Gülen gözlü Maliye Bakanı Nebati ne dedi?

“İnşallah enflasyondaki tedrici düşüş yakın zamanda gerçekleşecektir.”

Duya duya bıkkınlık geldi. Bu kaçıncı vaattir, sayısını unuttuk!

Sayın Bakan “tedricî olarak” yani “yavaş yavaş” enflasyon belâsından kurtulacağımızı söylerken aklımıza şu soru takıldı: Bu tür vaatleri, AKP’nin en önde gelen kişilerinden geçen yıl da duymamış mıydık?

Duymuştuk ama ne yazık ki, tam tersi oldu ve enflasyon coştu!

Söylenenlere şimdi nasıl inanacağız?

20 yıldır ülkeyi uçuracağını iddia eden iktidar artık “Elinizdekilere şükredin” demeye başladı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, tatminsizlik, karamsarlık hali aldı başını gidiyor. Halbuki önce elimizdekilere şükredeceğiz. Alım gücümüz bir parça düşmüş olabilir. Bu kayıpları telafi edeceğiz” dedi.

Kendilerinin de kabul ettiği bu kayıpları nasıl telâfi edecekler, belli değil!

★★★

Maliye Bakanı Nebati Bey’in vaadi, dileriz gerçekleşir ama aslında bu, nokta kadar, virgül kadar küçük bir ihtimal...

Ülkede önce, ekonomi biliminin ortaya koyduğu kuralları uygulamak gerekiyor. Bilim dışı yöntemlerle enflasyonun düştüğü dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiştir.

“Faiz sebep, enflasyon sonuç” tezinin faturası çok ağır oldu, daha bir buçuk yıl önce 8 lira civarında olan dolar bugün 19 liraya dayandı... Vatandaş daha da fakirleşti... 34 gün sonra gireceğimiz yeni yılda döviz kurlarının ne olacağını Allah bilir!

★★★

Dün, “Hiçgülmez” rumuzunu kullanan bir okurumdan ilginç bir mektup aldım.

“Biz ekmeği zor alacak haldeyken, bazı AKP’liler neden dört-beş yerden maaş alıyor?” diye soruyor ve ekliyor:

“Onlar dört-beş maaşla yaşıyor, millet tek maaşla çile çekiyor. Onlar ballı börek yiyor, millet ekmek kuyruğunda titreşiyor. Onlar devlette her işe girebiliyor, biz garibanlar ise işsizlikten kıvranıyoruz. Türkiye’nin kaymağını onlar yerken, bize düşen neden elimizdekilere şükretmek oluyor?”

Mantıklı bir soru ama buna ben cevap veremem... Dört-beş yerden maaş alanların ve halka “şükür” tavsiye eden siyasetçilerin bu soruyu yanıtlaması lâzım.

★★★

Tabii ki, şükretmekle-sabretmekle olacak şey değil bu... Türkiye böyle devam edemez!

Sorunların acilen çözülmesi gerekiyor ama 20 yılda iyice yıpranan iktidarın gücü buna yetmiyor.

Vatandaşların dertleri değil, oturdukları koltuklar onları ilgilendiriyor.

İktidar, sorunları çözmekten çok, seçimi nasıl kazanacağını düşünüyor, bunun hesabını yapıyor.

İki yıl önce (8 Kasım 2020 günü) “At izi it izine karıştı, hak ile batılı ayırt emek zorlaştı. Allah sonumuzu hayreylesin” diyerek istifa eden Maliye Bakanı Damat Berat Bey’in dediği gibi “Bakın burası çok önemli!”

★★★

Eski Ekonomi bakanlarımızdan Ufuk Söylemez bir TV programında iktidarı eleştirirken “Bu nasıl iş? 20 seneden sonra vatandaştan hâlâ sabır istiyorlar. Sanırım bitmeyen sabrın sonunda ölmüş olacağız” diye patladı.

Tutulmayan vaatler ve “Sabırlı olun” sözleri, sakin bir insan olan Ufuk Söylemez’i bile isyan ettirdi!

TEBESSÜM

Temel’in gazete merakı


Fadime, her fırsatta koltuğuna kurulup, zevkle gazetesini okuyan kocası Temel’e bağırır:

“Uyy herif... Senin böyle gazete sevdanı görünce hep aklıma geliyor... Keşke ben de gazete olsaydım... O zaman bütün gün elinde tutar, beni bir an bile bırakmazdın!”

Temel içini çekerek başını sallar:

“Ah ah, keşke gazete olsaydın... Ben de her gün yenisini alırdım!”