Hâlihazırdaki Cumhurbaşkanlığı Kabinesi 3 Haziran 2023 günü göreve başladı.

Yeni kabinede Cumhurbaşkanı yine kendisini “ekonomist” olarak tanımlayan Tayyip Erdoğan oldu.

Yeni kabinedeki Cumhurbaşkanı Yardımcısı da “ekonomist” Cevdet Yılmaz’dı.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin star transferi ise yine bir “ekonomist” olan Mehmet Şimşek oldu. Kendisine büyük umutlar bağlanmıştı.

Yeni kabinede üç mühim “ekonomist” vardı.

★★★

Şimşek, gelir gelmez kendilerinden önceki kabinenin uyguladığı politikayı “irrasyonel” ilan etti ve “rasyonel” politikalar uygulayacağını duyurdu.

Yani baş ekonomist Erdoğan’ın uyguladığı o politikaya “akıl dışı” dedi. Kendisinin rasyonele, yani “akılcı” politikalara geçeceğini vadetti.

Baş ekonomist Erdoğan “faiz haramdır” diyordu. Faizin sıfırlanmasını da “nas” (dini bir zorunluluk) olarak görüyordu.

Şimşek, “nas” falan takmadı ve kısa sürede faizi yüzde 50’ye çıkardı. Erdoğan nas konusundaki sözlerini unuttu.

“Akıl dışı” ekonomi politikaları uygulayan Erdoğan, Nebati ve Kavcıoğlu’nun büyük icadı “Kur korumalı mevduat” da Şimşek tarafından sonlandırılıyordu.

★★★

Bu arada o akıl dışı ekonomi politikalarının diğer mimarlarını unutmamak gerek.

- Biri Nurettin Nebati. Şu anda Mersin Milletvekili. TBMM Genel Kurulu’nun arka sıralarında yarı uzanmış vaziyette oturuyor, oradan çıkana kadar cep telefonuna bakıyor.

Dokunulmazlığını almış, keyfi yerinde. Sattığı çocuk kıyafetlerinin fiyatı her geçen gün artıyor. Yarattığı enflasyonist ortamdan çok memnun.

- Diğeri Şahap Kavcıoğlu. Şu anda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) başında. Görevde kaldığı dönemde Merkez Bankası’nı “uçurduğu” için ödüllendirilmiş ve bütün bankaların bağlı olduğu BDDK’ya başkan yapılmış. Yardımcısının düğününde bankacıların, varlık şirketlerinin, müteahhitlerin havada uçurduğu hediyeleri düşününce kendi oturduğu koltuğun nasıl cazip bir yer olduğunu kestirebilirsiniz.

★★★

Şimşek “akılcı” politikalar uyguladığını söylüyor ama durum hiç de öyle değil.

Bir defa, Şimşek çalmadık kapı bırakmadı ama Türkiye’ye kalıcı doğrudan yabancı yatırımcı getiremedi. Şimşek’in politikalarını akılcı bulsalardı bütün yabancı sermaye ülkeye akın ederdi herhâlde.

Gelen döviz de yüzde 50’lik faizin yüzü suyu hürmetine geliyor. Ülkesinde sıfır faizle çektiği 100 bin doları Türkiye’ye getiren bir Japon ev hanımı, bir ay sonunda 104 bin 500 dolarla ülkesine  dönebiliyor.

Hem döviz kurları düşük kaldığı için bizim ihracatçılar perişan oluyor, hem 4 bin 500 liralık faiz biz yurttaşların cebinden çıkıyor. Ülkenin milli serveti uçup gidiyor.

★★★

Şimşek’in gücü de sadece garip gurabaya yetiyor. Yandaş şirketlere giden hortumları kesemiyor ve vatandaşın boğazına çöküyor. Bir ekonomist olmaktan çok bir “tahsildar” gibi davranıyor.

Her yere herkese vergi salıyor, saçma sapan, “akıl dışı” dolaylı vergiler getiriyor.

Deprem vergileri yetmiyormuş gibi şimdi de savunma sanayi vergileri icat ettiler.

Kredi kartı limitlerinden 750 lira vergi alacaklarmış (O, hizmet bedeli diyor ama düpedüz vergi). Böyle “akıl dışı” bir şey nerede görülmüştür?

Mesela taşınmaz sattın 750 lira, taşınmaz aldın 750 lira...

Mesela kol saati aldın, yüzde 20 ÖTV...

Mesela uçan oyuncak aldın, yüzde 20 ÖTV...

★★★

Siz söyleyin, ülkeden çıkarken 500 lira (1 Ocak’tan sonra 729 lira) ödemek “akıl dışı” değil mi?

Siz söyleyin, oyuncak alırken yüzde 20 ÖTV ödemek “akıl dışı” değil mi?

Siz söyleyin, kredi kartının limitinden vergi almak “akıl dışı” değil mi?

Siz söyleyin, kol saatinden ÖTV almak “akıl dışı” değil mi?

Akıl dışı, Deli Dumrul vergileri öyle bir geliyor ki yakında utanmadan, sıkılmadan donlarımızdan da ÖTV alırlarsa şaşırmayacağım.

★★★

Gerçekten merak ediyorum: Ne olacak bu milletin hali?

Bu ülkeyi yöneten (iktidardaki), yönetmeye talip olan (muhalefetteki) insanlara inanmanın, güvenmenin zamanı geçti mi gerçekten?

Bu “akıl dışı” Deli Dumrul vergileriyle dolu “akılcı” soyguna kim “dur” diyecek?

Bu milleti bu soygunlardan kim kurtaracak?

Sonunda iş başa mı düşecek?