Genellikle marketlerin tercih edildiği, kısıtlı zamanlarda alışverişlerin yapıldığı, sonuç olarak da doğal yiyecek bulmakta zorlandığımız bir dönemdeyiz. Ne yazık ki bilimsel araştırmalar kanser vakalarının yüzde 40’ından sağlıksız beslenme alışkanlıklarının sorumlu olduğunu gösteriyor. GDO’lu ve tarım ilaçlı gıdaları ‘potansiyel kanser tetikçisi’ olarak gösteren uzmanlar, organik ağırlıklı beslenmeyi öneriyor. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk tarım ilaçlı gıdalardaki tehlikeyi ve organik beslenme yollarını şöyle anlattı…

Prof. Dr. Osman Erk

Kimyasallar ve tarım ilaçları vücudu bozar


Bakteri, virüs, genetik mutasyonlar ve toksinler gibi birçok etken sağlıklı hücrenin kanserli hücre haline dönüşmesine neden olur. Aromatik ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar, sigara, dioksinler, PCB, heksaklorobenzen, benzen, ağır metaller (kurşun, kadmiyum, cıva, nikel), asbest, formaldehit, aflatoksin, tarım ilaçları, GDO gibi birçok toksinin bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyon hastalıklarına ve kansere yol açtığı bilinmektedir. Ulusal Bilimler Akademisi’ne (NAS) göre günümüzde yaygın olarak kullanılan pestisitlerin yüzde 80’inden fazlası potansiyel kanserojen olarak sınıflandırılmaktadır. Bebekler ve çocuklar tarım ilaçlarına karşı çok hassastır ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 5 yaş ve altı her çocuk günde ortalama 8 tarım ilacı içeren bitkisel besin tüketmektedir. Tarım ilaçları canlıların hormonal ve bağışıklık sistemlerinde ortaya çıkan sorunların en muhtemel sebepleri arasındadır.


Kansere kalkan olan bileşik: Salvestrol


Organik gıdalar, üretiminden mutfağa kadar her aşamada kimyasal gübre, tarım ilaçları, hormon, antibiyotik, büyüme faktörleri, GDO’lu tohumlar gibi sağlığa zararlı unsurlar olmadan üretilir. Yani toksik kimyasal içermez, daha fazla vitamin ve mineral barındırır. Organik gıdaların aynı zamanda kansere karşı önleyici özellikleri vardır. Bu gıdalarda bulunan ve salvestrol adı verilen moleküller sadece kanserleşen hücrelerde bulunan, normal hücrelerde asla bulunmayan CYP1B1 enzimini aktif hale getirirler. Bu reaksiyon sonucu kanserli hücrede piceatannol adı verilen antikanser bileşikler ortaya çıkar ve kanserli hücreye saldırarak hücrenin ölümüne neden olurlar. Salvestroller bitkileri mantar, küf ve diğer zararlı unsurlara karşı koruyan fitobesinlerdir ve sadece organik gıdalarda bulunur. Her tür organik üründe bu tür antikanser bileşikleri bulmak mümkündür. Özellikle zeytin, enginar, lahana, brokoli, elma, armut, çilek, yaban mersini, fesleğen, adaçayı, limon, portakal ve kekik bu bileşikten zengindir.

Organik yiyecekler temiz ve güvenlidir


Organik yiyeceklerin tarım ilacı içerme olasılığı oldukça düşüktür ve bu tür gıdalarda daha fazla vitamin, mineral ve mikro besin bulunur. Organik sebze ve meyveler geleneksel olarak yetiştirilenlere göre 3’te 1 oranında daha az tarım ilacı içerir.


Nasıl beslenmeliyiz?


Öncelikle şunu bilmelisiniz ki genellikle mevsimsiz tüketilen meyve ve sebzeler gelişimlerini tamamlamaları için ağır ilaç ve hormonlara maruz kalır. Geçmişte, meyve ve sebzeleri şimdiki gibi her an bulabilmek pek mümkün değildi. Her birinin bir mevsimi vardı. Artık hemen her meyve ve sebze, her mevsim tezgahlarda bulunabiliyor. Bu nedenle hangi sebze ve meyvenin hangi mevsimde çıktığını bilmek doğal ve organik beklenmenin ilk adımıdır. Tabii yumurta, tavuk, pekmez, bal gibi ürünlerde de market ürünlerini tercih etmemeye çalışın. Eğer kısıtlı bir bütçeniz varsa, en azından seçici bir şekilde organik ürünler almaya özen gösterin. Tabii üzerinde her organik yazan ürünlerin ‘organik’ olmadığını da bilin. Dolayısıyla organik beslenmek için öncelikle bildik, güvenilir ve sertifikalı satıcılardan alışveriş yapmaya dikkat edin.