KAGİDER, 8 Mart açıklamasında kadın katılımının ekonomik refah ve demokrasinin ön koşulu olduğunun altını çizdi. Açıklamada şöyle denildi: “İnsanlık olarak bugün karşımıza çıkan tehditlerin, yaşadığımız çevre sorunlarının, iklim değişikliğinin, sosyo-ekonomik dengesizliklerin ve jeopolitik gerginliklerin çözümü sürdürülebilirliği uygulamaktan geçmektedir.

TÜM TARAFLARA ÇAĞRI

Döngüsel bir ekonominin yarattığı; adil, fırsat eşitliğinin olduğu, dezavantajlı kesimlerin görüldüğü sürdürülebilir bir sistem yaratmak zorundayız. Bu sürdürülebilir sistemin anahtarı ise toplumsal cinsiyet eşitliğidir, kadınların sürece tam katılımını sağlamaktır. Kadınların toplum içindeki konumu, ülkeler için gelişmişlik düzeyi göstergesidir. İstihdamdan sosyal hayata, girişimcilikten siyasal temsile kadınların katılım oranı günümüz ülkeleri için sadece bir istatistik değil, geleceğimizdir. Kadın ve erkek eşitliğini içselleştirmiş ve bunun gereğini yapmış toplumlar sürdürülebilir kalkınmanın, refahın ve demokrasinin ön koşuludur.”

KAGİDER başta Hükümet olmak üzere iş dünyası, STK’lar ve siyasi partiler dâhil tüm ilgili taraflara ekonomiye ve siyasete kadınların katılımını artırmak, toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmek için iş birliği içinde çalışma çağrısı yaptı.

Kadın istihdam oranı yüzde 29.4 düzeyinde


■ KAGİDER açıklamasında altı çizilen bilgilere göre bugün Türkiye’nin 32 milyon 383 bin kişilik çalışma yaşındaki kadın nüfusunun sadece 11 milyon 79 bini işgücüne dahil.
■ Son 18 yılda kadın nüfusunda yüzde 25 artış olmasına rağmen, çalışma çağındaki kadınların işgücüne katılma oranı yalnızca yüzde 3 arttı.
■ Kadın istihdam oranı yüzde 29.4 düzeyinde.
■ Her üç kadından ikisi işsiz.
■ Pandemi döneminde büyük mücadele veren ve dayanıklılık gösteren kadın girişimciler ise hâlâ ülkemizdeki girişimcilerin sadece yüzde 14’ünü oluşturuyor.