Bende bir sevinç, bir sevinç sormayın!

Ay’a gidiyoruz Ay’a!

Bakmayın siz münafıklara!..

Varsın  “Daha halkımıza Covid-19 aşılamasını yapamamışken, yerli otoyu, milli hava savunma sistemimizi üretememişken, yerli-milli uçağımızı uçuramamışken, 18 yıllık AKP iktidarında 12 kilometrelik atmosfere bir arpa boyu yaklaşamamışken, nereden çıktı bu uzaya astronot gönderme fikri” desinler...

Aldırmayın onlara!..

Biz Ay’a, onlar yaya!..

★★★

Haberi duyduğumda 70’li yıllarda TRT için yaptığımız iki röportaj gözlerimin önünden film şeridi gibi geçiverdi.

Bunlardan biri Hatay’da gerçekleşmişti.

Merhum ekip arkadaşım Vedat Tayyar Erdamar ile birlikte, İstanbul’dan kalkıp Hatay’a kadar gitmiş, projenin sahibi mühendis girişimcilerle “Feydamid Uzay Projesi”ni konuşmuş, gezegenler arası yolculuk yapacak “Midan” ve “Dancer” adlı uzay araçlarını görüntülemiştik!..

Uzay projesi deyince aklınıza teknolojik yatırımlar, laboratuvarlar, büyük tesisler gelmesin! İddialı grubun sadece bir büroları vardı ve ressamlara çizdirdikleri hayal ürünü uzay gemilerinin resimleri... Bir de akü üzerine bağladıkları bir sarkaç!..

“Projenizi bize gösterir misiniz” deyince; o sarkacı hareket ettirmişler, buldukları yeni bir fizik kanunuyla (!), yer çekimini nasıl yendiklerini anlatmışlardı!..

İddialarına göre ilk uzay uçuşlarında, Ay’a gidecekler, dönüşte İstanbul ve Ankara’ya selam verdikten sonra, projenin başladığı Hatay’a döneceklerdi!..

★★★

“Peki sonra ne oldu? Proje şimdi hangi aşamada” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Hiçbir şey olmadı. Çünkü her şey hayalden ibaretti ve hayal olarak kaldı!..

★★★

İkinci röportajımızı ise 1979 yılında kendisini “Uzay Danışmanı” ya da “Evrenler arası seyahat menajeri” olarak tanıtan Kamil Naim Kumaşçı ile yapmıştık. Kamil Bey açıklamalarında uzay yolculuklarının patentini aldığını, kendisinden izinsiz hiçbir kişinin uzayda seyahat edemeyeceğini söylemiş ve rezervasyonlara başladığını belirtmişti.

Onun da ömrü vefa etmedi ve danışmanlığı hayalden öte gidemedi!..



Ama şimdi durum başka.

Elon Musk’ın “Space-X” roket programına milyon dolarları bastıracağız ve ilk Türk astronotunu Ay’a yollayacağız...

Zaten Ay yolculukları çoktan bizdeki, Aksaray-Taksim dolmuş seferlerine dönüştü bile! İnsanlar 20 milyon doları yatırıyor ve eğer bir sağlık sorunları yoksa hoopp “Ay”a ışınlanıveriyor.

Eh nasılsa denizde kum, bizde de para!..

Bir Ay yolculuğuyla kimse düşmez dara!..

★★★

Şimdilik tek sorun ilk astronotumuzun kim olacağı?

Benim astronot adayım belli:

Uzaylı Mustafa Topaloğlu!..

Zira adamcağız hayatı boyunca “Uzaylıyım ben” dedi, kimseyi inandıramadı ama bana göre bu özelliği astronot olmaya ve doğduğu yere dönmeye yetti!..

★★★

Bir önerim daha var;

Projenin genel koordinatörlüğüne de Boğaziçi Üniversitesi’nin atanmış rektörü Melih Bulu getirilmeli.

Hatta “Altı ayda nükleer silah üretiriz” diyen Sayın Melih Bulu Bey’den, altı ay içinde yerli ve milli uzay roketi hazırlaması da istenmeli!..

★★★

Oktay Gökdemir Hocama ulaşan bir habere göre de; önceki akşamdan beri Türklerin geleceğini duyan uzaylıları bir telaş almış ki, sormayın...

Ya bütün ihaleleri, uzaydaki duble yolları, Mars’taki “HES”leri, Jüpiter ile Neptün arasındaki asmalı köprü işlerini ve “Hayaldi gerçek oldu” sloganlı uzaysal dönüşüm inşaat rantlarını, bundan sonra hep Türkler alırlarsa diye derin bir kaygıya kapılmışlar...

Adamlar haklılar, çünkü iddiaya bakarsanız TOKİ ve muhteşem Türk müteahhit beşlisi, Ay’ın dünya manzaralı yüzünü lüks villalar inşa etmek için şimdiden kapatmışlar...

★★★

Yani demem o ki sevgili dostlar Ay’a gidiyoruz Ay’a!..

Her ne kadar bazı münafıklar “Ayın sonunu getirmekte zorlanıyoruz” deyip, işin tadını kaçırmaya çalışsalar da onlara inat Ay’a gidiyoruz işte...

Roketcanımız hazır...

Bağkur emeklisi Afitap teyze ile Yaşar amcanın “Ay’da askıda ekmek kampanyası da olacak mı” diye önceki akşamdan beri merak içinde olmaları bile, bu güzel haberin yarattığı keyfi bozmamalı!..

★★★

Ay’a gidiyoruz vesselam...

Heyttt!...

Var mı ötesi?...