Evlilik birliği sırasında aldatıldığını iddia eden bir kadın, eşinin sevgilisi olduğunu iddia ettiği başka bir kadın aleyhinde "kişilik değerlerine zarar verildiği" gerekçesiyle manevi tazminat davası açtı. Yerel mahkeme davayı reddetti.
Yaptığı itirazlar sonuçsuz kalan kadın, kocasının sevgilisinden istediği manevi tazminatın reddedilmesi üzerine "aile hayatına saygı hakkının" ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi, başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan "aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmediğine" karar verdi.
'ÜÇÜNCÜ KİŞİLER YÜKÜMLÜLÜKLERE UYMAK ZORUNDA DEĞİL'
Bu karar, evlilik birliği sırasında aldatılan kişilerin, eşlerinin sevgililerinden manevi tazminat talep edebilme hakkı konusundaki farklı uygulamalara son vermesi açısından önem taşıyor. Daha önce bazı mahkemeler bu tür talepleri kabul ederken, diğerleri reddediyordu.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 8 Aralık 2018'de manevi tazminatın sadece kusurlu eşten ve ancak boşanma davası ile istenebileceğine karar vererek bu konudaki aykırılığı gidermişti. Kararda, üçüncü kişinin eşler arasındaki evlilik sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklere uyma zorunluluğu olmadığına dikkat çekilmişti. (AA)
Anayasa Mahkemesi'nden aldatmada üçüncü kişi kararı
Anayasa Mahkemesi, evlilik birliği sırasında aldatılan ve üçüncü kişiden manevi tazminat talebi reddedilen bir başvurucunun bireysel başvurusunu reddetti.