Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ailelerin karma eğitim nedeniyle kızlarını okula yollamadığı ve kızları okullu yapmak için kız okulu açacaklarını söyledi. Klavye cumhuriyetçisi muhalif siyasiler ve eğitim sendikaları, “Laik eğitim yıkılıyor” diye ortalığa döküldü. “Gölge Bakan açığa çıktı” başlığıyla geçen ay yayınlanan yazıda Tekin’in gerçekte kim olduğunu yazdım. MEB müsteşarıyken laik eğitim karşıtı aldığı kararları, okullara tarikatları sokmasını hatta Andımız’ı kaldıran karardaki imzasını hatırlattım. Bakanlığında, “Edep” perdesi ardına saklanıp karma eğitimi kaldırma, medreseleri açma ve tarikatçıları öğretmen atama hedeflerini sıraladım.

İLMEK İLMEK ÖRDÜ

Atatürk ve cumhuriyet adına bedel ödemek için bas bas bağırması gereken slogan Cumhuriyetçileri, sustu. Şimdi, “Uyan da balığa gidelim” desek, yeri. Olup-bitenden ders çıkarılması için Yusuf Tekin isminin başka bilinmeyenlerini bugün yazacağım. 2013-2018 arası 5 yıl MEB müsteşarıydı. Görevden ayrılırken, “Geride, saatini, gününü, haftasını, ayını, yılını ve yıllarını derken, her anını ilmek ilmek ördüğümüz 5 yıl bıraktık. Bize aydınlık yarınların muştusunu ima eden her yeniliği inşa ederek, doğrularımızı ihya ederek, uzun mesafeler kat edip, büyük engeller aştık” dedi. Neyi müjdeliyordu? Şeriatçı tarikatları, gizli protokollerle okullara, sınıflara soktuğunu!

PROF’LUĞU TARTIŞMALI

Hedefi; Atatürkçü, laik eğitimi yıkıp, şeri hükümlere tabi ideolojisine uygun yarınlar kurmaktı. Tarikatlarla el ele yürüdü. Bakan değilken bile attığı imzalarla, AKP’nin MEB’deki gölge bakanı oldu. Saray daima korudu. 24 Temmuz 2018’de müsteşarlığı sona erdiğinde doçentti. Koltuktan kalktıktan 3 gün sonra 27 Temmuz 2018’de, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü, RG’de sadece 1 profesör alım ilanına çıktı. Profesörün tez konusu şartı neydi? “Parlamentolar, meşrutiyet ve Osmanlı son dönemi hakkında çalışmalar yapmış olmak” Öyle ki; 2007’de siyaset biliminde yazdığı yüksek lisans tezinin adı satır satır yazılıp, “kişiye özel” torpil ilanına çıkılmıştı.

24 SAATİN SIRRI

Üniversiteye alınacak profesör için işaret edilen isim Yusuf Tekin’di. Son başvuru tarihi 13 Ağustos 2018’de, Tekin daha doçentti. En az 5 yıl doçent kadrosuyla bilimsel çalışma yapmadan, profesör olamazdı. O tarihte MEB müsteşarıydı. Yani kadrolu bir üniversitede ders vermemişti. Sonra ne mi oldu? Bu kez kişiye özel yasa çıkarıldı. 2547 sayılı YÖK Kanunu’ndaki, “Rektör olmak için az 3 yıl profesör olma şartını” Cumhurbaşkanlığı, 13 Eylül 2018’de kaldırdı. Resmi Gazete’nin daha mürekkebi bile kurumadan, yasa değişikliğinden 24 saat sonra 14 Eylül 2018’de Tekin, Ankara Hacı Bayram Üniversitesi Rektörlüğü’ne atandı. Kararda, Erdoğan’ın imzası vardı. 3 günde profesör, 4. günde rektör oldu.

TARİKATIN TALEBESİ

“Osmanlı Devletinde Siyasal Sistemin Meşruluğu Çerçevesinde Birinci Meşruiyetin Tartışılması” adlı tezini 1997’de yazdı. Tez danışmanı hocası, “Atatürkçü olmayı hakaret sayarım. Atatürk ideolojisi faşist darbeler ideolojisidir” diyen Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne! O tarihte Türköne, Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurulu üyesiydi. İstifa etmek zorunda kaldı. Atatürk’e hakaretten ağır cezada yargılandı. 1 yıl hapis cezası aldı. 15 Temmuz sonrası silahlı terör örgütü FETÖ üyeliği iddiasıyla yargılanıp, önce 10.6 yıl, ardından ‘yardım ve yataklıktan’ 3.9 yıl hapse çarptırıldı. AKP iktidarını Muaviye’ye benzeten tez hocanız Türköne şimdi nerede? Susma!

DİN ARAÇTIR ARAÇ!

Profesörlüğü tartışmalı Yusuf Tekin’in, yüksek lisans tezine gelelim. Osmanlı’yı referans verip, şeyhülislamdan fetva alır gibi “dini” kullanmayı, iktidara meşruluk kazandırmada “araç” görüyor. Osmanlı Meşveret Meclisi’nin, dine uygunluğu tescilde, ayet ve hadislerden gayet başarılı yararlandığını (!) savunuyor. Mukaddime eserinde İbni Haldun’un, “Devletin nazımı şeriattır” şiirini akademik teze ekleyip, Türkiye Cumhuriyeti’ni, şeriatla yönetilen Osmanlı’nın varisi ilan etmiş. Demokratik kurumların meşruluk kazanması için dinin referans alınıp, biat edilmesini öneriyor. Şimdi de, “Kızlar okula gönderilmiyor” diyerek, laik karma eğitimi hedefe aldı. MEB 2023 Raporu’nda; “Kız çocuklarının okullaşma oranı son 22 yılda yüzde 39.2’den yüzde 94.6’ya çıktı” denilip, alkışlandı. AKP’nin 8. Eğitim Bakanı Mahmut Özer mi, 9. Eğitim Bakanı Yusuf Tekin mi yalan söylüyor? Gerçek şu ki; AKP iktidarı için kızların eğitimi bahane, laik eğitimi göz göre göre delmek şahane! Uyan, Türk milleti uyan!