Sevgili okurlarım, altılı masadan bugüne kadar pek çok kararlar çıktı ve kamuoyuna açıklandı.

Ama en olumlu adıma dün hep birlikte tanık olduk.

Yeni bir anayasa çıkarılması...

Ve cumhurbaşkanına verilmiş olan inanılmaz yetkilerin kısıtlanması.

Bu uygulamanın Türkiye’nin önünü açacağına ve önümüzdeki engellerin kaldırılmasıyla birlikte pek çok şeyin düzeleceğine içtenlikle inanıyorum.

★★★

Yarattıkları ucube rejim değişikliği ile birlikte memleketin önünü tıkadılar. Her şeyi nalıncı keseri gibi kendilerine yonttular.

Cumhurbaşkanını akla gelen ve gelmeyen bütün yetkilerle donatıp memleketi bir tek şahsın iradesine teslim ettiler.

Onun hatırına kocaman bir Saray kuruldu.

Saray’da çalıştırılan ve sayısını kimselerin bilmediği partili danışmanlar sadece Türkiye’yi değil, aslında Recep Tayyip’i de yönetmeye başladı.

Nasıl yönetiyorlardı?

Recep Tayyip’in her gün milleti bıktıran ama ısrarla okumakta olduğu konuşmalara hepimiz ister istemez kulak misafiri olmak zorunda kalıyoruz.

Oy avcılığına yönelik olarak yıllardan beri her gün yinelediği sahne şovları da öyle!

Hepsi sarayda oturan akıllı danışmanlar tarafından hazırlanıyor!

★★★

Anayasada kendilerine verilen sonsuz gücü ne yazık ki kötüye kullandılar...

‘Tek adamlığın’ verdiği olağanüstü güç ve yetkiyi kendi çıkarları doğrultusunda dibine kadar kullanmayı başardılar!

En önemlilerinden biri halk tarafından seçilmiş olan Meclis’in yetkilerinin budanması ve söz konusu yetkilerden çoğunun Saray’a transfer edilmiş olmasıdır.

İktidar partisini ve icraatını tümüyle Recep Tayyip temsil ediyordu.

Onun ağzından çıkan kanundu...

Üstelik kanunların yerini Cumhurbaşkanı kararnameleri almıştı...

Kararnameler konusunda önce beyefendinin izni ve onayı alınıyor, yürürlüğe girdiği anda ‘kanun’ olup karşımıza çıkıyordu.

★★★

Bu anlamsız sistem yıllar içerisinde büyük tepki çekmeye başladı ama eleştiriler fazla bir işe yaramıyordu...

Bu sayede yargı dahil bütün kurum ve kuruluşlar onun eline geçti.

İki gece önce Konya’da gençlere hitaben konuşma yapıyor, annesinin ayaklarının altını nasıl öptüğünü anlatıyordu.

Bir genç kız konuştu:

“Ben 20 yaşındayım. Doğduğum zaman siz iktidar olmuştunuz. Artık büyüdüm, siz yine iktidardasınız. Aman bırakmayın!”

Bırakmamak için büyük çaba harcıyor ama bu iş artık kendisini zorlamaya başladı, geç bile olsa acı gerçeğin farkına vardı.

★★★

Memleket duman olmuş...

İşsiz sayısı resmi rakamlara göre 10 milyon...

Enflasyon yüzde 100’ü aşmış gitmiş...

Ortalığı milyonlarca sığınmacı doldurmuş...

Ve beyefendi ile siyaset arkadaşları her gün bize nutuk atıyor:

“2023 yılında inşallah her şeyi düzeltmiş olacağız!”

Ama gel gelelim, yapacağız edeceğiz, çare bulacağız, biraz daha sabırlı olun edebiyatı bir yere kadar...

Bu gibiler için sonrası büyük hüsran, hayal kırıklığı olur.

★★★

Medyalarını tepe tepe kullandılar, başta Recep Tayyip olmak üzere, altılı masa ile sürekli alay ettiler...

Talimatla “Gereğini yapan” köşe yazarı ve ekran yorumcusu militanlarını doğrusunu isterseniz başarıyla kullanmayı da başardılar.

Yanlarında hariçten gazel okuyan bir takım siyaset militanları da vardı.

Altılı masadan sadece ve sadece havagazı çıkacağını inatla pompaladılar!

“Bu masa palavradır, göstermeliktir hiçbir sonuca ulaşamaz” diye bağıran sesleri halâ kulaklarınızda çınlamıyor mu!

Türk Milleti bu bağırtıları yemedi!

★★★

Sevgili okurlarım, altılı masadan dün çok önemli bir sonuç çıktı...

Yetkili olsam, dün alınan kararların tümüne imza atardım.

Türkiye bu tek adam rejiminden en kısa zamanda vazgeçmeye mahkûmdur.

Bu iş ancak yeni bir anayasa ile çözülebilir.

Yargıya bağımsızlığını yeniden kazandırmak zorundayız.

İlk önemli adım dün atıldı.

Yapılacak daha çok işler var.

Yeter ki altılı masadan cayan olmasın, karşı tarafın ekmeğine yağ sürmesin.