Kahramanmaraş merkezli depremde Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman başta olmak üzere 10 ilin konut stoku büyük zarar görmüştü.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, depremzedelere bir yıl içinde kalıcı konut yapmayı vadediyor.

Anlaşılan bu vaat, Erdoğan’ın seçim kampanyasının ana omurgasını oluşturacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ hemen harekete geçti.

Bir ay gibi kısa bir sürede rakamlar belirlendi, yerler seçildi, ihaleler yapıldı, işler müteahhitlere dağıtıldı.

Her şey o kadar alelacele yapılıyor ki!

Adeta “seçimlerin yapılacağı 14 Mayıs’a kadar temeller atılsın, temel atma törenleri seçim mitingine dönüşsün de gerisi Allah kerim!” der gibiler.

Zemin etütleri, jeolojik testler, sismik testler altı ayda zor tamamlanacak şeyler ama iktidar 20 günde hepsini bitirmiş görünüyor.

Depremzedelerin çadır ve geçici barınma sorununu dahi tam olarak çözemeyen, halktan depremzedeler için çay ve şeker gibi kahvaltılık ürünler isteyen iktidarın yüzbinlerce konutu bir yılda nasıl tamamlayacağı ise meçhul.

Kılıçdaroğlu Deniz Zeyrek’e konuştu.


★★★

İktidar cephesinde durum buyken, ben 15 Mart 2023 Perşembe günü yazdığım “Erdoğan’ın vaadi ve gerçekler” başlıklı yazımda muhalefetin de iktidarın bu tavrına karşı çıkmakla kalmayıp kendi projesini ortaya koyması gerektiğini yazmıştım.

Bu tespitime yanıt Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Kılıçdaroğlu, iktidarın depremzedeye parayla satacağı o konutları ücretsiz yapmayı vadederek çıtayı yükseltti.

Meslektaşlarım da Kılıçdaroğlu’nun bu vaadine, daha önceki “asgari ücrete yüksek zam”, “aile sigortası”, “emeklilere iki bayram ikramiye” gibi vaatleri karşısında gösterdikleri tepkiyi gösterdiler: Kaynak nerede?

Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu’yla önceki gün TBMM’deki makamında görüştüğümüzde bu konuyu açtı ve vaadini detaylandırdı.

Öncelikle ücretsiz konutun depremzedeler için bir hak olduğuna dikkat çekti. Şöyle dedi:

“Vatandaş bu konutları satın alırken kime güvendi? Devlete. Neden güvendi? Çünkü o konut vatandaşa teslim edilene kadar 22-23 imza atılıyor. Yer belirleniyor imza atılıyor. Zemin etüdü yapılıyor imza atılıyor. Proje ruhsatlandırılıyor imza atılıyor. Yapı denetimi başlıyor imza atılıyor. İskan için imza atılıyor. Vatandaş ise sadece tapuyu alırken imza atıyor.

Haliyle imza atan herkes, yani devlet, o vatandaşa aldığı evin güvenli olduğunu beyan etmiş oluyor. Eğer o ev şimdi kullanılamaz hale gelmişse, sorumluluk devletindir ve devlet bu sorumluluğu karşısında vatandaşın evini vermek zorundadır.”

Kılıçdaroğlu, başka bir boyuta daha dikkat çekti:

“Depremzede zaten bitmiş. Her şeyini kaybetmiş. Şimdi bir de ona ev satacaksınız. Sadece kendisini değil, gelecek nesillerini borçlandıracaksınız. Bu depremzedelere reva mı?”

Bu tespitlere katılmamak mümkün değil. Ancak kaynak konusunu biraz daha açmak gerek. Kılıçdaroğlu, o konuda da net:

“Zaten iki yıl ödemesiz verilecek. Yani binalar devletin parasıyla yaptırılacak. İki yıl para almıyorsanız, binaları para almadan yapabiliyorsunuz demektir. Ayrıca bu konu için ayrılmış kaynakları yerinde kullanmak dahi ihtiyacın büyük bölümünü karşılar.”

Düşününce hak vermemek elde değil. 1999’dan bu yana deprem için konulmuş vergiler ödüyoruz. 35 milyar dolardan fazla para toplanmış.

Şatafatlı saraylarıyla, konvoylarıyla, lüks makam araçlarıyla, lüks yaşamıyla “itibardan tasarruf olmaz” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarı deprem paralarını nereye harcadıklarını dahi izah edemiyor. Bırakın o vergileri, canlı yayınlarda toplanan milyarlarca liralık yardımların akıbeti dahi meçhul.

Şeffaf olursa, israftan kaçınırsa, ülke kaynaklarını yerinde kullanırsa devletin hepsini yapması mümkün.

İktidar daha önce Kılıçdaroğlu’nun seçim vaatlerini hayata geçirmişti.

Bakalım Erdoğan rakibinin “depremzedelere ücretsiz konut” vaadini ne zaman sahiplenir?

Memleket Partisi’ne de gideceğim


Kılıçdaroğlu’na Memleket Partisi lideri Muharrem İnce’nin adaylığını da sordum. Kılıçdaroğlu, “Diğer partiler gibi Memleket Partisi’ne de gideceğim. Arkadaşlarımız ziyaret için başvuracaklar. Uygun görürlerse, belirlenen tarihte gitmek istiyorum” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, HDP ile görüşmenin de olumlu geçtiğini söyledi. HDP’nin “ilkelerde anlaşırsak destekleriz” yaklaşımını ve iktidar medyasındaki “bakanlık verecekler” haberlerini anımsattığım Kılıçdaroğlu, HDP’nin bakanlık gibi bir talebi olmadığının altını çizdi.

İşte gerçek gündem!




Uzun zamandır işten güçten alışverişe gidememiştim. İki gün önce et almak için kasaba gittim ve korkunç manzarayla karşılaştım. Aşağıdaki fotoğrafı bir zincir marketin kasap reyonunda çektim. 556 liraya et satılıyor bu ülkede. Kıymalık en ucuz et ise 270 lira olmuş. Ülkedeki en büyük banknot ile bir kilogram kıyma alamıyorsak, ülkeyi yönetenlerin yatacak yeri olmasa gerek!