sonunda Tayyip Bey yeni bir isim buldu: “Barış ve Kardeşlik Projesi”
Sonuç?..
Sıra sıra şehit cenazeleri gelmeye başladı!..
Verdikleri tavizler ellerinde patladı!..
Tayyip Bey’in “akilleri” şehir şehir dolaştı ve dediler ki:
“Herkes barış istiyor”
Elbette savaş isteyen olmayacaktı, ama kanlı terör örgütü PKK’yı unuttular...
İmralı’daki caniyi “barış meleği” yaptılar...
Sonuç?..
Türk F-16’ları PKK kamplarını bombalıyor, Türk Bayrağı’na sarılı şehit tabutları geliyor, analar kan ağlıyor!..
* * *
Çok duygusal bir slogan bulmuşlardı: “Analar ağlamasın”
13 yılda ülkenin anasını ağlatanlar, sırf iktidarlarını sürdürebilmek için PKK ırkçılarına ne istedilerse verdiler...
Sırf teröristlere şirinlik olsun diye Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözü yazılı tabelalar kaldırıldı...
Ziraat Bankası adının önündeki T.C. ibaresini sildiler...
Yine Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” sözünün yer aldığı tabelaları yerlerinden söküp aldılar...
PKK’lılar Mustafa Muğlalı Kışlası’nın adının değiştirilmesini istediler, bunlar “emriniz olur” dediler...
Doğu ve Güneydoğu’da köylerin kasabaların Kürtçe isimleri tabelalara yazıldı, karayollarına dikildi...
* * *
“Çözülme” derinleşti...
İmralı’yı Apo’nun karargahı haline getirdiler, istediği mahkumları oraya naklettiler...
HDP heyeti İmralı’ya düzenli seferler yapmaya, bebek katili Apo’nun yüksek fikirlerini (!) içeren açıklamalarını getirmeye başladılar...
Türk askerinin ulaşamadığı Kandil’e gidip gelmeye başladılar ve terör örgütünün oradaki başlarının açıklamaları Türkiye’de gündemi belirledi...
Yandaş basın ve iktidar beslemeleri sevinç çığlıkları atıyor, “Yeni Türkiye” kuruluyor, ülke “ileri demokrasiye” geçiyordu...
Bir yandan da bölgede PKK yol kesiyor, şantiyeleri yakıyor, işçileri kaçırıyor, vergi topluyor, mahkemeler kuruyor, askerle polis bunları uzaktan sessizce seyrediyordu...
* * *
Yandaşlar, yağcılar, havuzcular hayal görüyor, iktidar ise gününü gün ediyordu...
Ülke rüşvet ve yolsuzluklarla sarsılıyor;
Kupon araziler paylaşılıyor, kentler parsel parsel satılıyor;
İktidar zenginleri milletin a’sına koyuyordu!..
Sonunda Kürtçü HDP’nin Hakkari Milletvekili Kürtçü Abdullah Zeydan şunu bile söyleyebildi:
“PKK’nın öyle bir gücü var ki sizi tükürüğüyle boğar”
“Sizi” dediği kim?..
Türk Milleti mi?..
İktidarın Türkiye’yi getirdiği nokta işte budur!..
Analar ağlıyor!..
Türkiye ağlıyor!..
İnşaat terörü (4)
“Kentsel Dönüşüm”
numarasıyla sürdürülen vahşi yap-satçılık ve inşaat terörü birçok ailenin de hayatını
kararttı...
Ortaya adı sanı bilinmeyen onlarca yeni inşaat firması çıktı ve yanlarındaki başka işlerden gelen para babalarıyla göz diktikleri apartmanlara saldırdılar... Önce birkaç daire sahibiyle anlaştılar (menfaat de sağlayıp) binadan karot aldılar (beton örneği) çürük raporuyla diğer daireleri tahliyeye mecbur tuttular...
Canlarının istediği gibi projelendirip yıkım ruhsatı aldılar ve çoğu yaşlı o daire sahipleri ağlaya ağlaya evlerini terk ettiler...
Kiracılar da dertli... Bazı aileler kiralık eve çıkıyorlar, içine masraf ediyorlar 6-7 ay sonra “bina yıkılacak” diye sokağa atılıyorlar..
Çoğu yerde tam bir trajedi yaşanıyor, ne başı belli ne sonu...
İflas edip inşaatı yarıda bırakan veya taahhüt ettiklerinin hiçbirini yapamayıp daire sahiplerini perişan eden müteahhitler de ayrı bir konu...
Ve bu rezalete kimse “dur” demiyor, denetim altına alınamıyor, inşaat terörü sürüp
gidiyor!..