar ederseniz ne Musa’ya ne İsa’ya yaranırsın!

Bırakın yurt dışını; Odatv, Bakan düşüren haber yapıyor, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bile ödül vermiyor! Neyse, en büyük ödülü tarih verir...

Konuma döneyim:

Sokak röportajları yapan üç genç Youtuber:

Arif Kocabıyık...

Hasan Köksoy...

Turan Kural...

Hafta sonu eş zamanlı olarak gözaltına alındı. Kameralarına mikrofonlarına el konuldu.

Ve üç Youtuber hakkında ceza kesildi: Ev hapsi! Yani, “sokağa çıkıp röportaj yapamazsınız!”

Avukatları, denetimli serbestlik için imza hakkı istemesine rağmen ısrarla ev hapsi verilmesinin sebebi belli değil mi?

İktidar, üç gencin halka sorduklarından rahatsız olacak ruh haline mi geldi?

Soru sormak, suç mu bu ülkede?

AKP ne yaptığını biliyor mu? Konuyu, AkTrollerin her gün sosyal medyada yalan haber yayıp, adam asmaca oynadıkları meselesine getirmeyeceğim.

Türkiye’de 56,4 milyon sosyal medya kullanıcısı var. Siz bu insanları susturabilir misiniz? AKP iktidarı nereye koşuyor?

Bırakın Youtuber sorsun, halk konuşsun.

Üç Youtuber hemen serbest bırakılsın. Yazıktır bu gençlere...