An gelir, köpekler ulumaya başlar. Bütün hayvanlar tedirgin olur, sağa sola koşuşur.

An gelir, yerin altından gizemli tuhaf bir ses gelir, zifiri karanlıktaki derin sessizliğe karışır.

An gelir, yer yarılır, toprak bir halı gibi çekilir altınızdan, yatağınız kalıbından çıkmış bir zemberek yayı gibi ileri geri doğru sarsılır. Avizeler sallanır, dolaplar bir bir devrilir, camlar kırılır, duvarlar ve peşi sıra da sütunlar çatırdamaya başlar.

An gelir büyük bir gürültü kopar, kendinizi, ailenizi bir beton yığınının altında bulursunuz.

O an büyük bir deprem anıdır ve ne yazık ki Kahraman Maraş, Hatay, Gaziantep, Kilis, Adıyaman, Adana, Diyarbakır, Malatya, Osmaniye ve Şanlı Urfa için 6 Şubat 2023 günü saat 04:17’de geldi çattı.

Canını kurtarabilenler kurtardı ama binlerce insan enkaz yığınlarının altında kaldı.

Neden bu kadar çok yıkım ve enkaz olduğu konusunda söylenecek çok şey var. Onları da söyleme/yazma sırası da gelecek ama şimdi en kritik şey o insanları en geç 72 saat içinde enkaz yığınlarının altından çıkarabilmek.

Zira orada uyku kıyafetleriyle kaldıkları her an soğuk demek, hipotermi demek, açlık demek, su kaybı demek ve ne yazık ki ölüm demek.

★★★

İki gündür Hatay’dan, Kahraman Maraş’tan, Gaziantep’ten “Yakınlarım enkaz altında, kendi imkanlarımızla çıkarmaya çalışıyoruz ama arama kurtarma ekipleri gelmedi” benzeri mesajlar yağıyor.

İki gündür gelen adresleri, arama kurtarma ekiplerinin yönlendirildiği koordinasyon merkezlerine iletmeye çalıştık.

Gelin görün ki tam bir “yetersizlik” ve “çaresizlik” vardı.

Yıkılan bina sayısıyla arama kurtarma personeli sayısı arasında ciddi bir uyumsuzluk vardı. Ekipler de araç gereçleri de vinçler de yetersizdi.

Aradan geçen 20 saate rağmen yıkılan binaların çoğuna arama kurtarma ekibi gitmemişti.

6 Şubat’ı 7 Şubat’a bağlayan o soğuk gecede, enkaz altında kalan insanları ve enkaz başında bir yandan destek bulmaya çalışıp, diğer yandan çaresizce yakınlarını kurtarmaya çalışan binlerce insanı düşündüm.

Her an kıymetliydi. Zaman kıymetliydi.

Atilla İlhan’ın “An Gelir” şiirindeki “Görünmez bir mezarlıktır zaman” dizesi geldi aklıma. Hayatım boyunca yüzlerce kez okuyup dinlediğim bu dizenin anlamını hiç bu kadar net anlayamamıştım.

★★★

Sabah AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ı aradım. Ablası, abileri enkaz altındaydı. İlk gün ulaşamamıştım ama dün konuşma fırsatı buldum. “Ne yazık ki ablamı kaybettik. Abimin biri çıkarıldı, diğeri hala enkaz altında” dedi sesi titreyerek. “Arama kurtarmada sorun var” diye sürdürdü sözlerini. Kırıkhan’daki, Antakya’daki vahim tabloyu anlattı.

Peşi Sıra Hatay’da bulunan bir Sağlık Bakanlığı yetkilisini aradım. İskenderun ve Antakya devlet hastaneleri hasar nedeniyle kullanılamıyordu. Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi de yıkılma riski nedeniyle kullanılamıyordu. Bir özel hastane yerle bir olmuştu. Devlet Hastanesi’nin önünde 10-15 çadırlık bir sahra hastanesi kurulmuştu. Çok sayıda hekim, depremzedeler için Hatay’a gelmişti. Ancak Sağlık Bakanlığı yetkilisinin dikkat çektiği şöyle bir sorun vardı:

“Mesele depremzedenin enkazdan sağ çıkarılıp buraya getirilmesi. Ne yazık ki arama ve kurtarma konusunda bir sorun var.”

Adana’daki durumu sormak için de Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı aradım. Adana’da Güzelyalı Mahallesi’nde 1999’dan önce yapılmış dokuz yüksek bina yıkılmış. AFAD gelene dek Belediye ekipleri arama kurtarma faaliyeti yürütmüş. AFAD ekipleri gelince enkazları devralmış. Ancak bir binanın enkazında çevresindeki binaların yıkılma riski nedeniyle çalışma yapılamıyormuş.

★★★

Deprem gibi acı dolu bir meselede yazımı siyasi konulara girmeden tamamlamak istiyordum ama iki açıklama nedeniyle bunu yapamadım.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik şöyle demiş:

“Cumhur ittifakı olarak hepimiz sahadayız. Hem AK Parti, hem Milliyetçi Hareket Partisi genel merkezi hem MYK, hem MKYK üyelerimizi, hem milletvekillerimizi ilgili bölgelere gönderdik. Hepimiz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Cumhur ittifakı’nın teşkilatları sahadadır.”

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklaması da şöyle:

“Sıkıntı, sosyal medyada yayılan yanlış haberler. Bunların ciddiye alınmaması gerekir.”

Yüzlerce insan enkaz altında can çekişiyor, binlerce insan enkaz başında arama kurtarma ekibi bekliyor, beyefendilerin derdine bakın!

Cumhur İttifakı sahadaymış, sosyal medyada yayılan yanlış haberler sıkıntıymış.

Sahada ne olduğunu insanlar görüyor Sayın Çelik!

En büyük sıkıntınız bu olsun Sayın Nebati!