İçinde yaşadım, bilirim.

Ege Bölgesi; zeytini, inciri, üzümü ve tek tek sayılamayacak pek çok ürünüyle eşsiz verimlilikte tarım alanlarına sahiptir.

Enerji özelleştirmeleri ve Kamu Özel İşbirliği projeleri tasallut edene kadar bu cümleyi rahat kuruyorduk.

Tarım alanlarını daraltan, tarlaların üzerinden geçen, beton döken, ağaçları söken, tarım alanını daraltırken çiftçiyi işçileştiren türlü türlü “medeniyet” projeleri yüzünden, artık pek yakında -di’li geçmiş zaman kipiyle konuşmak zorunda kalacağız:

Ege Bölgesi verimli tarım alanlarına sahipti...

★★★

İKTİDAR ONAYLI SERMAYE SALDIRISI

Özellikle son yıllarda, iktidarın ihaleyle, mevzuat değişikliğiyle “alaşağı ederiz” dedikleri bürokrasisinin verdiği izinlerle, doğaya ve tarım sahalarına yönelik sermaye saldırısı görülmemiş biçimde artıyor.

Son 1 Mart’ta çıkarılan kanuna aykırı yönetmelikle zeytin sahaları, devletin alım garantisi verdiği termik santralleri işleten şirketlerin kömür sahaları için emre amade kılındı. Milas’a bağlı İkizköy’de iş makineleri zeytin ağaçlarını söktü.

ZEYTİNLERİ SÖKE SÖKE

Peki inşaatı süren Aydın-Denizli otoyolu için Dalama köyünde zeytin ağaçlarının katledilişini gördünüz mü? Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle yaptırılan, devletin kilometre başına 5 Euro/cent garanti verdiği Aydın-Denizli otoyol inşaatı, zeytin ağaçlarını sökerek ilerliyor.

2020’nin Temmuz ayında ihale edilen kasım ayında da temeli atılan, toplam 165 kilometre (140 km otoyol, 23 km bağlantı yolu) uzunluğunda inşa edilecek otoyol için Büyük Menderes Havzası’nda binlerce dönüm meyve bahçesi ve tarım arazisi yok ediliyor. Tarımın krizde olduğu, meyve sebep fiyatlarının görülmemiş biçimde arttığı bir dönemde herkesin gözünün önünde gerçekleşiyor bu. Ekonomik kaybı ölçebilecek bir kurum da yok artık.

Bu otoyol inşaatının Büyük Menderes Havzası’ndaki ekosistem üzerinde yol açtığı açacağı tahribat, ülkeyi yönetenlerin pek umurunda gibi görünmüyor. Varsa yoksa 2023 yılı başına yetiştirmekten söz ediyorlar.

★★★

Artık apaçık ortada, görülsün:

Cumhuriyet’in 100. yıldönümünü bir rövanş gibi kutlamaya hazırlanan iktidar için YİD projeleri, siyasi ömrü uzatacak “hayat suyu” görevi görüyor.

Aydın ovasından yol geçmesinin, incir zeytin ağaçlarının ortadan kalkmasının, orada yaşayanların geçim kaynaklarının acele kamulaştırma bedeli ödenerek elinden alınmasının ağacını, arazisini, yaşam kalitesini sağlığını etkilemesinin, muktedirler için zerre kadar önemi yok.

Bir gün bu otoyol inşaatı biter, “hizmet”e açılır, santraller elektrik üretmeye devam eder, milletin vergileri döviz üzerinden şirketlerin kasasına akar. Sırtımıza vurulan “tiksindirici borçlar” yüzünden elektrik faturalarımız kabarır, geçmediğimiz yollara geçiş ücreti öderiz.

İktidarın ömrü uzar ya da uzamaz.

Menderes Ovası’na, zeytin, badem, incir ağaçlarına kıyıldıktan sonra, Kuzey Ormanları’na, Cerattepe’ye, İkizdere’ye kastettikten sonra bu sözleşmeleri düzeltseniz kaç yazar düzeltmeseniz kaç...