Zamlar şarapnel parçası gibi suratımıza suratımıza çarpıyor, bardakla yağ, bayat ekmek, yarım simit, pazarda çeyrek lahana satılıyor, hâlâ utanmadan oturmuşlar masaya, asgari ücrete 100 lira mı zam yapalım, 200 lira mı, onun pazarlığını yapıyorlar.



Birader bu nasıl ülkedir ki... Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına dolarla para ödediğimizde batmıyor da, asgari ücretliye para ödeyince batıyor.

Şahlanmıyor muydu bu ülke?

Sıra asgari ücretliye gelince mi şaha kalkamıyor?

Buckhingham’ın dört misli, Beyaz Saray’ın altı misli, Kremlin’in sekiz misli büyüklüğünde saray yaptırıp, ABD başkanında bile olmayan makam uçaklarıyla dolaşıp, ejder meyveli smoothieler içerken itibardan tasarruf edilmiyor da, asgari’den mi tasarruf ediliyor?

Sen Tbmm lokantasında tıkabasa, çorbaya iki lira, iç pilavlı kuzu fırına sekiz lira, fıstıklı kadayıfa üç lira ödeyerek geçiniyorsun da, şımarık asgari ücretliler Michelin yıldızlı restoranlara gittiği için mi geçinemiyor?

Beş yerden maaş alan milletvekilleri var, dokuz yerden maaş alan milletvekilleri var, asgari ücretliler tembel mi, çalışma götü mü yok asgari ücretlilerde, o yüzden mi beş yerden asgari ücret almıyorlar da, sadece bir asgari ücret alıyorlar?

Sedat Peker’den ayda 10 bin dolar alan milletvekili var, asgari ücretliler de Alaattin Çakıcı’dan mı para alsın?

Dokuz milyon Suriyeli’yi besliyor bu ülke... Somali’nin borcunu üstleniyor, Barzani’nin memurlarının maaşını ödüyor, Rusya’ya 170 milyon dolara kubbesi altın varaklı cami yaptırıyor, Cibuti’de karada yer kalmamış gibi denizi doldurarak, 50’şer metre minareli cami yaptırıyor, Afrika’ya tiko para milyarlarca dolar hibe ediyor, 175 ülkeye sebil gibi para saçıyor, Birleşmiş Milletler Küresel Yardım Raporu’na göre “dünyanın en cömert ülkesi” ilan ediliyor... Asgari ücretliye niye cimriliği tutuyor? Suriyeli olmadıkları için mi?

Bir yandan din-iman-rabia tweetleri atan, beri yandan kumar fişleriyle, revü kızlarıyla, elinde kadehle jakuzide poz veren, henüz 20’li yaşlarda olmasına rağmen lüks otomobil koleksiyonu yapan arkadaşın, bir yandan Akp genel merkezinde çalışıp, beri yandan elektrikli süpürge hortumu gibi kokain çektiğini hepimiz gördük... E, asgari ücretlilerin asgari ücretle anca dört gram kokain alabilmesi, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı değil mi? Lüks otomobil koleksiyonunda gözümüz yok ama, Akp genel merkezinde çalışan bu genç arkadaş şakır şakır kokain çekerken, dört kişilik asgari ücret ailesi, ayda kişi başına bir gram kokainle nasıl idare etsin?



Satın alma gücüyle hesaplanıyor ama, aslında satın alamama gücüdür asgari ücret.



Fabrikadaki öğle yemeğinde çıkan tatlıyı saklayıp, işyerindeki öğle yemeğinde verilen meyveyi yemeyip, akşam çocuğuna götürmektir.

Balık istifi belediye otobüsünün buğulanmış camından dalgııın dalgın dışarıya bakıp, zihnini kaplayan zifiri düşünceler yüzünden etrafı bile görmemektir.

Kira, elektrik, doğalgaz, su, telefon, aidat, peşpeşe faturalar, şemsiyesiz yakalandığın sağanaktır.

Asgari ücretle çalışmayanlar bilmez ama, ev eşyaları canlıdır... Sinsi sinsi beklerler, aniden üstüne çullanmak için pusu kurarlar, aralarında sözleşmişler gibi tam maaş tükendiği gün bozulurlar. Buzdolabını tamir ettirirsin, çamaşır makinesi arıza çıkarır, onu halletsen, ütü kıllık yapar, hanım sağolsun halden anlar, hiç ses çıkarmaz ama, öyle bir tarifsiz kederle bakar ki kardeşim... Çaresizlikten yüreği yırtılan insandır asgari ücretli.

Hayatın baharında saçı ağarandır.

55’inde yaşam boyu yenilgi hissidir.

Gündüzleri adeta dünyayı omzunda taşımanın yorgunluğuna rağmen, geceleri gözüne uyku girmeyendir, yorganını çenesine kadar çekip, sabaha kadar tavana bakandır.

Evin direğinin, burun direğindeki sızıdır.



Sizi bilmem, ben asgari ücretle çalıştım, ne anlama geldiğini dibine kadar bilirim.

Her ay anca 23 gün ucu ucuna gelip, her ayın aynı 23’üncü günü sobamızın biten gazını artık alamadığımız gerçeğidir.



Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “en az” demektir.

“En alt” demektir asgari.

“En düşük” demektir.

“En aşağı” demektir.

En az’a zam yaparken, hâlâ utanmadan en alt teklifte bulunmak, asgariden düşük vicdandır, insan ahlakının en aşağı halidir.