Bir ülke yurttaşlarının bir yıl içinde ürettikleri mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamına Gayri Safi Milli Hasıla deniyor.

TÜİK hesaplayıp, 2021 yılının üçüncü çeyreğinde GSMH’mızın 2020’ye göre ‘iyi’ büyüdüğünü açıkladı.

Lütfi Elvan o ara Maliye ve Hazine bakanıydı, 30 Kasım’da tivit attı: “Yıllık yüzde 7.4 büyüdük. Ücretli kesimin milli gelirden aldığı payı artırmak için gerekli adımlar atılacak. Vatandaşlarımız müsterih olsun!”

Büyümüştük, pay alacaktık mutlu olduk!

Fakat şöyle bi şey oldu sonra... Bakan, tivitinin mürekkebi kuramadan 1 gün sonra payına düşeni bile alamadan bakanlıktan affedildi!

GSMH’nın büyümesi mutluluğu büyütmüyordu, Hazine bakanı Elvan bunun canlı kanıtıydı.

Başka kanıtlar da vardı... GSMH’mız sürekli büyürken; 2017 yılında 69. sıraya, 2018’de 74. sıraya, 2019’da 79. sıraya, 2020’de 93. sıraya, 2021’de ise Dünya Mutluluk Endeksi’nde 149 ülkenin olduğu listede 104. sıraya düştük!

Son sıradaki Ruandalılarla aramızda fark yoktu!

Parayla saadet olmayacağını taa 1972’de gören, bu yüzden de GSMH’yı değiştirip Gayri Safi Mutluluk Endeksi hesaplamaya başlayan bir ülke vardı...

Doğu Himalayalar’daki 800 bin nüfuslu Butan Krallığı!

Butan’da önce Mutluluk Bakanlığı, 2008’de de insanların iç huzurunu korumak için Gayri Safi Mutluluk Komitesi kuruldu! Nüfus sayım anketinde ‘hayatınızdan memmun musunuz’ diye sorulmaya başlandı insanlara.

Bu ülkede şuna karar verildi: Neye değer verir ve ölçersen, onu geliştirirsin!

Değerler belirleyip, bunu göstergeler olarak ölçülebilir hale getirip, endekse dönüştürmüşler. Gayri Safi Milli Mutluluk Endeksi’nin hesabını 9 ana, 72 alt göstergeye göre yapıyorlar.

Dokuz ana gösterge şöyle... Psikolojik iyi oluş, sağlık, zaman kullanımı, eğitim, kültürel çeşitlilik ve esneklik, iyi yönetişim, topluluğun canlılığı, ekolojik çeşitlilik ve esneklik ile yaşam standartları...

Butan’daki yöneticilere göre; ekonomik kalkınma, ülkedeki üretim ve gelir artışlarının yanı sıra niteliksel değişim sürecini de içermektedir. Bu süreçte insanların yaşam standartlarının iyileştirilmesi önemli. İyileşen standartlara bağlı olarak insanlar mutlu bireyler haline gelebilir.

Kavram dünyada da büyük ilgi gördü. Ekonomistler yıllardır geliştirmek için üzerinde çalışıyorlar.

Memleketimizdeki duruma çok benzer bir örnekleri var uzmanların. Sık sık kullanıyorlar...

“1999’dan 2007 yılına kadar ABD’de Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, istikrarlı şekilde arttı! Ama birçok Amerikalı, aynı dönemde artarak yoksullaştı! Yani, GSMH her yıl artsa bile birçok Amerikalı için yaşam standartlarında genel bir azalma ortaya çıktı! Kısacası ‘ekonomik büyüme’ olarak açıklanan rakamlar adil paylaşılmadığı, minicik gruplar tarafından kapıldığı için çoğunluğa mutluluk getirmiyor!

Mutluluğu bırak, ruh sağlığını bozuyor... Tabi bu biz Türkler’in değil Amerikalılar’ın derdi!

Bizim, işsizler umutsuzluktan iş aramayı bile bırakırken ‘işsizliğin azaldığını’ hesaplayan, millet danaya girer gibi pazarda ortaklaşa lahana alırken ‘gıda fiyatları düştü’ diye rapor açıklayan, her gün yeni yeni zam gelirken ‘enflasyonu düşük’ gösteren TÜİK’imiz var!

Dün, 2021 yılı “Yaşam Memnuniyeti Araştırması” sonuçlarını açıkladı TÜİK, gördük ki pek bir mutluymuşuz!

“Mutluyum” diyen 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı 2020’de yüzde 48.2 iken AKP iktidarının adaletli yönetimi sayesinde 2021’de yüzde 49.3’e yükselmiş!

Sihir gibi...

Butan Krallığı’nda 1972’den beri kafa patlatılıyor, Gayri Safi Mutluluk Endeksi’nin tüm altyapısı onlara ait ama mutluluğun formülünü bizim TÜİK buldu! Bu hızla, seçime kadar ‘mutluyum’ diyenlerin oranı yüzde 100’ü bulur kesin!

AKP iktidarı ile müthiş bir uyum yakalayan TÜİK’in tepe kadrosunun tek maaşları varsa söz ses etmeyeceğiz; ikişer üçer ayrı maaş verilsin, ekstra zam da yapılsın! Yoksa, ne kadar mutlu olduğumuz duyulduğunda kralın adamları astronomik maaşla Butan’a transfer edebilir mutluluğun formülünü bulan ekibi... Beyin göçünden pişman olmayalım sonra!