Siyasi lagalugalar hayatımızı öylesine kapladı ki, hayatımıza dair hayati sorunları haber bile yapmaz hale geldik.



Varlığıyla onur duyduğumuz Mete Gazoz mesela... Okçuluk tarihimizin ilk olimpiyat altınını kazandı, henüz 22 yaşında rol model oldu, efsane yazar Paulo Coelho yeni romanı “Okçu’nun Yolu”nu Mete’ye adadı, hem her yönüyle Türkiye’yi gururlandırıyor, hem hayatının en mutlu günlerini yaşıyordu, küt... Anneannesine evinin önünde otomobil çarptı, kadıncağız pisi pisine hayatını kaybetti.



Son on yılda Mete’nin ailesi gibi kaç aile durup dururken kendisini böyle musalla başında buldu biliyor musunuz... 75 bin aile!



İnanılması gerçekten güçtür ama, devletin resmi rakamlarına göre, her gün 20 insanımızı asfalttan alıp, toprağa veriyoruz!



Makarayı biraz geri sarıp, acı acı hatırlayınca, trafik kazasında sanatçı kaybetme dünya rekorunun bu memlekete ait olduğunu görüyoruz...

Yeşilçam’ın unutulmazlarından Necdet Tosun trafik kazasında rahmetli olmuştu, oğlu Erdal Tosun da trafik kazasında rahmetli oldu.

Kerim Tekin tankere çarptı, Ajlan Büyükburç traktöre vurdu, Barış Akarsu kamyona girdi, Uzay Heparı motorda gitti, Gökhan Semiz refüjde takla attı, Aylin Urgal uçuruma yuvarlandı, Esengül bariyere saplandı, Belkıs Dilligil köprüde hatalı sollama yapan birinin kurbanı oldu, Sevim Tanürek’e yaya geçidinde asrın liderimizin oğlu patlattı.

Geleneksel tiyatromuzun son temsilcisi, fesiyle kavuğuyla güldürü sembolü olan İsmail Dümbüllü’yü trafik kazasında kaybettik, trafiği rahatlatmak için açılan Boğaziçi Köprüsü’nden ilk geçen cenaze, Dümbüllü’nün cenazesi oldu... Türk tiyatrosunda bundan daha ağır bir komedi-dram sahnelendi mi, bilemiyorum.

Yeşilçam’ın ilaçlı gazoz jönü Önder Somer, beyaz perdenin en sevimli kötü adamı Ahmet Tarık Tekçe, şair ve sinema-tiyatro ustası Kamran Yüce, köy köy dolaşarak traktör römorköründe tiyatro yapan, San Remo’da en iyi erkek oyuncu ödülü alan Erkan Yücel, hepsi trafik kazası yüzünden aramızdan ayrıldı.

Folk pop grubu Beyaz Kelebekler şarampole uçtu, dizi oyuncusu Onur Bayraktar motoruyla taksiye vurdu, halk müziğimizin Kıvırcık Ali’si kaygan yolda takla attı, protest müzik sanatçısı Alaaddin Us’a kırmızı ışıkta kamyon bindirdi, şovmen Boran Kaya kamyonetle çarpıştı, devlet tiyatrosu sanatçısı Meral Taytuğlu’nun içinde bulunduğu minibüs kamyonla tokuştu, erotik filmlerin yıldızı Sermet Serdengeçti denize uçtu, Muammer Çipa, Asaf Çiyiltepe, Huban Öztoprak, İsrafil Köse, Talat Artemel, Mehmet Emin Toprak, Mehmet Karagül, hangi birini sayayım ki, kimisi 56 yaşında kariyerinin zirvesindeydi, kimisi henüz 26 yaşında, pırıl pırıl parlıyordu.

Atatürk Anıtı’yla Time dergisine kapak olan, anıtsal heykeltıraşımız Profesör Tankut Öktem... Trafik kazasında son nefesini verirken, trafik kazasında son nefesini veren Barış Akarsu’nun heykelini yapıyordu.



Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu, taçsız kral Metin Oktay’ı trafik kazasında kaybettik.

Nuri Asan, Muzaffer Badalıoğlu, Mete Adanır, Zoran Tomiç, kamyonla çarpışarak uçuruma yuvarlanan Samsunspor’u kim unutabilir.

Ata sporumuz güreşte Türkiye’nin ilk olimpiyat madalyasını kazanan Ahmet Kireççi, dünya ve olimpiyat şampiyonu güreşçimiz Hamit Kaplan, teknik direktör Tevfik Lav, ralli şampiyonumuz Renç Koçibey, spor gazeteciliğinin duayeni Cüneyt Koryürek, basketbol denince ilk akla gelen isimlerden İsmet Badem, yollarda kaybettik.



Her partiden herkesin sevdiği tarihteki tek bakanımız Adnan Kahveci, en takdir edilen valimiz Recep Yazıcıoğlu, Ankara belediye başkanı mimar Vedat Dalokay, Adnan Menderes’in oğlu Mutlu Menderes, Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye getirilmesinde etkin rol oynayan saygın diplomatımız Rahmi Gümrükçüoğlu... Atatürk’ün manevi kızı Ülkü’yü bile trafiğe kurban verdik!



Siyasete angaje olan günümüz gazetecileri artık trafik kazalarını haberden saymıyor ama... Gazeteciler Sendikası ve Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı yapan İlhami Soysal’ı, kelimelerin efendisi Selahattin Duman’ı, dergi yayıncılığında çığır açan Gelişim Yayınları’nın kurucusu Ercan Arıklı’yı trafik kazasında kaybettik.

Hande Mumcu, Barış Selçuk, Salih Peker, Ahsen Çetiner, haber takibinde hayatını kaybeden yerel/ulusal gazetecilerin listesini yazmaya kalksak, sayfaya sığmaz.

Cüneyt Cebenoyan, ülkemizdeki çözülmeyen sorunların özeti gibiydi, ablasını bombalı terör saldırısında, oğlunu, annesini ve babasını 1999 Marmara depreminde kaybetmişti, kendisi de trafik kazasında gitti.



Türkiye’de olağan kabul edilen, olağanüstü tablonun özetidir bu.



Mete’nin sevgili anneannesi, bu yıl pisipisine kaybedeceğimiz beş bin insanımızdan sadece biri... Bu yıl şimdilik dört bin küsur insanımızı kaybettik, yılsonuna kadar beş bini rahat geçeceğiz.



Aslına bakarsanız, her yıl yedi binden fazla insanımızı trafik kazalarında kaybediyoruz ama, pandemi sayesinde biraz azaldı.

Yani, bu ülkede artık trafik ölümlerini anca başka türlü bir ölümden kurtulmak için, sokağa çıkmazsak azaltabiliyoruz!



Elbette dünyanın her yerinde trafik kazası var.

Ama dedim ya... Siyasi lagalugalar hayatımızı öylesine kapladı ki, kendi insanını bu çok ve bu kadar kolay harcayan, üzerinde durmaya gerek bile görmeyen, haber bile yapmayan, dünyada sadece biz varız.