Danıştay'ın kararına göre, 2011'de Türkiye'ye gelen ve bir şirketin ortağı olan Suriye uyruklu kişiye, 2012-2013 dönemi için bir yıl süreli çalışma izin belgesi ve çalışma amaçlı ikamet izni verildi.

İzin süresinin bitmesine kısa süre kala Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından hazırlanan istihbarat notunda, "iş ve ikamet çevresinde şüphe çekici hareketlerinin olduğu, ticari faaliyeti tespit edilememesine rağmen geniş maddi imkanlarının bulunduğu, 2013 Şubat'ta 66 bin ABD dolarına model helikopter satın aldığı, helikopteri insansız hava aracı olarak kullanmayı planladığını belirttiği ve emniyet birimlerinden saklama gayretinde olduğu" tespitlerine yer verildi.

Bu durumun şüpheli olduğuna işaret edilen notta, yabancı uyruklunun "sansasyonel bir eylem hazırlığında olabileceğinin değerlendirildiği" ifade edildi.

Bu kapsamda hakkında terör soruşturması yapılan kişi, savcılık ifadesinde, İzmir'de bir dükkandan model helikopter satın aldığını, oğlunun kendisinden habersiz, monte edilmemiş haldeki parçaları bir araya getirerek fotoğraflarını çekip sosyal medyada paylaştığını iddia etti.

Helikopteri geliştirerek yakıt maliyetini düşürmeyi ve ticaretini yapmayı düşündüğünü aktaran kişi, Suriye'de bulunan ailesinin zengin olduğunu ve kendisine yıllık yaklaşık 400 bin ABD doları pay gönderdiklerini savundu.

ÖNCE 'DELİL YETERSİZLİĞİ' KARARI VERİLMİŞTİ

Yurt dışı çıkışlarının da ticari amaçlı olduğunu ileri süren kişi hakkında, delil yetersizliğinden takipsizlik kararı verildi.

İçişleri Bakanlığınca yapılan değerlendirmede ise 5682 ve 5683 sayılı kanunlar kapsamında Türkiye'de ikamet etmesi uygun görülmeyen ve ikamet izin süresi uzatılmayan şüphelinin ülkeden 15 gün içinde çıkışının sağlanması için bulunduğu ilin valiliğine yazı gönderildi.

İkamet izin talebinin reddi ve sınır dışı edilmesine yönelik idari işlemin iptali için açılan davada idare mahkemesi, anılan işlemin iptaline karar verdi.

Mahkeme kararına yapılan itiraz üzerine temyiz istemini görüşen Danıştay 10. Dairesi, idare mahkemesinin kararında hukuki isabet bulunmadığına ve kararın bozulmasına hükmetti.