50 yıldır keçilerinin peşinde cura çalan çoban
Burdur'un Çavdır ilçesinde yaşayan Hanefi Özyurt, dedelerinden, amcalarından ve babasından miras aldığı çobanlığı ve Yörük çalgısı cura icracılığını ailesinde dördüncü nesil olarak sürdürüyor.
Teke Yöresi'nin simge yerleşimlerinden Kozağacı köyünde yaşayan Sarıkeçili Yörükleri'nden 63 yaşındaki Özyurt, keçi çobanlığını ve curayı ailesinde babasından sonra yaşatan son kişi.
Toroslarda 13 yaşından beri çobanlık yapan Özyurt, curayı babası cura icracısı 85 yaşındaki Habib Özyurt'tan çocukluğunda öğrendi. Dedeleri ve babası gibi hiç müzik eğitimi almayan Özyurt, kulaktan duyduğu nameleri yüreğinde hissederek söylüyor.
İlla Yaylası'nda eşiyle keçilerine bakan 5 çocuk babası Özyurt, 50 yıldır 3 telli curasını elinden, gurbet havalarını dilinden düşürmüyor.
Çocuklarını çobanlıktan kazandığıyla okutan Özyurt, baba mesleğinin ve cura icracılığının ailesinde kendisinden sonra devam ettirecek kimsenin olmamasından endişe duyuyor.
"Teke Yöresi'nde cura, çobanın yoldaşıdır"
Keçi güderek günlerinin geçtiğini belirten Özyurt, yaklaşık 3 asırdır bu yaylada ailesinin davar güttüğünü anlattı.
Ailenin büyük cura ustası ve icracısının babasının amcası Nuri Özyurt olduğunu belirten Özyurt, "Dedem ve asıl Şakir amcam iyi cura çalardı. Bu cura onlardan babama geldi, babamın da yaşı 85 olunca bize devretti. Benden sonra yok" dedi.
Özyurt, çocukluğunda cura çaldığında babasının eline baktığını, onun curasını çalmaya çalıştığını dile getirerek, 12 yaşında curayı öğrendiğini kaydetti.
Dördüncü nesil olarak curayı ve çobanlığı sürdürdüğüni anlatan Özyurt, "Teke Yöresi'nde cura, çobanın yoldaşıdır. Şimdi ben burada efkarlandım mı curamı elime alır efkarımı dağıtırım. Gözünü sevdiğimin Yörük çalgısı, gariban işi" ifadesini kullandı.
Özyurt, babasının gençliğinde yaptığı 50 yıllık curasıyla daha çok gurbet havasını çaldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Cura iki telli veya üç telli olur, benim ki 3 telli, 11 perde. Küçük olur çobanın kepeneğinin altına sığar. Hayvanlarımız da bunun sesine alışkın, çaldığımızda durup dinlerler. Gençlere cura çalmalarını tavsiye ediyorum, öğrensinler, örf ve adetlerimizi devam ettirsinler. Bizim sülalemizde bunu çalan hemen hemen bitiyor, çocuklarım heves etmedi, torunlara öğretebilirsem öğreteceğim."
"Eşim vefat edince, şu dünyada curamla yalnız kaldım"
Kozağacılı 75 yıllık cura icracısı 85 yaşındaki Habib Özyurt da curayı büyüklerinden öğrendiğine değinerek, amcası Nuri ve ağabeyi Şakir Özyurt'un memleketinin yetiştirdiği bir numaralı cura icracıları olduğunu vurguladı.
Amcalarının Çavdır ve Dirmil bölgesinde birçok sanatçı yetiştirdiğini anlatan Özyurt, sözlerini, "Onlar git git, sıra bana geldi. Benim de eşim vefat edince, şu dünyada curamla yalnız kaldım. Kanadı kırık kuş gibi. Parayla hiçbir yerde cura çalmam sadece hatır için çalarım. Parayla değil para nedir ki insanlık mühim. Oğlum Hanefi bunu devam ettiriyor. Bir gün oğluma 'Bak oğlum benim bir oğlum da bu cura. Ben bu curayı büyüklerimden devraldım, benden sonra da sen varsın' dedim" diyerek tamamladı. (AA)