Akp iktidara geldi.

2003’te Tbmm’ye getirdiler.

Geri püskürtüldü.

2006’da tekrar getirdiler.

Geri püskürtüldü.

2008’de tekrar getirdiler.

2009’da tekrar getirdiler.

2010’da tekrar getirdiler.

2013’te tekrar getirdiler.

2014’te tekrar getirdiler.

Her defasında geri püskürtüldü.

2017’de tekrar getirdiler.

Gene başaramadılar, geri püskürtüldü.



Zeytinin idam fermanını Akp iktidara geldiğinden beri sekiz defa denediler, sekiz defasında da Tbmm’yi geçemediler.



Sekiz defa... Bizzat Atatürk’ün talimatıyla hazırlanan ve 1939’dan beri yürürlükte olan “zeytin yasası”nı değiştirmeye çalıştılar.

Tek başına iktidar olmalarına rağmen, sekiz defasında da bizzat Atatürk’ün kurduğu Tbmm’yi aşamadılar.



E, bizzat sayın ahalimizin oylarıyla saray rejimine geçtik.

Tbmm’yi işlevsiz hale getirdik.

Yasa çıkarmaya gerek kalmadı.

Sorun çözüldü!



Bütün dünya pürdikkat Ukrayna savaşını takip ederken, o toz duman arasında maden yönetmeliği değiştirildi, resmi gazetede yayınlandı.



Bu değişiklik ne anlama geliyor?

Türkiye’de toplam 190 milyon zeytin ağacı var.

Maden şirketleri bunun 130 milyonunu kesebilecek anlamına geliyor!



Elbette cart diye hepsini kesmeyecekler ama, 130 milyon zeytin ağacının maden sahalarında olduğu biliniyor, “maden şirketlerine isterlerse istedikleri kadar kesme yetkisi verildi” anlamına geliyor.



Bu çıplak gerçeğe rağmen, sayın enerji bakanlığımız hepimize alenen gerizekalı muamelesi yapıyor, “zeytin ağaçlarının kesilmesi söz konusu değil” diyor.

Peki nedir sözkonusu olan?

“Faaliyet yürütülecek maden sahasındaki zeytin ağaçları, eşdeğer büyüklükte yeni bir bölgeye taşınacak” diyor.



Ege bölgesinde mesela, zeytin ağaçlarımız 200 yıllık, 300 yıllık, doğada kendi kendine yaşamını sürdüren 900 yaşında olanları var.

Ayvalık’ta 1.100 yaşında var.

Manisa Kırkağaç’ta 1659 yıllık zeytin ağacı var, hâlâ yılda 250 kilogram zeytin veriyor, gövdesinin çapı 13 metre, nasıl taşıyacaksın?

Biz Türkler daha Anadolu’ya bile gelmemiştik, o ağaç oradaydı.

16 asır sonra kökünden sökersen, diktiğin yerde yaşar mı?

İzmir Seferihisar’da 1.800 yıllık zeytin ağacı var.

Manisa Saruhanlı’da 2 bin yıllık zeytin ağacı var.

Soma’da 2 bin 90 yıllık zeytin ağacı var.

Muğla Milas’ta 3 bin 200 yıllık zeytin ağacı var.

Cumhuriyet ilan edildi, 1927 yılında sayım yapıldı, Milas’ta 650 bin zeytin ağacı vardı, bugün Milas’ta 7 milyon 800 bin zeytin ağacı var, emek emek, tek tek, gözümüz gibi bakarak büyüttük, kimin ağacını hangi hakla nereye taşıyorsun?



Ama aslında zaten taşınma meselesine bu kadar kafa yormamıza gerek yok.

Çünkü “taşınacak” diyen sayın enerji bakanlığımız, o cümlenin devamında “mücbir sebep olmadıkça taşınma olmayacak” diyor.

Ya ne olacak?

“Madencilik faaliyetini yürütüp, ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak için, kamu yararı gereğince geçici tesisler kurulacak” diyor.

Yani?

Taşısa da taşımasa da, “merak etmeyin tesisler geçici” denilecek, o sahadaki madencilik şakır şakır devam edecek.

E, madencilik devam ederse, ağaç orada nasıl kalacak?

Elbette kalamayacak.

“Elektrik lazım” denilerek, “kamu yararı” denilerek, kesilecek.



Mitolojiden beri, evrensel kültürün barış simgesidir zeytindalı...

Barışta kesmeyi beceremediler.

Savaş sayesinde, savaşın gölgesinde, savaş fırsatçılığıyla kesecekler.



Saraydan alınıp Tbmm’ye verilen egemenliğini, kendi ellerinle yeniden götürüp saraya verdiğin için, tebrik ederim canım kardeşim.



Zeytinyağı zaten çok pahalı, boşver, salataya sızma linyit gezdirip, kahvaltıda ekmeğini kok kömürüne banarsın gari, canım kardeşim.