Bu da oldu: Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin bir numaralı “teknokentini” kapattıran bakan olarak tarihe geçmeye gönüllü.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 30 Aralık 2021 tarihinde İTÜ Arı Teknokent Proje Geliştirme Planlama A.Ş. aleyhine açtığı “şirketin tasfiyesi” davası istinafta onaylandı.

İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Arı Teknokent hakkında verilen “tasfiye” kararı, bir üst mahkemeye gitmişti.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 17 Haziran 2022 tarihine verdiği istinaf kararı “oy birliği” ile değil “oy çokluğu” ile alındı.

★★★

İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’nde 1.6 milyon metrekare arazide 10 binası ile konuşlanan Arı Teknokent’in kapısına kilit vurulmadan önce, masada şu seçenekler bulunuyor:

Bir; şirket Yargıtay’a gider ve Sanayi Ticaret Bakanlığı Yargıtay’dan gelecek kararı bekler.

İki; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı şirket kapanana kadar kayyum atar.

Bu kararla birlikte Arı Teknokent’in yüzde 60 ortağı olan ve başkanlığını İTÜ eski Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer’in yaptığı İTÜ Geliştirme Vakfı’nın yerini yandaş bir vakfın alması için gayretler de sürüyor.

★★★

225 ileri teknoloji ve 80 akademik firmaya, 800’den fazla start-up’a ev sahipliği yapan İstanbul’un ilk Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB) olarak 2002 yılında kurulan Arı Teknokent firmalarından bugüne kadar 866 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti. Aynı dönemde 29 milyar TL de ciro elde edildi.

Arı Teknokent Yönetim Kurulu istinaf kararına ilişkin, “Herkesin elini vicdanına koyarak bu haksız ve mesnetsiz davayı değerlendirmesi” temennisinde bulunuyor.

★★★

Karara, “Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve sonuçta davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çogunluğun, davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında verdiği karara muhalifim” notunu düşen Mahkeme Başkanı Nevzat Boztaş’ın gerekçeleri, yoruma bile gerek bırakmayacak kadar açık.

17 yıl önceki işlemi gerekçe gösterdiler


İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi Başkanı Nevzat Boztaş’ın Arı 2 binası yatırımına dayanan karara itiraz gerekçeleri şunlar:

■ Feshe dayanak yapılan bu işlem, 2004 yılında, yani dava tarihinden 17 yıl önce yapılmış. Şirket, kuruluşundan buyana davacı Bakanlığın gözetim ve denetimi altındadır.

■ İşlemin, Bakanlığın bilgisi dahilinde olduğunun kabulü gerekir. İşlemin üzerinden 17  yıl geçtikten sonra bu işlemin fesih sebebi olarak kabulü mümkün değildir.

Kaldı ki 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun 5. maddesinin 6. fıkrası uyarınca yönetici şirket (davalı şirket), Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB) içinde planlama ve projeleri yapmak, gerekli altyapı ve üstyapı faaliyetlerini yerine getirmekle yükümlüdür.

■ Bu yasal düzenlemeye göre, davalı şirketin yerine getirmekle yükümlü olduğu inşaat işi için finansman sağlamak zorundadır. Bilirkişi raporundaki tespitlere göre davalı şirket, 2004 yılındaki mali durumu itibarıyla bankalardan yüksek miktarda kredi temin edebilecek mali bünyeye sahip değildir. Bu durumda, amaçlarını yerine getirmek üzere TTGV’den finansman temin etmek zorunda olduğunun kabulü gerekir.

■ Teftiş raporunda ve bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar, bu kredinin banka veya diğer finans kuruluşlarından sağlanmış olması ihtimaline dayanmaktadır.

■ Oysa, teknik olarak tespit edildiği üzere, davalı şirketin bu finansmanı banka veya diğer finans kuruluşlarından sağlama imkânı zaten yoktur. Bu durumda, bilirkişi raporundaki hesaplamaların gerçekleşmesi mümkün olmayan bir ihtimal üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu konudaki bilirkişi tespitlerine bu nedenle itibar edilmesi mümkün olmamalıdır.

■ Davalı şirketin salt pahalı bir finansman kullanmış olması da TGB’lerin kuruluş amacına aykırı faaliyet olarak değerlendirilemez.

■ 4691 sayılı Kanun’un 1. maddesindeki tanıma göre, TGB’lerin kurulmasının amacı; üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörünün işbirliğini bağlamak, ülke sanayiinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek ve yüksek ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik altyapıyı sağlamaktır.

Kanunun tanımladığı bu amaç dikkate alındığında, davalı şirketin amacını gerçekleştirmek üzere pahalı finansman sağlaması, amaca aykırı faaliyet olarak değerlendirilemez.