Mart ve nisan aylarında Merkez Bankası altın rezervlerinden yapılan satışlar toplamda 102 tona yükseldi. Neden satıyorlar? Satacak döviz bitti. Son kurşunlar bunlar...

Oysa ABD ve İngiltere merkez bankaları nezdinde tutulan Türkiye’ye ait altınların ülkeye getirilmesiyle Merkez Bankası’nın altın rezervlerinin 700 tona ulaştığıyla övünüyorlardı... Nedeni şimdi anlaşıldı.

★★★

Türk halkının altın aşkı malumunuz. Millet yastık altına deste deste dolar atacağına, altın ile kendini korumaya çalışıyor.

Altın ithalatının olağanüstü boyutta artması üzerine Merkez Bankası, mart ayında yayınladığı tebliğle altın ithalatına kısıtlama getirdi. Altın taleplerini içeriden kendisi karşılamayı kararlaştırdı. Haliyle son iki ayda Merkez Bankası altın rezervlerinden yapılan satışlar adeta patlama yaptı.



★★★

Kapalıçarşı’da altın büyük montanlı alış-satışlarda normalde dolar ile işlem görürdü... Onu Türk Lirası’na çevirdiler.

Yüksek talep üzerine altın almak isteyen mücevheratçılar, kuyumcular ellerindeki doları bozduruyorlar. Bu durum da bir anlamda dövize, altın ile müdahale anlamına geliyor.

★★★

Bütün hikaye seçime kadar dayanabilmek... Yoksa eldeki altınlar “bu güneşe kar mı dayanır” misali eriyorlar.

Peki, seçimden sonra ne olacak? Yaşayıp göreceğiz... Ülke laboratuvar haline geldi... Yıllardır Türkiye ile ilişiğini kesmiş yabancı finans kuruluşları sırf meraktan analistlerini yolluyorlar ülkeye...

Onlar da merak ediyor bu işin sonu nereye varacak diye...

Gerçek gazetecilik deli işi...


Şu anda elinizde tuttuğunuz veya internetten okuduğunuz gazetenin değerini bilin... Çalışanlarına kıymet verin. Aslında kalan bir avuç özgürlüğünüzdür bu satırlar... Sahip çıkmazsanız onu da alırlar.

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün her yıl 3 Mayıs’ta yayınladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nin 2023 sıralamasında Türkiye iktidarın baskı ve sansürü yaygınlaştırmasıyla 16 sıra birden gerileyerek 180 ülke içinde 165’inciliğe indi. Saysana bizden ileri 164 ülkeyi...

★★★

Medyada çoğulculuk, medya bağımsızlığı, oto sansür, habere müdahale, yasal ve yargısal güvence, şeffaflık gibi çok sayıda kriterin değerlendiriliyor.

Sonuç? Grupta Afganistan, Sudan, Kuzey Kore, Çin, Tacikistan, Vietnam, İran bulunuyor. Açılan davaları birbirine eklesek, İzmir’den Kars’a yol oluyor.

★★★

İnanın bazen insanın, yemişim böyle milleti, limon satarım daha iyi diyesi geliyor. Ya da kabul et parayı yala iktidarı... Gerçek gazetecilik deli işi... Sahi kim bu hale getirdi ülkeyi? Erdoğan mı? Değil! AKP mi? Hayır! Onlar oraya kendi kendilerine gelmediler. Seçildiler. Yine seçilirlerse sevinmem ama inanın keyif alırım. Demek var böyle sadist bir yanım...

Demirin tuncuna insanın lavuğuna kaldık


Türkiye Bilişim Vakfı ve Chicago Üniversitesi son üç yılı esas alan ortak çalışmayla hazırladıkları ‘Türkiye Akademik Diaspora’ raporundaki sonuçlara göre, Türkiye’den yurt dışına, dünyadaki önde gelen üniversitelere yönelik akademik beyin göçüyle 12 binden fazla bilim insanı ülkeyi terk etti.

Neyse ki onların yerlerini Afgan ve Suriyeliler ile kapadı!

★★★

Bırak akademiyi... Çoktan kaybetmişiz geleceği...  Türkiye bir nesli küstürdü, on yıllarını kaybetti. Onlar da farkında! Yoksan neden birlik ve beraberlik mesajı versinler ki her dakika?

Beyin göçü artık akademisyenlerin, üniversiteden mezun olup da iş veya imkan bulamayan gençlerin yaptığı bir eylem olmaktan çıktı. Lise hatta ortaokul öğrencileri ülkeden kaçma hayalleri kurmaya başladı!

Hiç düşünmüşler mi neden 15 yaşında pırıl pırıl çocukların hayallerinde yok Türkiye? İnsanları fikirleri ve yaşam tarzları yüzünden ayrıştırıp onlara düşman olursanız, hevesleri kaçırırsınız. Bütün başarınız milleti tam ortadan ikiye ayırmanız! Hani gençlerle röportaj yapılırken söze karışan geri zekalı dayılar var ya... Sorsana onlara kaç kıta var dünyada? Eminim bilemezler... Bilgileri yok ama fikirleri çok maşallah...

★★★

O çocuk annesinin karnında bile değilken bu ülkeyi yönetmeye başladı AKP... Şoförüne bile torpil geçip milletvekili, yönetici yaptıranların yönettiği bir ülkede ne olacak ki büyüyünce?

Uygulanan ayrımcılık, kayırma sadece ekonomiyi değil, bu ülke insanların aidiyet duygusunu da bitirdi. Neyse ki yaşı küçük! Yoksa anında terörist olduğu tespit edilip içeri, atılırdı.

Bir Meclis Başkanı vardı. Soyadı Kahraman idi... “Artık dünyaya beyin ihraç ediyoruz” diye övünüp sevinmişti. Kapasite meselesi...

Düşünün bu düzeyde insanlara verdik yetkiyi... Keşke dünyaya beyin ihraç edeceğimize yönetenler için beyin ithal etseydik önce...