Doğu Karadeniz Bölgesi, sürekli can ve mal kayıplarıyla sonuçlanan heyelan olaylarıyla gündeme geliyor.  Artvin’in Hopa ilçesinde 1 Temmuz’da yol kenarında duran tırların üzerine yıkılan dev kaya parçaları can kaybına neden olmuştu. Çok değil, 4 ay önce de Trabzon’un Vakfıkebir- Tonya karayolunda, dik yamaçlardan kopan kayalar, seyir halindeki kamyonetin üzerine düşmüş ve 4 kişi, hayatını kaybetmişti.

"CAN KAYBI OLUNCA ÖNLEM ALIYORUZ"

Sadece can kaybı yaşanan olaylarla heyelan tehlikesinin gündeme geldiğini, can kaybı artışına göre önlem alındığını ileri süren Jeoloji Mühendisi emekli Prof. Dr. Osman Bektaş, “Karadeniz Sahil Yolu’nun tümünde ve iç yollarda her an heyelan tehlikesi var.  Dik yamaçlarda çok faylı ve kırıklı bir yapı söz konusu. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde küresel iklim değişikliğine bağlı olarak yağışlar özellikle Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında arttı ve artacak. Dolayısıyla yağışlar ve yer çekimi nedeniyle o yamaçlar gece gündüz kayıyor. Netice itibariyle bu bir ikazdır. Bizim gibi ülkelerde maalesef can kaybı olacak, can kaybının artışına bağlı olarak biz önlem alacağız. Genel prensibimiz bu” dedi.

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş


"KARAYOLLARI YOLUN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK ZORUNDADIR"

Karayolları Genel Müdürlüğü’nün görevinin sadece yol yapmak değil, yolların güvenliğini de sağlamak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Osman Bektaş, “Karayolları Genel Müdürlüğü’nün burada çok eksiği var. Karayolları mühendisleri o bölgede alınması gereken önlemleri çok iyi biliyor ama yol üzerine “Kaya düşebilir, heyelan olabilir” yazan levhalar koyarak basit bir önlemlerle sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyor. Karayollarının görevi sadece yol yapmak değildir, yolun güvenliğini de sağlamak zorundadır” ifadelerini kullandı.

"BİLGİ VE TECRÜBE VAR, BÜTÇE VE PROJE YOK"

Karayolları Genel Müdürlüğü’nün heyelan riski taşıyan bölgelerin tespiti ve buna göre önlem planını hayata geçirmesi gerektiğini söyleyen Bektaş, siyasi iktidara da sorumluluk çağrısında bulundu. Bektaş, “Bugün karayollarında yetkin, gerçekten kaliteli mühendisler var. Bu teknik elemanlar kendi başına yolun güvenliğini sağlanamaz. Mühendis, karayolları bölge müdürüne bakar, bölge müdürü, genel müdürlüğe bakar, genel müdürlük de siyasete bakar. Sorumluluk yukarıdan aşağıya doğru geliyor. Bu bütçe meselidir. Karayollarının bütçesi belli, kısıtlı şeyler yapıyor. Bilgi ve tecrübe var, bütçe, proje yok. Siyasi irade bu bütçeyi çıkaracak. Aksi halde doğanın ikazlarını dikkate almamanın bedelini ödeyeceğiz” dedi.

"SEL RİSKİ OLAN BÖLGEYİ OLDUĞU GİBİ İMARA AÇTILAR"

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin doğal afetlerle mücadelesinden de anlaşılacağının altını çizen Prof. Dr. Osman Bektaş, “Seller oluyor, yasa, yönetmelik çıkarıyoruz. O yönetmeliğe devletin kendisi uymuyor. Trabzon’un Ortahisar ilçesinde Değirmendere Vadisi’ni olduğu gibi imara açtılar ve otogar yapıyorlar. Burası sel riski taşıyan bölgedir. Olaylar oluyor sonra ‘devlet yanınızdadır’ deyip vatandaşa yardım ediyoruz. Doğal afetlerin felakete dönüşmesinin nedeni o ülkenin az gelişmişliğinin göstergesidir” diye konuştu.