Savcılığın 12 yıla kadar hapis cezası istediği 12 emekli askerden biri olan emekli Tuğamiral Türker Ertürk “Bu bir iddianame değil, dedikodunamedir. Hapsi istenen 12 kişiye bakın, ortak özellikleri çıkıp konuşuyor olmaları” dedi.


Bildiğiniz gibi Türk Deniz Kuvvetlerinde yıllarca ülkelerine değerli hizmetler vermiş 104 emekli amiralin 4 Nisan 2021’de; TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin bile feshedilebileceğini” söylemesi üzerine yayınladıkları ve Montrö Sözleşmesi’nin “Türkiye’nin bekası için çok önemli olduğunu, tartışmaya açılmasının endişe verici olduğunu” vurguladıkları Montrö Bildirisi nedeniyle haklarında dava açılmıştı ve o gün bugündür duruşmalar yapılmaktaydı. Sonunda savcı aralarında Türker Ertürk, Atilla Kıyat, Cem Gürdeniz ve Türkiye’nin çok iyi bildiği diğer isimlerin de bulunduğu 12 sanık için 12 yıla kadar hapis, 91 sanık için beraat talep etti, ayrıca bu 12 amiralin “rütbelerinin sökülmesi” de talep edildi. Hapis talebinin nedeni olarak “Devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmak” gösteriliyor. Amirallerin yazdığı ve yayınladığı mektupta bir de mesai saatinde makam aracıyla, üniformanın üzerine cüppe giyerek tarikat ziyaretine giden amiral hatırlatılmıştı. Bu önemli konuları vurguladıkları, deneyimleriyle “gerekli gördükleri bir uyarı yaptıkları” için en ağır suçlulara bile verilmeyen bir ceza talebiyle karşılaşan amiraller arasında olan Emekli Tuğamiral Sayın Türker Ertürk’le “12 yıla kadar hapis” talebini ve olayın detaylarını konuştum.

Türker Ertürk, Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu mezunudur. 1992’de Silahlı Kuvvetler Akademisi’nde, 1999’da NATO Savunma Koleji’nde eğitimlerini tamamlamış, birçok harp gemisi komutanlığı yapmış, Deniz Kuvvetleri’nde önemli görevler üstlenmiş, 2000-2003 arasında Londra’da Silahlı Kuvvetler ve Deniz Askeri Ataşesi görevinden sonra 2006’da Amiralliğe terfi etmiştir. 2006-2008 yılları arasında Karadeniz Bölge Komutanı, 2008-2010 arasında Deniz Harp Okulu Komutanı olarak görev yapmıştır.


■ Sayın Ertürk, savcı sizin de arasında bulunduğunu 12 amiral için 12 yıla kadar hapis talep etti, ayrıca bir asker için en ağır ceza olan “rütbelerinin sökülmesi” de talep edildi. Biz vatandaş olarak, bir yanda gerçek suçlular için seçim öncesi af çalışması yapılırken sizlere böyle bir ceza talebini şaşkınlıkla karşılıyoruz. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?

Bu dava hukuki bir dava değil, siyasi bir davadır ve hatırlayın başlangıcı itibarıyla emir-komuta ile başladı, emir-komuta iktidardan kaynaklandı. Savcının esas hakkındaki mütalaasını okudum, bana tekrar kumpasları anımsattı ve yargının üzerinde iktidarın çok ağır bir vesayeti olduğunu bir defa daha somutlaştırdı. Şimdi, mütalaaya bakıyorum, tek bir hukuki gerekçe yok. 91 beraat, 12 cezalandırma, neye göre biliyor musunuz? Ben söyleyeyim; mütalaada adım yok, şöyle yaptı, böyle yaptı, şu nedenle ceza istiyorum gibi hiçbir şey yok, adım yazmıyor ama sonunda “cezalandırılsın” diyor.

MÜTALAADA ADIM BULUNMUYOR

■ Nasıl yani, hapis cezası verilmesi istenen amirallerin adı yazmıyor mu?

Benim yazmıyor, isterseniz bakabilirsiniz. Mesela “O onunla konuştu, bu şununla konuştu, bu bilmem ne yaptı” diyor, bende hiçbir şey yok ama altta “cezalandırılsın” diyor. Şimdi, niçin böyle söylüyor biliyor musunuz; çünkü ben muhalifim, toplumda bir karşılığım var, yazıyorum, çiziyorum, ekranlara çıkıyorum, işte şimdi sizinle konuşuyorum ve toplumda özgül ağırlığım var, seçimlere doğru gidiyoruz… Bakın, seçimlere doğru gidiyoruz, korku iklimine, muhalif seslerin susturulmasına, halka yalan bombardımanına ihtiyaç var, bu sanal yaratışa, yalana birisi müdahale etmesin diye bizim üzerimizden topluma korku salmaya çalışıyorlar ve dikkat ediyorum; o 12 kişinin ortak özelliği “çıkıp konuşanlar.” Yani ayrım burada. Bugünkü mütalaa, bir de iddianamesi var daha önce, ona bakıyorum “dedikoduname” “O dedi, bu dedi” diye gidiyor, bir fiilin suç olabilmesi için kanunla tanımlanmış olması lazım. Somut delil var mı yok, suç oluşturan unsur nedir o yok, savcı iddianameyi tepkisellik üzerine inşa etmiş.

Soylu hakkında suç duyurusunda bulunacağız


Geçen sene hatırlayın; şafak baskını ve 10 amiral, peki o 10 amirali nasıl seçtin? Bakın, Süleyman Soylu hakkında avukatımız aracılığıyla suç duyurusu yapacağız, bu olaylar olduğunda “Açıklamanın uluslararası bağlantısıyla ilgili bir takım tespitlerimiz var” dedi. Demek istiyor ki “Amiraller duyurusunun uluslararası bağlantıları var, arka planı var.” Biz de merak ettik neymiş diye, iddianameye konmadı, esas hakkındaki mütalaada yok, o zaman sormak istiyorum; yargıyı yanıltmak, manipüle etmeye çalışmak, halkta infial yaratmak bu kadar kolay mı?

Ruhat Mengi'ye konuşan Türker Ertürk, seçime giden süreçte 'çok şey' yaşanabileceğini söyledi.

O çocuklar komutanları ne diyorsa, onu yaptı


■ Sizler mağdursunuz, hapisteki askeri öğrenciler de çok mağdurlar, öyle değil mi?

Aynen öyle,  bir şekilde FETÖ’yle işbirliği yapan ve cebinde para olanlar veriyor parayı kurtuluyor ama orada garibanın çocuğu hapse giriyor. Ben öyle çocuklar biliyorum, Anadolu’nun bir ilçesinde çok zeki bir çocuğa daha ortaokuldan göz dikiyorlar, Fen Lisesi’ne girecekken Deniz Lisesi’ne sokturuyorlar, çünkü Cemaat geliyor babasını ikna ediyor, baba da bakıyor “Bunları Başbakan bile methediyor, ben de onların peşine gidebilirim” diyor, yani kader kurbanı oluyor ve siz bu çocuk üsteğmenken onu atıyorsunuz, içeri tıkıyorsunuz. Peki, sizin damadınız da aynı yollardan geçti, o da Cemaatin okullarında okudu, ona niçin operasyon yapmıyorsunuz? Birçok zengin var, para verdi kurtuldu, adlarını bile biliyoruz.

■ 15 Temmuz gecesi Köprü’ye götürülen öğrencileri soruyorum.

Onlar daha da masum, 14 yaşında. Hepimiz o yaşlardan geçtik, 14 yaşında neyin ne olduğunu biliyor muyduk? Büyüklerimiz, komutanlarımız ne diyorsa onu yapıyorduk, o çocuklar da bunu yaptı, hepsi kader kurbanı. Bir de kafalarını kestiler onların.

■ Kader kurbanı diye kaçakçıları, tecavüzcüleri afla çıkarıyorlar, bunlar kader kurbanı değil mi?

Cumhurbaşkanı 2 suçluyu yaşlılık filan diye affetmiş, daha yaşlı vatansever, yurtsever generaller hapisteler. Bugünden itibaren artık seçime kadar inanamayacağımız çok şeyle karşılaşabiliriz.

Savcının mütalaasında suç unsuru yok, bu bir siyasi metindir


■ Size yöneltilen suçlamalarda açık bir darbe, muhtıra iması var. Buna ne diyorsunuz?

Tamamı niyet okuma, neymiş “gece yayınlanmış”, Allah aşkına bir fiilin suç oluşturup oluşturmaması o fiilin hangi vakit yayınlanmış olmasına göre değişmez ki! Amiraller duyurusu tam tamına anayasal ve demokratik hakkın kullanımıdır. Buradan darbe imasını çıkarmak kötü niyetli ve maksatlı bir yaklaşımdır, gerçekten bu FETÖ kumpaslarına benziyor. Bütün dijital materyalimize el koydular, cep telefonumu 2 ay dinlemişler, daha önce de 5 sene dinlemişlerdi, yazmış zaten savcı “suç unsuru yok”, Allah aşkına peki sen niçin bana ceza vermeye çalışıyorsun? Niye, benim üzerimden halkı sindirmek, susturmak istiyorsun. Bakın, öyle tehlikeli bir döneme giriyoruz ki; seçim sath-ı mailine girmişiz, en fazla 9 ay var, her şeyi görebilirsiniz, çünkü iktidarın gerginliğe ihtiyacı var, düşmana ihtiyacı var, savaşa ihtiyacı var, her şey olabilir, suikastlar bile olabilir. Türkiye bunları yaşadı, 2 seçim arasında 2015’i yaşadı. Onun için tekrar altını çizerek söylüyorum, bugün savcının esas hakkındaki mütalaasında suç kırıntısı bile yoktur, suç unsuru yoktur, bu bir siyasi metindir, çünkü beraat istese iktidar o savcıyı perişan eder.

Gözaltına alındıktan sonra tutuklanma talebiyle hakim karşısına çıkıp serbest kalan Ertürk, avukatlarıyla birlikte.

Şimdiki kumpaslarda sadece iktidar var


■ “FETÖ kumpaslarına çok benziyor” demiştiniz ki çoğumuz benzetiyoruz, peki FETÖ devam mı ediyor, yoksa aynı yöntemle kendileri mi devam ediyorlar? Emekli asker bile konuşmasın, öyle ezilsin ki bir daha ağzını açamasın mı?

O kumpaslarda bir tarafta FETÖ, bir tarafta iktidar vardı. Şimdiki kumpaslarda sadece iktidar var. İktidar bu seçimi kazanabilmek için her şeyi yapabilir, 5000 yıldır Anadolu’da görmediğimiz gaddarlıkları görebiliriz. Biliyorsunuz kurumlar -TSK ve polis de dahil- için kişiye sadakat olmaz, sadakat demokrasiyedir, anayasayadır ama iktidar anayasayı da takmıyor. “Bana sadakat göstereceksiniz, ben seçimi kazanacağım” diyor. “6’lı masayı bozacağım, muhalif sesleri sindireceğim, korku iklimi yaratacağım, benim yanımda yer alacaksınız” diyor.

Montrö yaşamsal derecede önemli


Bu duyuruda iki konu vardı; 1-Montrö hassasiyeti, 2-Bir daha darbeler olmasın. 15 Temmuz darbesini kim yaptı, tarikat mensupları yaptı, cüppeli takkeli askerler yaptı, biz de cüppeli takkeli amiral görünce belirttik, halk da infialde bulundu. Montrö yaşamsal derecede önemli, biz buna sahip çıkmalıyız dedik, Ukrayna savaşı biliyorsunuz daha sonra başladı ve amirallerin ne kadar haklı olduğunu gösterdi ve amirallerden bir yıl önce 126 büyükelçi aynı minvalde bu tür bir açıklama yapmışlardı.