Benziyor.
Birebir aynı.
Faiz, çirkin bir burun olmuş 20 yıllık ekonomik modelin iki kaşı altında ağır bir günah gibi duruyordu.
Kafa atıldı.
Eski burun kırıldı.
Allahım!
Gelen burun.
Gideni aratıyor.
Faizler inmedi.
Kredi faizi:
Yüzde 45’i buldu.
Yeni yıla “yüksek bir enflasyon stoku” ile girmiştik. Yılın ilk gününde de işte beklendiği gibi yüksek zamlar yağmaya başladı.
★★★
Elektriğe.
(Yüzde 52- 130)
Doğalgaza.
(Yüzde 15- 50)
Benzine.
(12.90 TL’ye çıktı)
Motorine:
(Litreye 1.29 TL)
Köprüye.
(Yüzde 25 örtülü)
Paket sigaraya.
(21 TL’yi buldu)
Litrelik rakıya.
(249 TL’ye çıktı)
Trafik sigortasına.
(Yüzde 20)
Kamu, lojman kirasına, pasaport bedeline, vergiye, harca, cezaya da büyük oranlı zamlar geldi. Zamlar, halkın alım gücünü iyice kısmak, ithal malların tüketimini azaltmak, yerli malın üretimini çoğaltmak ve yeni yapılmakta olan buruna (YEM: Yeni Ekonomik Model) kıkırdak yapı desteği vermek için düşünüldü.
★★★
Okumuş ya da duymuş olmalısınız. Yeni yapılmakta olan burnun temel amacı; “vatandaş ile iş insanlarının 1 ay sonrasını, 6 ay sonrasını, 1 yıl ve 3 yıl sonrasını görebilecekleri güven ve istikrar ortamını sağlamak” diye açıklandı.
Durmayıp sormalı:
Arkadaş!
Kendi burnunu beğendin.
20 yıl burun büyüttün.
Öncesine burun kıvırdın.
Kırıp dökerek, Cumhuriyeti kuruluş ilkelerinden ayırıp parçalayarak, elde ne var, ne yok satıp savurarak ve yüksek borçlanmaya da giderek 20 yılı burun büyütüp bitirdin. Şimdi de tuttun; o büyüttüğün, çok beğendiğin, yere göğe sığdıramadığın burnunu kırıp un ufak etmek için duvara niçin kafa attın?
Efendim!
Enflasyonu indireceğiz.
Dolarizasyonu bitireceğiz.
MB rezervini artıracağız.
Faizi düşüreceğiz.
İhracatı patlatacağız.
Cari fazla vereceğiz.
Kuru dengeleyeceğiz.
Dış borçsuz kalkınacağız.
Ekonomik kurtuluş savaşı.
(Yeni Ekonomik Model)
Eski burunla Yeni Ekonomik Modeli (YEM) yürütemezdik, bu yüzden duvara kafa atıp kendi elimizle büyüttüğümüz eski burnumuzu kırdık diyorlar.
Allahım!
Aklımızı koru!
★★★
20 yılın sonunda “Türkiye’yi sefil ülkeler listesinden” çıkarmayı başaramadılar. Ülkeleri masaya yatırıp inceliyorlar: Hangi ülke asil? Hangi ülke sefil? Listeliyorlar.
Enflasyonu düşük.
İşsizliği çok az.
Fakirliği sıfıra indirmiş.
Bu “asil ülke” sayılıyor.
Enflasyonu yüksek.
İşsizi çok fazla.
Şehirleri yoksul dolu.
Bu “sefil ülke” sayılıyor.
Sefalet endeksinde Türkiye, dünyada işsizlik ve enflasyon oranları toplamının en yüksek olduğu ilk 20 ülke arasında bulunuyor. Türkiye dar gelirlisi, az gelirlisi, muhtacı, yoksulu, garibanı, aybaşını zor getireni milyonlarca insanı ile “sefil ülkeler listesinde üst sırada” yer alan olmaktan bu 20 yıl içinde çıkmalıydı.
Çıkamadı.
Burnu havada kaldı.
Dış borca battı.
Gösteriş yatırımı yaptı.
Şimdi mecbur kaldı.
Duvara kafa!
Yeni burun yapılıyor.
Ortalık kan revan.
TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)
Burun yeni kafa eski!
Yeni Ekonomik Model (YEM) başlatılmasına rağmen eski kafa (ailenin kalan gümüşlerini de satıp yemek anlamında) devlet arazisi satışları hızla devam ediyor. En son Bodrum Bitez’deki 19 dönümlük kamu arazisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası ile ihale şartnamesi çerçevesinde özel bir madencilik şirketine (Demircioğlu Mermer Sanayi) 115 milyon 500 bin TL’ye satıldı. Bodrum’un bu bölgesinde bir villanın fiyatı 5 milyon ile 20 milyon arasında satılıyor.
