AKŞENER, ANKARA VE İSTANBUL İÇİN SORULAN YOL HARİTASINA BU YANITI VERDİ:

25 Temmuz 2023...

Ankara’da partisinin milletvekilleri ve Başkanlık Divanı üyeleriyle yemekli bir toplantıda buluşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e kritik bir soru yöneltildi: “Ankara ve İstanbul’da mevcut adaylarla ilgili nasıl bir yol haritamız var?” İYİ Parti liderinin verdiği yanıt çarpıcı: “Büyükşehir belediye başkanlarına bir söz vermedim.”

12 Ağustos 2023...

Kılıçdaroğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Demirel’in deyimiyle siyasette 24 saat uzun bir süredir. Benim değerlendirmeme göre Türkiye’nin geleceğini, çıkarlarını, huzurunu önceleyen muhalefet partileri bir araya gelirler. Burada önemli olan ölçü Türkiye’nin geleceği ve çıkarlarıdır. Bu ölçüyü esas alan muhalefet partileri işbirliğine yönelirler. Önemli olan Türkiye’dir. Türkiye’nin geleceğidir. Türkiye’nin huzurudur.”

Akşener’in verdiği yanıt “kulis” bilgisi, Kılıçdaroğlu’nun ise Fikret Bila’ya verdiği röportaj.

Önce Meral Akşener’in 26 Ağustos Afyonkarahisar konuşmasına ve sonrasında gazetecilere verdiği söyleşiye bakalım.

İYİ Parti lideri dedi ki: “Ben, milletimizin, omuzlarında taşıdığı, umudunu bağladığı, bu iki arkadaşımızın, milletimizin bu tarihi çağrısına, kulak vereceklerini düşündüm. Ama maalesef yanıldım. Onlara, bu ateşten gömleği giydiremediğim için özür dilerim!”

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın, 3 Mart’ta masadan ayrıldığını açıklayan Akşener’in “İki arkadaşımızdan birisi aday olsun” çağrısına “Hayır, Kılıçdaroğlu’nun yanındayız” diye yanıt vermeleri biliyorum ki “Hayal kırıklığı” oldu İYİ Parti lideri için!

Ancak...

Afyonkarahisar’da gazetecilere şu açıklamayı da yaptı Akşener: “Bu iki arkadaşımızın karşısına aday çıkarılacak, çıkarılmayacak konusu günü geldiğinde bakılır; amma velakin çıkarıldığı takdirde de bizim aday gösterdiğimiz, proje üzerinden konuşacak. Yani biz ‘bunlar ocudur, şucudur, bucudur’ demiyoruz. Demeyeceğiz. Eğer ittifaklar üzerinden yerel seçime gidilirse, görürsünüz ki aynı oculuk buculuk üzerinden birbirimizi yediğimiz ondan sonra o yerelde insanların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağının konuşulmadığı bir seçim olur. Biz buna karşıyız.”

Burada CHP’ye bir şart koşuyor: “Genel seçim havasından çıkaralım yerel seçim havasına sahip çıkalım. İl, ilçe üzerinden projeler anlatalım. Sağcı-solcu tanımı yapılmadan bir yürüyüş olsun.”

Burada HDP-Yeşil Sol’a da ayrı parantez açmak gerekiyor. Akşener, Yeşil Sol ile kapıları kapattı ve bundan sonra olası bir İmamoğlu adaylığında yerelde CHP-İYİ Parti ittifakı üzerine kafa yorulması gerekliliğinin altını çiziyor. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun “Benim değerlendirmeme göre Türkiye’nin geleceğini, çıkarlarını, huzurunu önceleyen muhalefet partileri bir araya gelirler. Burada önemli olan ölçü Türkiye’nin geleceği ve çıkarlarıdır” cümlesinin altını çizelim. CHP lideri de biliyor, yerel seçimde “ortaklaşma” şart.

Ancak... Önümüzdeki zaman diliminde CHP kurultay yaşayacak ve oradan çıkacak sonuç üzerinde “belediye başkanları” üzerinden yeni yol haritaları belirlenecek.

Dünya tarihine yön veren zafer


30 Ağustos zaferinin ikinci yıldönümünde Mustafa Kemal dedi ki...

“... Efendiler, Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son safhası olan bu 30 Ağustos Savaşı, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasını oluşturur. Milli tarihimiz çok büyük ve çok parlak zaferlerle doludur. Fakat Türk milletinin burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir yön vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum.

“... Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırılmış oldu. Sonsuz hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu gökyüzünde uçan şehit ruhları devlet ve cumhuriyetimizin sonsuz koruyucularıdır. Burada gerçeklerini söylediğimiz ‘Şehit Asker’ abidesi işte o ruhları, o ruhlarla beraber gazi arkadaşlarını, özverili ve kahraman Türk milletini temsil edecektir. Bu abide Türk vatanına göz dikeceklere Türk’ün 30 Ağustos günündeki ateşini, süngüsünü, saldırısını, gücü ve iradesindeki şiddeti hatırlatacaktır.” (Hâkimiyet-i Milliye/ 31.08.1924)