Bu Cuma, yani 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nün 108. yıldönümünde önemli bir tören yapılacak.

Hazine’nin, 15 Euro+KDV geçiş ücreti üzerinden, günlük 45 bin araç garanti ettiği “1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu” açılıyor.

Çanakkale Köprüsü; Cumhuriyet’in 100. yılını simgeleyen 2023 metre ana açıklığı ile “dünyanın en uzun açıklıklı asma köprüsü”, 333 metrelik kuleleri ile de “dünyanın en yüksek asma köprüsü” olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açacağı köprü ve otoyol törenine Güney Kore Başbakanı Kim Boo-Kyum da davet edildi.

Niye Güney Kore Başbakanı derseniz, köprü ve otoyolu inşa eden konsorsiyumu oluşturan dört şirketten ikisi Güney Koreli: Daelim ile S.K. Diğer iki Türk şirket ise Limak ile Yapı Merkezi.



ERDOĞAN’IN DOĞUM GÜNÜNDE AÇILACAKTI

AKP’nin, ihalesini beş yıl önce Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle yaptığı köprü, ihalede taahhüt edilen süreden 1.5 yıl önce tamamlandı. Geçtiğimiz 26 Şubat’ta açılacaktı.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğum gününe denk gelen bu tarihe kamuoyundan itiraz geldi. Tören 18 Mart’a ertelendi. Bu arada törenin doğum günü tarihine (26 Şubat) rast getirilmesi talebinin Erdoğan’dan gelmediğini, Bakanlık bürokrasisinin hediyeyi çağrıştıracak biçimde bir “jest”i (!) olduğunu da öğrendik.

★★★

Gelin görün ki, bu 3 haftalık erteleme, ülkenin bütçesi ile köprüyü inşa edip işletecek, dört şirketin eşit pay sahibi olduğu konsorsiyumun bilançosu üzerinde önemli sonuçlar doğuracak.

Çünkü YİD modeliyle yaptırılan projelerde sözleşmeler “ticari sır” gerekçesiyle halktan saklansa da modelin esaslı unsurlarından biri biliniyor.

O da şu: İhaleyi kazanan firma, inşaatı taahhüt ettiği süreden erken bitirirse, erken bitirdiği süre, döviz üzerinden gelir elde edeceği işletme süresine ekleniyor. Bu da firma için avantaj.

Günlük garanti 729 bin Euro


1915 Çanakkale Köprüsü”nün, YİD modeli nedeniyle bütçeye uzun vadeli yüküne dair, başından bu yana (5 yıldır) pek çok yazı yazdım. Ancak yaklaşan açılış ve törenin öne çekilmesinin yol açacağı sonuçlar nedeniyle bilgileri hatırlatmakta yarar var.

-Çanakkale Köprüsü için devletin taahhüt ettiği araç başına 15 Euro geçiş ücreti, yüzde 8 KDV eklenince 16.2 Euro’ya çıkıyor. Bu da bugünkü kurlarla araç başına 261 TL demek. (Bu hesapta sadece köprü geçişi var. Otoyol geçiş ücreti eklenmedi.)

-Verilen günlük garanti tutarı, 45 bin araç sayısı üzerinden 729 bin Euro.

21 günün bedeli


YİD projeleri genellikle ulaştırma alanında tercih ediliyor. İhalede süreler yarıştığı için, şirket inşaat döneminde hızlı çalışıp erken açılış yaptığında, süre asıl parayı kazanacağı işletme süresine ekleniyor.

Çanakkale Köprüsü’nün 26 Şubat’ta açılması ile 18 Mart’ta açılması arasındaki fark; tam da bu nedenle Erdoğan’ın doğum günü ile 18 Mart 1915 Deniz Zaferi’nin yıldönümüne rastlaması arasındaki sembolik anlamın ötesine geçiyor.

Ertelemedeki  21 günlük sürenin karşılığı, YİD sözleşmesindeki günlük garantiler dikkate alındığında 15 milyon 309 bin Euro’ya ulaşıyor. 

Yani Daelim-S.K-Limak-Yapı Merkezi ortaklığı, üç haftalık bu gecikmeyle 15.3 milyon Euro’luk bir gelirden oldu.

Ama Konsorsiyum’un kaybı, Hazine’nin kazancı oldu. Nasıl bir kazanç derseniz, vatandaşlara vergiler ya da kamu hizmetlerinden kısıntı olarak yansıyacak olan bir tutardan bahsediyoruz.

Bugünkü kurlarla yaklaşık 246.5 milyon TL’den yani.


45 BİN ARAÇ GEÇER Mİ?


Çanakkale Köprüsü’nden günde 45 bin araç geçer mi?”, “Bu garantiler bütçede kara delik oluşturmaz mı?” soruları, özellikle bölgeyi bilenler tarafından sıkça soruluyor.

Ancak iktidar sözcüleri bu soruyu cevaplamak yerine, genellikle akaryakıt üzerinden yapılmış bir tasarruf hesabı sunmayı tercih ediyor. Çünkü gerçek cevabı verecek olsalar; devletin döviz üzerinden garanti ettiği günlük araç sayısının, halkın ihtiyaçlarına göre değil, bu büyüklükteki bir YİD projesinin finansman ihtiyacına, kredi sözleşmelerine, vadelere, geri dönüş hesaplarına göre şekillendiğini söylemek zorunda kalacaklar.

Hiç böyle bir hakikati kamuoyuyla paylaşmak isterler mi?