Son 20 yıldır AKP’nin ilmek ilmek ördüğü “ötekileştirme” politikasının ülkeyi ortadan ikiye böldüğü söylemi mazi oldu.

AKP azınlığın çoğunluğa “ayar” verdiği evreye geçti.

Bunu nereden çıkardığımı anlatacağım...

★★★

Birincisi önceki gece Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanlığı’nın Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı’na Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz’ı atama kararı yayımlandı.

Yılmaz tüm mesleki kariyerini Ensar ve Önder İmam Hatipliler Derneği’nin de aralarında olduğu AKP evreninde yapmış...

★★★

Bundan 6 ay önce, Ağustos 2021’de Ziya Selçuk’un yerine atanan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’le birlikte Bakan Yardımcısı yapılan Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili görevden alındı.

Saray’ın bile memnun olmadığı milli eğitim uygulamalarından; veliler, gençler, çocuklar çok mu hoşnut?

Şurası açık ki 20 yıllık AKP iktidarında en çok koltuk değişimi; yoksulluğun mimarı Hazine ve Maliye ile lime lime dökülen eğitim kalitesinin baş sorumlusu Eğitim Bakanlığı’nda yaşanıyor.

★★★

Asıl üzerinde durmak istediğim konu başka...

Siyaset kulislerine yansıyan haberlere göre, yeni atanan bakanlar Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve MEB Bakanı Özer’in parti içinde de tam destek görmediği...

★★★

Son yapılan kamuoyu araştırmaları, siyasi İslam’a kat çıkan AKP’nin tabanından kopmalar olduğunu gösteriyor.

Oy tabanındaki kopuşların izlerine ekonomi dünyasında da rastlıyoruz.

Odatv’de dün bir haber vardı: Çorum Belediye Meclisi ocak ayı toplantısında AKP’li Meclis üyesi İsmail Bölükbaş’ın, bir diğer partiliyle yaptığı sohbette “Kimse iş yapmayı istemiyor ki... Neyin ne olacağı bilinmiyor ki. Ben devletten iş almam mesela. Özel şahıstan bile iş alınmaz” sözleri, açık olduğu unutulan mikrofondan duyuldu.

★★★

İş dünyasından bir diğer duyumu da ben ekleyeyim. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Kandilli’deki çocuk parkı ve deprem toplanma alanına tesis yapmak üzere aylık 110 bin TL bedelle ihale ettiği Alpay Tarhan’ın, Bu işe gönüllü değilim, isteyen olsa devrederim” dediği konuşuluyor.

Önceki akşam Ankara kulislerine hakim köşe komşum Çiğdem Toker, katıldığı bir TV programında kendisine ulaşan duyumu aktarıyordu.

Liman işletme süreleri ihalesiz 49 yıla uzatılan iktidara yakın mevcut yatırımcılar bu “kıyaktan” hoşnut değilmiş.

★★★

Toplum döviz gelirlerinde artış umuduyla, enflasyonun üç haneli rakamlara doğru yolculuğuna ikna edilmek isteniyor.

Peki döviz hesaplarının taşıyıcı kolonu ihracatçılara bu durum yarıyor mu?

İhracatçıların ülkeye getirdikleri dövizin yüzde 25’ini Merkez Bankası’na satması yönünde karar çıktı.

Bir sonraki siparişin maliyetini bile fiyatlandıramayan ihracatçı, pazar kaybetmemek ya da yeni dış pazarlar edinmek için “kârsızlığa” razı gelmişken; üretim gücünü kaybetmekten yakınıyor.

★★★

Merkez Bankası Başkanı Dr. Şahap Kavcıoğlu ile video konferansta biraraya gelen Türkiye İhraçatçılar Meclisi (TİM) Başkanlar Konseyi üyeleri, ancak “Hemen almasanız” diyebiliyorlar.

★★★

Tusunami gibi yağan zamlardan halkın yakınması ortada; iş sahipleri de mırın kırın yapmaya başladı; peki kim/kimler hangi karardan hoşnut?

Erdoğan’ın tarihin tozlu sayfalarına gönderilecek laflarından bir diğeri, “Yüzde 50’yi zor tutuyorum” oldu...

O yüzde 50, aslanın midesinde...

Erdoğan “milli görüş” fanilasını arıyor


CHP eski milletvekili Prof. Dr. Hurşit Güneş’e “İktisat ilmiyle yoğrulan bir akademisyen olarak Maliye ve Hazine Bakanı Nureddin Nebati’nin dile getirdiği heterodoks ekonomi ne menen bi şey” diye soruyorum.

[caption id="attachment_6876389" align="alignnone" width="600"] Prof. Dr. Hurşit Güneş[/caption]

Ekonomi literatürünü takip eden bir gazeteci olarak “heterodoks ekonomi” kuramını güncelleyen akademiyi takip ediyorum.

Ortodoks” olarak isimlendirilen klasik iktisat alanının karşısına, “davranışsal iktisat” kuramını koyan ve Amerika’nın araştırma üniversitesi Duke’nin “Ekonomi ve Siyaset Bilimi” profesörlerinden Timur Kuran’ın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar dikkatimi çekmiyor değil...

Konuya şimdilik yalnızca pas atıp, Prof. Dr.  Güneş’in verdiği yanıta döneceğim:

Erdoğan 2015 yılından beri özellikle de 2018 sonrası faiz takıntısını ortaya koyarak, milli görüş gömleğini, fanilasını yeniden bulma çabasında. Kur’an’da geçen “riba” (tefecilik) kavramı; ekonominin değil, ilahiyatın konusu olabilir. Heterodoks ekonomi derken de bu çerçeveye vurgu yapılıyor” diyor.

Güneş dikkat çekici bir anısını da aktarıyor:

2016 yılında Merkez Bankası Başkanlık görevinden ayrılan Erdem Başçı ile Erdoğan arasında şöyle bir diyalog geçiyor: Biz seni Müslüman bilirdik...”

Nebati’nin heybesine atılan “heterodoks” kelimesini “müslüman işadamları” olarak anılan MÜSİAD’ın toplantısında dile getirmesi, AKP’nin “destek aradığı” hedef seçmen kitlesi hakkında da fikir veriyor.

Güneş’in dikkat çektiği bir diğer nokta Türkiye ile Katar ilişkileri.

Malum Türkiye, Katar’dan daha fazla mali kaynak bekliyor.

Ne var ki Katar’ın kavgalı olduğu Körfez ülkeleri ile barışması, Türkiye’nin “askeri gücüne” duyduğu ihtiyacı azaltıyor.

Bu durumda “Aman, nasıl olsa Katar var” demek pek doğru olmayabilir.

“Trajik çılgınlık”


Boğaziçi Üniversitesi Kurucu Rektörü Abdullah Kuran’ın da oğlu da olan Prof. Dr. Timur Kuran, İslam ekonomisi ve Orta Doğu üzerine yayımlanan çok sayıda kitap ve makalesinde Müslüman topluluklarda tartışılan; “kâr”, “zekat” ve “riba” gibi kavramları irdeliyor.

[caption id="attachment_6876388" align="alignnone" width="600"] Prof. Dr. Timur Kuran[/caption]

Kuran İslam ekonomisine eleştirilerinin benzerlerini, ortodoks ve heterodoks iktisata yönelik olarak da sürdürüyor.

Türkiye ekonomisini yakından takip eden Kuran’ın son günlerde sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlardan örnekler vereyim.

16 Aralık 2012: “Türkiye’nin First Lady’sinin çözümü var: “Porsiyonlarınızı azaltın ve daha az yiyin”. Ve Başkanın (RTE) yorumu: “Tanrı sizi sınıyor. Sabılı ol.” Bundan yüzyıllar sonra, tarih kitapları bu trajik çılgınlık yönetim anını işleyecek.”

Nebati’nin atamasını takiben; “Akut mali ve ekonomik kriz döneminde, Türkiye bir yıl içinde üçüncü maliye ve hazine bakanını atıyor. Yeni bakanın ekonomi ve finans geçmişi yok. Görünüşe göre Erdoğanomik konusunda uzman. Krizin derinleşmesini bekleyin...” diye yazıyor.