Takvimler 9 Kasım 1938’i gösteriyordu. Türk hekimlerini acizlik içinde bırakan son 24 saate girilmişti. Günlerden, bugün gibi çarşambaydı. Dolmabahçe Sarayı’nda 71 numaralı oda, Türk ve dünya tarihinin görüp göreceği en büyük başkomutanı ağırlıyordu. 8 Kasım sabah 07:00’de son sözünü söyledi, “Aleykümselam.” Sonra komaya girdi. Doktorları, 2’şer saatlik nöbetlerle hastalık seyrini müşahade defterine yazdı. Dr. Muhtar Özden, Dr. Kamil Berk, Dr. Reşat Belger, Dr. Kemal Öke, Dr. Süreyya Serter, Atatürk’ün derdine derman olmak için çırpınsa da çaresizdi. Agoni yani ‘can çekişme’ notu düştüklerinde 9 Kasım saat 20:00’ydi. 57 yıllık ömrünün sadece 56 günü geçen Savarona yatı, saygı için boğazda demirlemişti.

SON BEŞ DAKİKA

Türk Milleti için en uzun geceydi. Kuran-ı Kerim ellerinde, gözyaşlarıyla dua edip radyoya kulak kesilmiş, korku içinde kara haber bekliyordu. 9 Kasım saat 24:00’de o kara kaplı deftere, “Umumi ahval vehamete doğru seyrediyor” yazıldı. Tıbben yapacak kalmamıştı. Şeref madalyalı göğsündeki cesur yüreği ülkesi için çarpan Atatürk, ardında tam bağımsız, özgür, eşitlikçi, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni bırakıp dünyadan göçüyordu. Silah arkadaşı Kılıç Ali Paşa, hizmetkârı Binbir Hatun dahil herkes bir köşede ağlıyordu. 10 Kasım 1938’de saat 09:05’de gözlerini son kez açıp başını sağa çevirdi. Dr. Öke, masmavi gözlerini usulca kapattı. Dr. Berk, G.M.K. (Gazi Mustafa Kemal) yazılı mendille çenesini bağlayacaktı.

TÜRKLERİN BABASI

Yaveri Salih Bozok, odasına çekilip kalbine dayadığı silahın tetiğini çekti. Dolmabahçe’ye koşan halk içinde 11 yurttaş ezilerek öldü. Türk basını, ‘Babamızı kaybettik’ manşetleri atarken, Amerika’dan Japonya’ya dünya basını ne yazdı? Alman Volkischer, “Atatürk, Türkiye’yi tek düşman kalmaksızın bıraktı. Bunu hiçbir devlet başkanı başaramadı”, Avusturya Freie, “Türkler, babasını kaybetti”, Danimarka Tidence, “Atatürk, 20. yüzyılın en büyük mucizesi”, ABD New York Times, “Atatürk, devleşen bir devlet yarattı”, İngiliz Daily Telegraph, “Kadınlar hiçbir ülkede bu kadar hızlı ilerlemedi”, Paris Soir, “ Türklerin babası, Türkiye’yi yaratıp sultanları kovdu. Radikal bir inkılapçı” diyecekti.

ATATÜRK’TEN UTANMALI

İran Gazetesi,“İslam dünyasının büyük insan yetiştiremeyeceğini öne sürenler, Atatürk’ten utanmalı” derken 1 ay yas ilan edildi. Çin, “Atatürk’ün ölümü yalnız Türkiye değil, dünyada büyük bir boşluk”, Romanya, “Bir milleti, uçurumun kenarından kurtaran liderler içinde Atatürk birinci”, Suriye, “Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtardı. Gemisini güvenilir limana götürdükten sonra milletinden taht istemedi. Eşsiz dahi” diyordu. AKP’nin semirttiği, “Keşke Yunan galip gelseydi”, “Cumhuriyetin reklam arası”, “Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, düşünmemizi yok etmiştir” hadsizliğe karşı, Yunan Athinaika, “Bir insana ölümünden sonra bu derece sevgi ve yas milletler tarihinde görülmedi” diye yazdı.

KARANLIK GÜNLER

Atatürk, ülkeyi yönettiği 15 yılda ekonomi, tarım, eğitim, adalet ve demokratikleşme devrimleriyle, sarayların değil halkın hakim olduğu cumhuriyeti kurdu. O yıllarda İktisat Kongresi toplayan ilk ve tek ülkeydik. Termik, hidroelektrik santraller, limanlar, fabrikalar derken 15 yılda 176 uçak üreten bir fabrika dahil ağır sanayide yüzde 152 başarı sağlandı. AKP’li Kemal Unakıtan, ‘Ne banka bırakacağız ne fabrika, hepsini satacağız’ dedi, sattılar. 1930’larda Atatürk’ün şeker üretimini yüzde 200 arttırdığı Türkiye, AKP’nin yönettiği 20 yılda şeker, buğday, bakla, arpa, pirinç, saman ithal eden bir ülkeye döndü. Ruslar, vanaları kapasa kışın donarız. Dış güçler (!) şalteri indirse karanlığa mahkumuz.

BU NEYİN BAYRAMI?

Türkiye, ekonomik esaretten Atatürk İlke ve İnkılapları’nı benimsemekle kurtulacaktır. 2012’den 2022’ye cumhurbaşkanının 10 Kasım’daki 10 yıllık konuşmalarını inceledim. Ölüm yılı değiştirilip, aşağı yukarı her yıl aynı metni okumuş: “Gazi Mustafa Kemal’in, ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyetimiz, yaşanan tüm badirelere rağmen dimdik ayakta. Atatürk’ün mücadeleci ve kurucu vasıflarını gençlere, çocuklara iyi anlatmalıyız.” 2022 yılı 10 Kasım konuşmasını da yarın dinleriz. Atatürk’ü yeni nesillere anlatmaya bu kadar istekliyseniz MEB Talim Terbiye Kurulu’nun, 361 sayfalık ders kitapları raporunu okuyunuz. Çarpıcı rapor; “Atatürk İlke ve İnkılapları Dersi’nin süresi, içeriği yetersiz. Atatürk’ün hayatı, 10 Kasım konularında yok. 10 Kasım’da milli bayramlar anlatılıyor” diyor. Türk Milleti’nin 84 yıldır matemde olduğu 10 Kasım Günü, Türk çocuklarına ne bayramı anlatıyorsunuz? Cumhuriyetin 100. yılına, takunyasız takiyesiz eğitim yakışacaktır!