İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşuyor.

Akşener’in konuşmasından satır başları:

-24 Kasım’da, öğretmenlerimizin yüzünün, bir nebze de olsa, gülebilmesi için; İYİ Parti olarak, Gazi Meclisimize; Tüm öğretmenlerimize, bir maaş ikramiye verilmesi, eğitime hazırlık ödeneğiyle, ek ders ücretlerinin arttırılması, ve 100 bin öğretmen atamasının, gerçekleşmesi için, önergeler verdik.

-Ancak maalesef, Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedildi… 2023’te Öğretmenlere verilen eğitime hazırlık ödeneği 1400 lira. 2022’de 1325 liraymış. Artış %5,6. Merkez Bankası bile 2023 enflasyonun %65’i aşacağını söylüyor. 1400 lira ile eğitime öğretmenler nasıl hazırlanacak?

-Bu ödeneği kafi gören artırılmasının aleyhine oy verenlerin hesapla da vicdanla da bağları kalmamış. Evet, bizim önerilerimizi reddettiler. Peki kendileri ne yapıyorlar?
Hiçbir şey… Bugün ülkemizde, bir milyona yakın, atama bekleyen öğretmen adayımız var.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'E GAZZE TEPKİSİ

Aziz milletim dünya, tam 47 gündür, bir soykırımı izliyor. İnsanlığa karşı başlatılan bir savaşı, tüm dünya oturmuş, sadece izliyor. Katil Netanyahu’nun katışıksız caniliğinin, şımarık sözlerinin, psikopatça tavırlarının karşısında hiç kimse, hiçbir şey yapmıyor.

-Ağır hastalar, harabe olmuş yollarda, sedyelerin üzerinde taşınıyor. Binlerce insan, güvenli bir yere gitmenin yollarını arıyor. Ama nafile. Çünkü artık maalesef, gözü dönmüş Netanyahu’nun karşısında, güvenli bir yer bile kalmadı.

-Birleşmiş Milletler’e ait binalar bile vuruluyor. Bakıma muhtaç insanların kaldığı hastaneler kadınların, çocukların sığındığı okullar, ibadethaneler bombalanıyor. Yani tüm dünyanın gözleri önünde resmen bir soykırım gerçekleşiyor.

-Tüm bu tablonun karşısında Birleşmiş Milletler Filistin Mültecilerine Yardım Genel Komiseri ise, çıkıp Gazze'ye artık, insani yardım sağlayamadıklarını insanları artık, koruyamadıklarını söylüyor.

-Dünyanın, insanlığını kaybetmiş olmasından yakınıyor. Rezalete bakar mısınız? Bugün, Birleşmiş Milletlerin bağlayıcı karar alma organı Güvenlik Konseyinin varlık amacı , resmen ortadan kalkmıştır.

-Buyurun cenaze namazına. Bu arada, enteresandır, ne hikmetse; Gazze’de yaşanan katliamların karşısında, eli kolu bağlanan, tüm bu olanlara, sadece üzülmekle yetinen, Birleşmiş Milletler mesele Kıbrıs olunca, bir anda aslan kesilebiliyor.

-Hatırlayın, çok değil, birkaç ay önce Kıbrıs’ta bir Türk köyüne, sadece köylülerin ulaşımını sağlamak amacıyla yani insani amaçlarla yapılan, bir yolu Birleşmiş Milletler, Barış Gücü askerlerini kullanarak engellemek istemişti.

"50+1" TARTIŞMASI

-Nitekim, geçtiğimiz hafta; yine bu savrulmalardan birini yaşadık. Çok değil, daha birkaç yıl önce; iktidarın, bir daha açılmamak üzere, kapattığını söylediği bir sayfa; bir de baktık ki, bugün yeniden açılmış...

-Dün; büyük büyük, hamasi cümlelerle savundukları; İtirazlarımızı da, her türlü hakaret ve iftirayla reddettikleri, 50+1 sistemini; bugün, değiştirmek istiyorlar. Hem de bizzat, Sayın Erdoğan’ın sözcülüğüyle…

-Sabah şeriflerin hayrolsun, Sayın Erdoğan… Biz zaten; hesapsız kitapsız, alelacele getirdiğiniz, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin; Türkiye’nin başına, bela olacağını; daha 2017 yılında söylemiştik!

Bu ucube sistemin, Türk demokrasisinde, derin yaralar açacağını söylemiştik! Zaten var olan kutuplaşma ortamının, daha da derinleşeceğini söylemiştik! Ve biz, o nedenle, o gün, “HAYIR!” demiştik!

-Tüm uyarılarımıza rağmen, bizi dinlemediniz. Yanlışta ısrar ettiniz. Hatalarınızda inat ettiniz. Ez cümle; Günaydın Sayın Erdoğan! Sonunda yine, bizim dediğimize geldiniz… Peki bu süreçte, kaybeden kim oldu? Ne yazık ki, yine aziz milletimiz oldu.

-Ak Parti iktidarının; “Bu ülke koalisyonlardan çok çekti.” diyerek, çıktığı yolun sonunda, Türk siyaseti, ittifaklara mahkum oldu. Aradan geçen yılların ardından, Sayın Erdoğan da, artık anlamış olacak; geçtiğimiz günlerde, çıktı ve dedi ki; “Mevcutta, 50+1 mecburiyeti, partileri yanlış yollara sevk ediyor.

-Kimin eli, kimin cebinde belli değil…” Aynen böyle dedi… Yani; tamamen kendi eseri olan, ve inatla Türkiye’ye dayattıkları, ittifak sisteminden, bizzat kendisi şikayetçi oldu… Gerçekten ibretlik…

-Cumhur ittifakının içindeki, çekişmeler; Ortaklar arasındaki sorunlar; Meclis kürsülerinden gönderilen mesajlar; elbette bizi değil, kendilerini ilgilendirir.

-Ama ortada duran bir gerçek var: 50+1 şartının, dayattığı ittifak sistemi; milletimizi, iki yumruk arasına, mahkûm ediyor. Milletimiz, velinimet olmaktan çıkartılıp; rakama indirgenerek; siyasi tercihlerinde, seçeneksiz bırakılıyor.

"BAK SEN HELE"

-Neymiş? İYİ Parti zor durumdaymış… Bak sen hele! Seçmene verdiği sözlerin, hiçbirini tutmayanların, keyfi yerinde; Milletimizi, enflasyona ezdirenlerin, keyfi yerinde; Memleketi, kaçak hendeğine çevirenlerin, keyfi yerinde; Ama yetkiyi alıp, Türkiye’yi düze çıkarmak için sabırsızlanan, İYİ Parti, zor durumdaymış…

-Seçimleri el birliğiyle, Sayın Erdoğan’a hediye edenlerin, keyfi yerinde; Parti içi hesaplarını görmek için, Türkiye’yi feda edenlerin, keyfi yerinde; Yüzde 60 şakşakçılarının, kola kutusu meraklılarının, keyfi yerinde; Ama tüm itirazlarında, haklı çıkan; sözünün değeri, daha yeni anlaşılan İYİ Parti, zor durumdaymış…

-Dün; “Yüzde 60 ile kazanırız.” yalanını üretenler; Bugün çıkıp; İYİ Parti üzerinden, yeni yalanlar türetiyorlar. Varsın olsun. Biz artık alıştık. Çünkü bunların, tıyneti böyle… Hiç kusura bakmasınlar: İYİ Parti’de; Güneş yerindeee, her şey yolundaaa…

-Ama bu yaşadıklarımız, kesinlikle tesadüf değil. Hatırlayın: Dün; Sözümüz dinlenseydi ve milletin tartısına, milletimizin, bizden talep ettiği bir adayla çıksaydık; bu en çok kimi üzerdi?

-Elbette saray ve eşrafını üzerdi… İşte bu nedenle, “kazanacak aday” dediğimiz için, bizi topa tuttular; ama, “yüzde 60’la alırız” diyen akılsızlara, dokunmadılar.

-Peki bugün; İYİ Parti’nin, hür ve müstakil siyasetinden, en çok kim çekiniyor? Elbette saray ve eşrafı çekiniyor. Peki sizce; Saray medyası ve trolleri; Neden, İYİ Parti’ye ittifak baskısı kuran, malum odaklara, destek veriyor?

-Sebebi çok açık! Çünkü; İttifak içinde flulaşan, parti kimliğimizin; artık berrak bir şekilde, görünmesinden korkuyorlar.

Çünkü; Milletimizle, İYİ Parti arasına diktikleri duvarların, ortadan kalkmasından korkuyorlar.
Çünkü; Müstakil kimliğimizle; Kaşıyabilecekleri bir yaramız, istismar edecekleri bir açığımız, olmadığı için korkuyorlar!

-Çünkü; İttifaklara yapışan çamurlar, İYİ Parti’ye yapışmaz diye korkuyorlar! Çünkü; Milletimizi İYİ Parti’den uzaklaştıracak, yeni bir bahane, bulamadıkları için korkuyorlar!

-Ve de en önemlisi: Siyaset ve ticaret için inanç hortumculuğunun Uydurdukları sahte milliyetçiliğin sefasını, artık süremeyecekleri için korkuyorlar. Çünkü; Dejenere olmamış, Türk milliyetçilerinden korkuyorlar! Geleneklerine, değerlerine ve Cumhuriyetine, sıkı sıkıya bağlı,

-Atatürkçülerden korkuyorlar! Vatanına, milletine, bayrağına sadık, Türkiye sevdalılarından korkuyorlar! Yani; Türkiye’nin, İYİ ve cesur evlatlarından korkuyorlar! Yandaş medya da, sözde muhalif medya da; istediği gibi yazıp çizsin… Korkmaya devam edecekler! Çünkü biz, daha yeni başlıyoruz!

-Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları; Biz biliriz ki; “Yufka yüreklilerle, çetin yollar aşılmaz! Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı dağına!

-İYİ Parti olarak, bugün açtığımız yol;işte öyle çetin ve kutlu bir yoldur!Milletin cebine elini sokanlarla, bu yol aşılmaz! Gözünü hırs bürüyenlerle, bu yol aşılmaz!

-Vicdanını, nefsine esir edenlerle, bu yol aşılmaz! Kendini milletten çok sevenlerle, bu yol aşılmaz! Kişisel hesapların peşine düşenlerle, bu yol aşılmaz!

-Yalandan, dedikodudan, iftiradan medet umanlarla, bu yol aşılmaz! Bu yol, cesurlarla aşılır! Bu yol, erdem sahibi, vicdan sahibi insanlarla aşılır!