Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karaman - Konya Hızlı Tren Hattı ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Açılış Töreni'nde Türk Tabipleri Birliği'ne (TTB) yüklendi. Muhalefete tepki gösteren Erdoğan, şunları söyledi:

* Nankörleri koy bir kenara. Takdir eden eder. Eski Türkiye özlemcilerinin çıkardıkları gürültüye bakmayın, aslında eski Türkiye'nin ne olduğunu en iyi onlar biliyor.

* Milletimiz istikrar ve güven ikliminde ülkenin kaderini onlara teslim etmedi ve etmeyecektir. İktidar ümitlerini ülkeyi yeniden siyasi ve sosyal kaos günlerine geri döndürmeye bağlamalarının sebebi işte budur. Varsın ülke batsın, bitsin, yangın yerine dönsün. Varsın millet, sefalete, huzursuzluğa, umutsuzluğa gark olsun. Yeter ki bunların gemileri yürüsün. Dertleri bu.

"SAHTEKARLAR"

* Ülkemizde maalesef böyle bir muhalefet böyle bir siyaset anlayışı hâlâ var. Yalansa yalan, dolansa dolan. Hepsi bunlarda. Şimdi bunların bir de Tabipler Birliği var. Ya bunlar ne kadar yalancı ne kadar cambaz ya.

* Erciyes Üniversitesi, büyük bir kadroyla TURKOVAC aşısını üretiyor, icat ediyor. Adamlar 'böyle bir şey yok' diyor. Siz ne sahtekarsınız, ne yalancısınız ya. Madem biliyorsunuz da Tabipler Birliği olarak bugüne kadar bir eseriniz var mı? Yok ama yapana da hep taş koydunuz. Sahtekarlar.

* Şehir hastanelerini yaptık, eğitim araştırma hastanelerini yaptık. Bay Kemal'in Savaş Ay'ın programında gösterdiği gibi o rezil hastanelere vatandaşımızı mahkum etmedik. Tabipler Birliği olarak o rezilliklerin olduğu zamanlarda hiç sesiniz çıkmadı. Bu sahtekarlar, bu cambazlar, maalesef hastanelerde rehin alınan vatandaşımın haklarını bir gün savunmadı. Biz o dönemleri de yaşadık, zor mücadeleyi verdik. Bunlarda utanma yok.

* Şehir hastanelerinin benzeri sizin geçmişinizde, tarihinizde var mı? Bunları AK Parti iktidarı olarak Türkiye'nin dört bir yanına yaptık, yapmaya da devam ediyoruz, edeceğiz. Çünkü benim vatandaşıma bunlar layıktır, bunlar yakışır.

* 2023'te büyük ve güçlü Türkiye'nin yükselişinin müjdesini verirken bu çarpık zihniyeti de tarihin tozlu raflarına havale edeceğiz.

İBB'YE TEPKİ

* Bugünden başlayarak seçim gününe kadar hep birlikte çok çalışmamız gerekiyor. Kapı kapı dolaşacağız. Milletimizin her bir ferdine bu gerçekleri anlatacağız. Kimin ülkenin ve milletin  aydınlık geleceği için gecesini, gündüzüne kattığını, kimin ülkenin ve milletin felaketinden  medet umduğunu herkese göstereceğiz. Şehit yakınlarına söven, milli hassasiyetlerini dile getirene hakaret eden haysiyetsizlerin gerçek yüzlerini sergileyeceğiz.

* Terör örgütünün aparatı olan partiyi, belediyelerde olduğu gibi hükümette de ülkenin başına bela etmeye çalışanların riyakarlıklarını anlatacağız. İşte İstanbul'da CHP belediyesi ne yapıyor? Bakıyorsunuz anlaşma yapmışlar. Ne yazık ki, terör örgütünün aparatları olarak da bunlar İstanbul  Büyükşehir Belediyesi'nde istihdam ediliyor. Aynısı Ankara'da. Aynısı değişik yerlerde. Bunca yıldır ter döktüğümüz küresel siyaset ve para baronlarına teslim etmeye kalkanların sinsi oyunları da deşifre edeceğiz.

* Türkiye'yi hedeflerinden uzaklaştırmak isteyenlere son dönemde pek çok yerde örnekleri yaşanan kargaşa ve parçalanma iklimine sokmanın peşinde koşanların ihanetlerini ortaya sereceğiz. Durmayacağız. Daha çok çalışacağız. Dün Gezi olaylarındaki meselenin ağaç, 17-25 Aralık kumpasındaki meselenin adalet, 6-8 Ekim olaylarındaki meselenin Kobani olmadığını artık şüpheye mahal bırakmayacak kadar kesinleşmiştir. Bütün bunlar ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini, devletimizin  gücünü parçalayarak vatan topraklarında  ve bölgemizde kurulmaya çalışılan kirli bir tezgahın yolunu açmaya gayesi güdüyordu. Bölgemizdeki pek çok ülkede başarıyla uygulanan bu senaryo Türkiye'de milletimizin dirayetine, cesaretine  çarparak param parça oldu.

DÖVİZ KURU VE ENFLASYON

* Ülkemiz içinde piyasalarda döviz kuru üzerinden başlatılan tedirginliklerle  aynı oyun sürdürülmeye başlandı. 20 Aralık'ta ne yaptık? Bunların ayaklarını kestik mi? Ne oldu ? Bir anda döviz aşağı inmeye başladı mı? Siz, bizim yanımızda olduğunuz müddetçe 'durmak yok, yola devam' diyoruz. Siyasi muhalefet adına bu kirli senaryoya gönüllü figüranlık yapanların, gavurun kılıcını çalanların, yeminli Türkiye düşmanlarının değirmenlerine su taşıyanların bu süreçte sergiledikleri çirkin niyeti ben sizlerin takdirine bırakıyorum.

* 20 Aralık bir dönüm noktası oldu. Açıkladığımız tedbir paketleriyle hemen ardından hayata geçirdiğimiz uygulamalarla bu oyunu da bozduk. Bu sıkıntılı dönemde yaşanan fahiş fiyat artışları ve yükselen enflasyon yüzünden vatandaşımızın  canının yandığını da biliyoruz. Kurdaki müsilajı temizlediğimiz gibi enflasyondaki müsilajı da en kısa sürede ortadan kaldıracağız.

* Ekonomik gerekçelere dayanmayan fahiş fiyat artışıyla insanımızın alım gücünü düşürenlerin de gözlerinin yaşına bakmayacağız. İnşallah kısa bir süre içinde tüm bu karmaşayı düzene sokmuş, dengesizlikleri ortadan kaldırmış, ülkemizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme hedeflerine odaklanmasını sağlamış olacağız.

HIZLI TREN 1 HAFTA ÜCRETSİZ

Erdoğan, partisinin Karaman İl Danışma Meclisi toplantısında konuştu.

Erdoğan, bugün açılışını gerçekleştirdiği Konya-Karaman hızlı treninin bir hafta boyunca ücretsiz hizmet vereceğini açıkladı. İlgililere otobüs ücretini de soran Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nu yakınına çağırarak şu ifadeleri kullandı:

"BU HATTIN SADAKASI OLUR"

"Adil, Karaman’dan Konya kaç para? (Bakan Karaismailoğlu, oturduğu yerden kalkarak Erdoğan’ın yakınına gelip yanıt verdi) 35 lira… Bu kadar ucuz mu? Karaman-Konya 35 lira. (Kalabalıktan gelen ’60 lira’ yanıtı üzerine) Otobüs 60 lira. Ben bizim hızlı treni söylüyorum ya… Bak bu kıyağı da unutmayın. Peki Adil, şimdi hiç ücretsiz yapmayacak mıyız? Şöyle bir hafta ücretsiz yapalım. (AKP'lilere seslenerek) Nasıl, iyi mi? Bak, ‘süper’ diyorlar. Bir hafta inşallah Konya-Karaman ücretsiz olacak. Hayırlı olsun. İnşallah bu da bu hattın sadakası olur. Bu bir hafta Adil bey, bayağı güzel oldu. Sadaka. Cariye. Sadaka-i cariye.”

"MİLLİ MUHARİP UÇAĞI 2025'TE İLK UÇUŞUNU GERÇEKLEŞTİRECEK"

Partililerine seslenen Erdoğan, hafta içi Ankara'da TUSAŞ'a ait Milli Muharip Uçak tesisin açılışını gerçekleştirdiklerini belirterek, "Milli Muharip Uçağımızı inşallah 2023 yılında hangardan çıkartıyoruz. İlk uçuşunu 2025'te gerçekleştirecek uçağımız, 2029'dan itibaren de göklerdeki yerini alacak, semalarımızı korumaya başlayacaktır. Türkiye, milli savaş uçağının da envantere girmesiyle savunma sanayinde yeni bir lige çıkacaktır" dedi.

"SİZİN SOKAK TERÖRİSTLERİNDEN NE FARKINIZ VAR?"

Erdoğan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in Diyanet İşleri Başkanlığı'nın okul öncesi çocuklar için eğitim çalışmalarını eleştirmesine tepki gösterdi. Erdoğan, şöyle konuştu:

* CHP'nin malum tiplerinin konuşmalarına bakmayın. Onların dinden, diyanetten nasibi yok. Bay Kemal kalkıp da yanındaki malum tiplerin söyledikleri karşısında herhangi bir şey söylüyor mu? Çünkü onun cinsiyeti de cibilliyeti de o. O birilerini havlatıyor. Kendisi de arkadan izliyor. Bay Kemal, biz bunları yutmayız. Kimin ne olduğunu çok iyi biliriz.

* Eğer sıkıysa o havlayanları sustur. Bu ülkede bizim dinimize, bizim diyanetimize saldıracaklara haddini bildiririz ve sorarız.  Sizin sokak teröristlerinden ne farkınız var? Aynısınız. Onları getirip konuşturuyorsun, sen de arkadan izliyorsun. Bizim bunu yutacağımızı mı, zannediyorsun.

* Benim tanıdığım millet 2023'te dinimize, diyanetimize saldıranlara hesabını soracaktır. Hani şair diyor ya, dinime küfreden Müslüman olsa bari Evet bunların durumu bu. Çık açık oyna, dürüst ol. Ama yapamıyorlar.

Salondakilere, "Sokak terörüyle ülkemizi karıştırmaya çalıştıklarında yanımızda yine siz vardınız" diyen Erdoğan, "17-25 Aralık yargı emniyet girişiminden, 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne kadar her kritik kavşakta siz iradenize sahip çıktınız. Demokrasimizi daha da güçlendirme çabalarımızda sandıkları patlatarak Türkiye'nin önünü yine sizler açtınız" ifadelerini kullandı.

CHP'YE YÜKLENDİ

* Siyasi mühendislik faaliyetleri artıyor. Bu operasyonlarda koçbaşı olarak ise uzun bir süredir hep olduğu gibi yine CHP ve onun yedeğinden hareket eden müttefikleri kullanılıyor. Ne CHP'nin ne CHP'nin yanına çıkar ipliği ile ilişdirilen ittifak ortaklarının ülkemize dair bir hedefleri, millete dair kaygıları var. Onlar sadece günü kurtarmanın derdindeler.

* Kaset kumpasıyla altlarına serilen makam koltuklarını bir müddet daha korumanın peşindeler. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve lütfen şöyle bir tefekkür edin; dünyanın neresinde kendi ülkesinin aleyhine, yabancı büyük elçilere şikayet dilekçesi yazan bir muhalefet bulunur. Dünyanın neresinde muhalefet partileri ülkelerinde ekonomik kriz çıkısında oradan nemanalım diye düşünür.

* Dünyanın neresinde muhalefet partileri, ülkeye çağ atlatacak vizyon projelerine devasa yatırmalara, eserlere karşı çıkar. Biz Çanakkale Boğazı'nda biliyorsunuz dev bir 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün bitim noktasına geldik. Bu eser dünyada özellikle kule yükseklikleri itibariyle bir numara. Aynı yükseklikte yok. Bu bir numara.  Ana muhalefet ne yapıyor. O da belediyeleriyle beraber musluk takıyor. Nerelere musluk takıyor? Dünyanın neresinde muhalefet partileri ülkelerine ihanet eden darbecilerin sözcülüğünü yapar.

* Adında millet olan hangi ittifak, milletin tarihini, inancını, kimliğini ve karakterini biçimlendiren medeniyet değerlerine savaş açar. Çocukların dinini, diyanetini, erken yaşlarda öğrenmesi bir siyasi partiyi niçin rahatsız eder? Evet bu garebet sadece Türkiye'deki muhalefete özellikle milletimizin epeydir iktidar yüzü göstermediği CHP'ye has bir durumdur.

"KANDİL GÜDÜMÜNDE SİYASET YAPANLARIN KOLTUK DEĞNEĞİ HALİNE GELDİLER"

* CHP, Gazi Mustafa Kemal'in ardından halka rağmen, halkçılık yapan. Milletten yüz bulamadığı için demokrasi dışı güçlerden iktidar dilenen, aciz, rotası ve istikameti bozuk bir siyasi teşekkül haline dönüşmüştür. Dahası mevcut genel başkanın yönetimi altında, artık kendi politikalarını, kendi parti söylemlerini belirleyecek bile iradeleri kalmamıştır. Sizler de görüyor, eminim içiniz acıyarak çok yakından takip ediyorsunuzdur.

* Hemen her gün ülkemiz siyaseti adına bir utanç tablosuna imza atıyorlar. Türk siyasetinin seviyesini biraz daha aşağı, biraz daha çukura çekiyorlar. Atatürk'ün partisiyiz iddiasıyla çıktıkları yolda, döndüler dolaştılar 'Kandil' güdümünde siyaset yapanların koltuk değneği haline geldiler.  Bölücü örgütün uzantıları, bunlarla kedinin fareyle oynadığını gibi oynuyor. Bay Kemal, Kandil'i nasıl bombalayacağını ben tabi düşünemiyorum.

* Çünkü senin ona bir defa ne gücün ne de imkanın mümkün değil. Biz zaten Kandil'i durmadan bombalıyoruz. Mağaralara varıncaya kadar bombaladık. Artık neredeyse terörist kalmadı. Şimdi hedef, o baş teröristleri de inlerinde vurmak. Onları da Kandil'de vuracağız. Cudi de Gabar da vuracağız. Bu ülkede duramayacaklar. Sınırdan kaçıp gidecekler.

"EŞBAŞKANLARI EMREDİYOR"

* Eş başkanları emrediyor. Bunlar da kendilerine söyleneni hiç itiraz etmeden tıpış tıpış hayata geçiriyorlar. Mecliste neye hayır, neye evet diyeceklerine, hangi şehirde ne zaman miting yapacaklarına bile bölücü örgütün siyasi uzantıları karar veriyor. Edirne'den Kandil'den talimat ve onlar ona göre hareket ediyor. Geçenlerde eski eş başkan çıktı, bunlara beraber miting yapın diye talimat verdi.

* Aynı gün CHP genel başkanı miting kararı aldı.  Bölücü örgütün siyasi uzantıları 'tezkereye ret oyu vereceksiniz' dedi. CHP milletvekilleri gıklarını dahi çıkarmadan uslu çocuklar gibi bu talimatı yerine getirdi.

* Bölücü örgütün uzantıları hem de Meclis kürsüsünden CHP ve CHP'nin büyükşehir belediye başkanlarına 'herkes haddini ve yerini bilecek' diye ültimatom verdi. Her hafta bir kamu kurumun basan CHP genel başkanı partisine yönelik bu ültimatom karşısında adeta süt dökmüş kediye döndü.

* Vazifesi gereği kendisine cevap verme imkanı olmayan kamu görevlilerine parmak sallayan, önüne geleni tehdit eden Bay Kemal, partisinin ve belediye başkanlarının haysiyetini koruyacak 2 cümle dahi kuramadı.

* İttifakın gizli ortağı hem CHP'yi hem CHP'li belediyeleri hem de milliyetçi geçinen diğer ortağı sadece 3 yılda adeta şamar oğlanına çevirdi. Buradan soruyorum. CHP'ye oy vermiş vatandaşlarımızın da bu soruları kendilerine sormalarını istirham ediyorum.

* Kendilerine ne emredilirse onu yapan. Ancak izin verilirse ve izin verildiği ölçüde konuşabilin bir partinin bir faydası dokunur mu? Partisinin ve belediye başkanlarının haysiyetine sahip çıkamayanlar, Türkiye'nin ve Türk milletinin onurunu koruyabilir mi?

* Sınır ötesi operasyonlara ittifak ortaklarından izin çıkmadığı için ret oyu verenler Kandil'deki azılı terör baronlarıyla mücadele edebilir mi? 15 Temmuz gecesi millet direnirken kaçacak delik arayanlar FETÖ ile kararlı bir şekilde mücadele yürütebilir mi?

* Belediyelerinin her tarafından hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık dökülenler milletin emaneti olan hazinesini, kurumlarını namusluca yönetebilir mi?  Elbette yönetemezler, yürütemezler, koruyamazlar.

[old_news_related_template title="Türk Tabipleri Birliği de net konuştu: Veriler paylaşılmadan 'Turkovac yaptırın' demeyiz" desc="Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'dan sonra, Türk Tabipleri Birliği de yerli aşı Turkovac'la ilgili net konuştu. TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 'Türk Tabipleri Birliği olarak insanlarımıza 'Turkovac yaptırın' demiyoruz. Veriler paylaşılmadan bunu söyleme olanağımız yoktur' dedi. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2022/01/05/iecrop/resim3_19412395_16_9_1641387394.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2022/saglik/turk-tabipleri-birligi-de-net-konustu-veriler-paylasilmadan-turkovac-yaptirin-diyemeyiz-6869352/"]