Türkiye nüfusunun yüzde 99’u Müslüman...

Fakat, Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, sadece kendisine destek olan kitleleri Müslüman sayıyor, iktidara muhalif olan milyonlarca insan için:

“Bunlar dinsiz, imansız, kitapsız... Bunların dini bayrağı yok...

Biz emri Allah’tan alıyoruz, onlar Kandil’den alıyor!” diyor.

Ancak... Müslüman olarak bizim bildiğimiz, sadece peygamberler vahiy yoluyla Allah’tan emirler alırlar.

Peygamberlerin dışında hiç kimsenin böyle bir imtiyazı yoktur ve olamaz!

Hal böyleyken...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz Allah’tan emir alıyoruz” demesine yalnız ben şaşırmadım, tüm mütedeyyin Müslümanlar da kulaklarına inanamadı.

Bu ifadelerle, din açıkça siyasete alet edildi.

Oysa, aynı Erdoğan yıllar önce Başbakanlığı sırasında, bunun tam tersini savunmuş, din üzerine siyaset yapmanın, insanlığa karşı suikast olduğunu söylemişti.

Erdoğan’ın 7 Temmuz 2005 tarihinde Amerika’daki uluslararası Sun Valley Konferansı’nda şu sözleri kayda geçmişti:

“Din üzerinden siyaset yapmak, dini ideolojik bir araç haline getirmek, dine, demokrasiye ve insanlığa karşı suikast düzenlemekten farksızdır.”

O günden bu yana ne değişti de Sayın Erdoğan şimdi din üzerinden siyaset yapmaya başladı?

Allah’tan emir aldığını söylemek, ülkedeki tüm olumsuzluklara Allah’ı da ortak etmek anlamına geliyor.

Sayın Erdoğan, peygamberler gibi Allah’tan emir aldığına göre şimdi ona şu sorular sorulmaz mı?

■ Türk halkı, Allah’ın emirleri nedeniyle mi böyle yoksullaştı?

■ Allah’ın emirlerini yaptıkları için mi ülkede ekonomi zora girdi, enflasyon tırmandı, bütçeler çöktü?

■ Patates-soğan fiyatları Allah’ın emirleri nedeniyle mi arttı?

■ Sayın Cumhurbaşkanı bu nedenle mi Giresun’da halka “Ben biliyorum, evvel Allah sizler ne soğana, ne patatese liderinizi kurban etmezsiniz?” diyerek oy isteğinde bulundu?

■ Ülkede yaşanan bunca adaletsizliği Allah mı emretti?

■ Allah’ın emirlerine uyduğunuz için mi 85 milyonluk nüfusumuzun en az yarısını “Terörist, FETÖ’cü, ajan, yabancı uşağı olmakla suçluyorsunuz?

★★★

Türkiye’de siyaset bugüne kadar hiçbir seçimde bu kadar dinsel hale getirilmemiş, Allah ve din üzerinden böyle siyaset yapılmamıştı!

Bu iktidar, salgın, deprem, sel, yangın, her şeye “Kader planı” diyor, “Takdir böyleymiş” diye sorumluluğu Allah’a havale ediyor.

Günümüzde hak ile batılın birbirine karışması çok üzücü!

Teröriste af çıktı, emekli paşalar ise hâlâ tutsak!


İçler acısı bir durum yaşıyoruz...

Terör suçlusu, 3 kişinin katili, müebbet hapis mahkûmu Mehmet Emin Alpsoy “Kocama hali” gerekçesiyle Cumhurbaşkanı tarafından affedildi...

28 Şubat Kumpas Davası’ndan tutuklu emekli generaller ise cezaevlerinde adeta ölüme terk edildi.

Cumhurbaşkanı’nın affettiği Hizbullah hükümlüsü 71 yaşında...

Cezaevlerinde yatırılan emekli generallerin yaşları 80’in üstünde...

Hepsinin da birçok ciddi hastalığı ve bazılarının “Kocama hali raporu” var. Fakat hâlâ hepsi tutsak...

Adli Tıp 3’üncü İhtisas Kurulu, 83 yaşındaki emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın hastalıklarını şöyle sıraladı:

■ Şeker hastalığı...

■ Yüksek tansiyon...

■ Kalp damarlarında tıkanma...

■ Ciddi omurga rahatsızlığı...

■ Sağ ayağında sinir hasarı, sağ düşük ayak...

■ İşitme kaybı.

Çetin Doğan Paşa için oy birliği ile “Kocama hali” raporu da verildi. Fakat... Hizbullahçı terörist affedilirken, hayatı vatana hizmetle geçen Çetin Paşa hâlâ hapiste tutuluyor.

Yaşı ilerlemiş diğer tutuklu generallerin durumları da Çetin Doğan Paşa gibi... Adalet bekliyorlar ama ülkede adalet var mı, o ayrı konu!

GÜNÜN SÖZÜ

Adalet ve doğruluk minarede kalmış, onun da içi eğri!