Keskin nişancı tarafından alnından ve gözünden vurularak öldürüldüğünde tarih 18 Aralık 2002’yi gösteriyordu. Belki yarım saat sonra olay yerine gitmiştim. Yerdeki o görüntü gözümün önünden hiç gitmedi. Eşi olduğunu öğrendiğim Şengül Hanım çırpınıyor, bir yandan da, “Ağlayıp seni öldürenleri sevindirmeyeceğim” diyordu. Gözyaşlarını yüreğine akıtıyordu. İki kızıyla baş başa kalmıştı. Onların etkilenmemesi için bir anne olarak her şeyi yaptı.

Her ne kadar o dönem Şengül Hanıma, “Katilleri bulmak devletin namus borcudur” denilse de, 2002 yılından 2015 yılına kadar, her cinayet için yapılması gereken rutin işlemlerin bile yapılmadığına ilişkin belgeleri gördüm. Açıkçası, bu olaylın küllenip gitmesi isteniyordu.

ŞAŞIRTAN BİLGİLER

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Necip Hablemitoğlu’nun, başta Fethullahçı yapılanma, Alman vakıfları konularında cesur açıklamalarına tanık oluyorduk.  Devlet içinde vatansever kişilerden de bu çalışmaları konusunda destek alıyordu.

Aradan 20 yıl geçtikten sonra Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili olarak gözaltılar, tutuklamalar oldu.  Ortaya çıkan isimler şaşırtıcıydı. “Bordo bereliler” olarak bilinen Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli askerlerin Hablemitoğlu ile ne alıp veremediği olabilirdi? Üstelik, cinayeti işlediği iddiasıyla tutuklananların cemaat bağlantısı olmadığı da biliniyor.

Bu soruşturmayı yakından izleyenlerle de konuştum.  Necip Hablemitoğlu’nun da  Levent Göktaş’ın da adı MİT Müsteşarlığı için geçiyordu. Cinayet bu yüzden işlenmiş olabilir mi?  Savcının ekseninde, Hablemitoğlu’nun yazdığı “Köstebek” kitabının yayınının engellenmesi için Göktaş grubunun, FETÖ ile işbirliği içinde olduğu var. FETÖ, birine tetiği çektiriyor ama aynı zamanda kendisine bağlı Emniyet personeliyle soruşturma savsaklanıyor. Bu soruşturmada görev alan şube müdürü kaçak. 15 polis meslekten çıkarıldı.

DOSYA İLE ÖRTÜŞMÜYOR

8 Haziran’dan bu yana aranan Levent Göktaş, Bulgaristan’da yakalandı. Bulgaristan’a, iade belgelerinin en geç 40 gün içinde ulaştırılması gerekiyor. Eğer, normal prosedürü uygulayacaksa, iade işlemi zaman alacak. Ancak, “Kaçak sınır geçişi” gibi değerlendirip Göktaş’ı birkaç gün içinde Türkiye’ye sınır dışı etme olasılığı da var.

Bu ay sonuna doğru iddianame hazırlanacak, dosyada ki kısıtlılık kaldırılacaktı. Hablemitoğlu’nun avukatı Ersan Barkın, Göktaş getirilene ve ifadesi alınıncaya kadar dosyadaki kısıtlamanın kaldırılmamasını, iddianamenin açıklanmamasını talep etti. Nedeni de, Göktaş’ın dosya içeriğini tam öğrendikten sonra ifade için kendisine bir yön çizeceği kuşkusu…Deneyimli C. Savcısı Zafer Ergün de kuşkusuz bu durumu değerlendirmiştir.

Levent Göktaş’ın el yazısıyla yazdığı ve bazı gazetecilere ulaştırdığı mektupta yer alan açıklamalarıyla, dosya içeriğindeki bilgilerin de örtüşmediğini, önemli çelişkiler olduğunu  öğrendim. Göktaş’ın sorgusunda geçecek bazı isimlerle, soruşturmaya yeni isimlerin eklenebilir.

O CİNEYET DE SORULACAK

Necip Hablemitoğlu suikastından yaklaşık 1,5 yıl sonra , “Sosyete Tarikatı” olarak bilinen “Dost Tarikatı”nın lideri İhsan Güven de faili meçhul bir cinayete kurban gitmişti.  Necip Hablemitoğlu’nun, Fethullahçılarla ilgili yaptığı araştırmalar sırasında İhsan Güven’le de zaman zaman görüştüğü ve bazı bilgiler aldığı anlaşıldı. Güven’le çekilmiş fotoğrafları da bulunuyor.

Hablemitoğlu’nu öldürdüğü öne sürülen Tarkan Mumcuoğlu’nun ifadesinde, Savcı Zafer Ergün önemli bir açık buldu. Öldürülen tarikat lideri İhsan Güven’in dosyasını İstanbul adliyesinden istedi.  Hablemitoğlu soruşturması kapsamında, Güven’in soruşturması da belli noktaya getirildikten sonra, dava yeri olan İstanbul adliyesine gönderilecek.

BORDO BERELİLER

Necip Hablemitoğlu suikastının yapıldığı yıl Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Fikret Emek, Nuri Gökhan Bozkır, Tarkan Mumcuoğlu, Mehmet Narin, Aydın Köstem cinayetin şüphelileri olarak tutuklandı. 8 Haziran’dan bu yana aranan Levent Göktaş, Bulgaristan’da yakalandı. Başka bir suçtan tutuklu Enver Altaylı da, aynı davanın şüphelisi olarak tutuklandı.

Bu cinayet, kahramanların bulunduğu Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli olanları da yaralamıştır. Bir an önce gerçeklerin ortaya çıkmasını diliyoruz. Şengül hanım da, avukatı Ersan Barkın da tam 20 yıldır suikastın aydınlatılmasını bekliyor. Sahi, siz ne istediniz aydın bir bilim insanından?

“Zenginleşenlerde yargılanma korkusu”


ANAP döneminin efsane İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, bakanlığı döneminde her türlü yolsuzluğun, usulsüzlüğün üzerine kararlı bir biçimde gitti. İsimleri değişik olaylara karışmış kişilerle bir araya gelmedi. Temiz siyasetle devletin gücünü gösterdi.

Dün, Tantan’a gelişmeleri nasıl gördüğünü sordum. “Bundan sonra AKP’deki çözülmeyi kimse tutamaz. Partinin içi de, dışı da karışık. İstifalar, görevden almalar devam edecektir.  Haksız bir biçimde zenginleşenleri şimdiden yargılanma korkusu sardı. Yargılanmaktan da kurtulamazlar” dedi.

Dürüst politikacı, önceki İçişleri Bakanlarından Saadettin Tantan, bunları söylüyorsa bir bildiği vardır.