MHP lideri Bahçeli 2014’te yaşanan Soma faciasından sonra bu cümleyi kurdu...


Tarihe not düşmekte fayda var çünkü söz uçar yazı kalır.

“... Başbakan Erdoğan’ın yaşanan maden faciasıyla ilgili; ‘bunlar olağan şeylerdir, bunun yapısında, fıtratında bunlar var, hiç kaza olmayacak diye bir şey madenlerde yok’ demesi acımasız ve kalpsiz bir şahsiyetin zırvasıdır.

“... Başbakan benzer ifadeleri, 17 Mayıs 2010’da, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlüğü’ne bağlı bir maden ocağında kaybettiğimiz 30 kardeşimizin arkasından da söylemişti.

“... Bu nasıl bir fıtrattır ki, sürekli olarak madencilerimizi bulmaktadır?

“... Bu nasıl bir olağan şeydir ki, sadece emeğiyle geçinen vatan evlatlarını vurmaktadır?

“... Başbakan’ın fıtratında hortumlayarak zenginleşmek; Somalı madencinin fıtratında toprak altında can vermek vardır.

“... Başbakan’ın fıtratında koruma ordusuyla gezmek, önüne gelene tokat atmak, suçsuz günahsız vatandaşlarımıza galiz küfürler savurmak; Somalı madencinin fıtratında kömürden rızkını çıkarırken zehirlenmek vardır.

“... Başbakan’ın fıtratında aşağılık müşavirlerinin yerde kıvranan insanlara tekme vurması...

“... Somalı madencinin fıtratında ödenmeyen banka borçları ve hayat pahalılığı altında ezilmek vardır.

“... Başbakan’ın fıtratında milyarlarca lirayı götürmek; Somalı ve Zonguldaklı kardeşlerimizin fıtratında madene gömülmek vardır.

“... Bu nasıl bir fıtrattır? Bu nasıl bir talihtir? Bu nasıl bir düzendir?

“... Açıkça söylüyorum; Başbakan’ın fıtrat dediğine, gelişmiş ülkeler cinayet demektedir. Tedbir olmadan tevekkülün yararı olmayacaktır. İşte Başbakan’ın anlamadığı da budur.”

Bir emniyetçi dostum “İn maden ocağına, derine in” dedi. Ben de arşive indim! MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, 20 Mayıs 2014’te düzenlediği grup toplantısının önemli bir bölümünü Soma’ya ayırdığını gördüm.

301 madenciyi milletin vicdanına emanet eden Bahçeli’nin ekonomi-politik tespitlerinin bugün de geçerli olduğunu düşünenlerdenim.

Fıtrat-banka borçları-hayat pahalılığı-zenginleşmek-toprak altında can vermek ve bu düzenin değişmesini isteyen MHP lideri Bahçeli!

Bitmedi...

Bahçeli’ye göre Soma neden yaşandı?


Kader, fıtrat, alın yazısı derken arşivde buldum bu cümleleri! Bahçeli, Soma’nın neden yaşandığını da bugün muhalefetin ileri sürdüğü bilgilerle dile getirmiş:

“... Maden ocağında yaşam odalarının olmayışı.

“... Vardiya değişimlerinin aynı anda gerçekleşmesi.

“... Yanmaz kablo kullanılmayışı.

“... Gaz maskelerinin eski ve yıpranmış olması.

“... Yangından önce ikaz sisteminin çalışmayışı.

“... Asansörler ve gaz ölçüm cihazındaki aksaklıkların varlığı.

“... Yangın esnasında işçilerin tahliyesindeki yanlışlar zinciri çok ağır ve katlanılamaz bir fatura çıkarmıştır.”

13 Mayıs 2014’te yaşanan, 301 canı kaybettiğimiz faciadan yedi gün sonra bu cümleleri kuran Bahçeli’nin tespitlerine devam edelim:

“... Bu çağda madenlerdeki iptidai şartlara göz yummak, muhtemel ölümlü kazalara azmettirmek ve sebebiyet vermek anlamına gelecektir.

“... Artık, kara taş bularak dönemin padişahı tarafından 5 kese altınla ödüllendirilmiş Gemici Hacı İsmail’in yaşadığı devirler çok geride kalmıştır.

“... Uzun Mehmet’in, Karadeniz Ereğlisi’nde ilk kez taş kömürü buluşunun üzerinden de 185 (bugün 193 yıl) uzun yıl geçmiştir.”

Evet... MHP liderinin, 193 yıl sonra “Köprünün altından çok sular akmıştır. Ortada 301 kişinin vebali vardır. Başbakan ve hükümeti de, yandaş medya vasıtasıyla suçu tamamen üzerinden atmaya kalkışmamalıdır” cümlesinin altını çizelim.

Senem anne ve emek sömürüsü


Bahçeli, ekonomi-politik önerilerini de sıralamış:

“... Bundan sonra madencilik sektörü kapsamında, hem yer altı hem de yer üstünde emek yoğun şekilde çalışan kardeşlerimizin çağrı ve feryatlarına tepkisiz kalmak olmayacak bir şeydir.

“... Geldiğimiz bu zaman zarfında, Türkiye’nin nüfus artışıyla beraber enerjiye olan bağımlılığı da katlanarak yükselmektedir.

“... Bu konuda kömür hala en önemli enerji kaynağı olma özelliğini muhafaza etmektedir.

“... Kamu kuruluşlarını verimsiz diyerek uzun süreli kiralama ve özelleştirme yöntemleriyle elden çıkarmak kârdan başka gözü bir şey görmeyen aymazların ekmeğine yağ sürmüştür.

“Taşeronlaşma ve vahşi emek sömürüsü üçüncü dünya ülkelerine özgü bir alışkanlıktır.”

SONUÇ: Soma’da, ambulans sedyesinin kirlenmemesi için çizmesini çıkarmak isteyen madencinin... Demir boruları ısırarak hayatta kalma mücadelesi veren işçilerin... “Kara maden iki evladımı aldı” diyerek feryat eden Senem annenin... Ayaklarında yırtık çorapla ruhunu teslim eden, helal lokması için zehir soluyan, arkadaşını kaybettiğinden dolayı kurtulmasına sevinemeyen emekçilerin... Oğluyla kucak kucağa ölüme yürüyen madenci babanın hatıra ve mirası asla unutulmayacaktır.