Kendini dünyanın patronu gören Amerika Birleşik Devletleri, ona sınırsız destek veren İngiltere ve NATO; Afganistan’da kamyonet arkasında oradan oraya koşturan üç beş çapulcu olarak görülen Taliban’a nasıl yenildi? Bütün dünyanın gözü Afganistan’daki kaosa, milyonlarca vergi veren Amerikalının da ceplerinden uçup giden milyar dolarlara çevrildi.

Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor Afganistan. Çünkü, orada askerlerimiz, polisimiz, diplomatlarımız var. Ayaklarına taş değsin istemeyiz ama tehlikedeler. Göç sorunu var sonra. Her gün kafileler halinde yeni Afgan göçmenler ülkemize giriş yapıyor.

Bize ne yenilgiden diyemeyiz...

Fakat bugün sizlerle, ABD ordusunun işgal ettiği Afganistan’dan kaçışını değil, bu skandal yenilginin tüm ayrıntıları ile nasıl ve hangi medya kuruluşunda verildiğini paylaşacağım. Özgür basını yani!

Önce şunları okuyun lütfen...

* ABD’nin 20 yıl boyunca 83 milyar dolar harcayarak eğittiği ve donattığı Afgan güvenlik güçleri, ülkede bazı yerlerde tek bir kurşun bile atılmadan hızla ve tamamen çöktü.

* Bu ortamda ABD’nin Afgan ordusunu inşa etmek için yaptığı yatırımlardan en çok Taliban faydalandı. Örgüt sadece siyasi güç elde etmekle kalmadı, aynı zamanda ABD’nin tedarik ettiği silah, cephane, helikopter ve diğer askeri teçhizatı da ele geçirdi...

* Taliban, şaşırtıcı bir hızla Kabil’i kontrol altına alarak savaş uçakları gibi daha büyük kazanımlar da elde etti...

* ABD Savunma Bakanlığı’ndan adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Taliban’ın eline geçen, ABD’nin Afgan güvenlik güçleri için tedarik ettiği askeri malzeme miktarının çok büyük olduğunu söyledi!

* Afganistan’daki durum, ABD ordusu ve istihbarat dairelerinin yanlış değerlendirmesinin bir sonucu olarak yorumlanıyor.

* Sorunun temel boyutu, Irak’ta yaşananları hatırlatıyor. Bu durum, Afgan güçlerinin içinin boş, üstün silahlarla donatılmalarına rağmen ülkelerini savunma motivasyonu gibi kilit bir bileşenden yoksun olmalarıyla açıklanıyor.

* Daha az gelişmiş silahlara sahip olan, hava gücü bulunmayan Taliban’ın Afgan güvenlik birimleri karşısında etkin olması, ABD istihbaratının bu üstünlüğü görememiş olmasından kaynaklandı.

* ABD ordusunu yöneten komutanlar, yaşanan sorunları hafife aldı.

* Afgan ordusunun, askerlere ödenen maaşlara kadar Amerika’ya bağımlı olduğu biliniyordu. Ancak bu paralar çoğunlukla yolsuzluk yapan subaylara ve para akışını sağlamak için kayıtlarda tahrifat yaparak ‘hayalet askerler’ yaratan hükümet yetkililerinin cebine gitti.

* ABD, Afganistan’ı yeniden inşa etmek için 145 milyar dolar harcadı. Bunun 83 milyar doları ordu ve polis güçlerini kurmak, sürdürmek için gitti.

* ABD 145 milyar doların yanı sıra 2001 yılı Ekim ayında Afganistan’ı işgaliyle başlayan savaşta 873 milyar dolar harcama yaptı...

* Son 20 yılda Afgan güçleri için yapılan 83 milyar dolarlık yatırım, ABD Piyade Güçleri’nin tamamının geçen yılki bütçesinin neredeyse iki katı.

* 83 milyar dolar aynı zamanda ABD’nin 40 milyon vatandaşı için geçen yıl ayırdığı gıda yardımlarından fazla!

***

Nasıl?

Öncelikle, mega orduların Afganistan’da aslında Taliban’a değil, ‘yolsuzluğa’ yenildiklerini anlıyoruz! Sonra, Taliban’ın artık ‘çapulculardan’ ibaret olmadığını, modern helikopterleri, uçakları, radarları, gelişmiş silahları olan bir ordu haline geldiğini öğreniyoruz.

Şimdi gelelim ‘ders almamız’ gereken bölüme...

ABD’yi 20 yıldır yönetenleri, askerini, komutanlarını, stratejistlerini, milyarlarca doları çarçur edenleri madara eden bu haber, Amerikalılardan hiç hoşlanmayan Çin, Kuzey Kore ya da Ruslar’ın yandaş medyasına mı ait? Kesinlikle hayır!

Milyonlarca Amerikalı’nın vergileriyle kurulmuş, ABD’nin TRT’sine eşdeğer Voice of America(VOA), Türkçesi ile Amerika’nın Sesi yayın organına ait... Düşünsenize günümüzde, milletin vergileriyle ayakta duran TRT’nin herhangi bir konuda yaptığı haberle siyasi otoriteyi eleştirdiğini, böyle bir yayıncılık yaptığını?

Olanları tüm çıplaklığı ile anlatan, ABD’yi yönetenlerin ipliğini pazara çıkaran, ‘yenilgiyi’ anlatan bu haber değil beni düşündüren şey! Kendi yolsuzlukları, kendi dolarları. Yönetimdeki Başkan Clinton’a bile hesap sordukları gibi er geç 145 milyar doların akıbetini de sorarlar...

Benim sinirimi bozan, dünyadaki yerimizi gösterip ‘yenilmişlik duygusu’ yaşatan Amerika’nın Sesi’nin “Biz Kimiz” diyerek tanıtım yapılan sayfası... Şöyle yazıyor orada: “VOA, basının kısmen özgür olduğu ya da hiçbir şekilde özgür olmadığı bölgelere, 45’i aşkın dilde yayın yapan, ABD’nin en büyük uluslararası multimedya haber kuruluşudur...”

Amerikalılar’ın çıkarları için kurulan; bu yolda kendi yöneticilerini asker sivil demeden eleştirmekten zerre çekinmeyen Voice of America, memleketimizde 1949 yılından beri kesintisiz yayın yapıyor iyi mi!

Haliyle merak ediyor insan. VOA’nın 72 yıldır Türkçe yayın yaptığı Türkiye basınının 2021’deki yeri hangisi? a) Kısmen özgür... b) Hiçbir şekilde özgür değil...