Orgeneral Akın Öztürk, bu ülkenin Hava Kuvvetleri Komutanı’ydı. Son görevi ise Yüksek Askeri Şura üyeliği... Sevilen, sayılan bir komutandı. Odasındaki ekrandan o an hangi uçağın nerede olduğunu, sınırlarımızda ne gibi hareketlilik yaşandığını görebilen, Yunanistan Hava Kuvvetleri personelinin Ege’de hava sahamızı ihlalleri yaşanınca, savaş uçağına binip onlarla bizzat mücadele eden bir isimdi.
BAŞBAKAN’IN YAKIN DOSTU
Orgeneral Akın Öztürk, Köy Enstitülü solcu öğretmen bir babanın oğlu... Öztürk, namazını kılan, orucunu tutan, içkisini de içen birisi... Başbakanımız Binali Yıldırım’la da yakın dostluğu olduğunu geçmişte birlikte yemeklere çıktığını da Hava Kuvvetleri’nde bilmeyen yok.
Peki “Darbenin lideri” olduğu öne sürülen, cumhuriyet savcılığında daha ifadesi bile alınmamışken, devletin Anadolu Ajansı “Akın Öztürk’ün, darbe yapmak isteğiyle hareket ettiğini söylediği öğrenildi” diye abonelerine haberi geçti. İşte bu haber “algı operasyonu”nun bir parçasıydı. Gün boyu Anadolu Ajansı kaynaklı “yalan haber” yayımlandı, akşam da ifade ortaya çıktı ki Akın Öztürk’ün bırakın darbe yapmak isteğiyle hareket ettiğini, hakkındaki tüm iddiaları da yalanlıyordu. Kuşkusuz gerçeğin ne olduğu soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır.
İşkence ve kötü muamele yasalarımıza göre suçtur. Akın Öztürk’ü kim dövdü, yanındaki diğer komutanları kim bu hale getirdi? Bunların da aydınlatılması gerekir. Zaten çok ağır suçlamalarla yargı önüne çıkacak bu kişileri yüzleri-gözleri mosmor şekilde yargı önüne çıkarmak da ülkemize bir şey kazandırmayacağı gibi güvenlik birimlerine olan güveni de azaltır.
MEZARDA GÖREVDEN ALINDI
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) cemaatçi oldukları gerekçesiyle 2 bin 745 hakim ve savcıyı açığa aldı. Bunlardan biri de 37 yaşındaki Bandırma Cumhuriyet Savcısı Ahmet Biçer’di.
Açığa alındı ama HSYK yetkililerinin, 23 Mayıs 2016 tarihinde Savcı Ahmet Biçer’in vefat ettiğinden haberleri bile yok. Halı sahada maç yaparken kalp krizi sonucu vefat eden Biçer, memleketi Yozgat’ta toprağa verildi. PKK terörünün yoğun olduğu Beytüşşebap’ta da görev yapmıştı. HSYK seçimleri yapıldığında “Yargıda Birlik Platformu”nun aleyhinde faaliyette bulunduğu için kendisini dostça uyaran arkadaşları da olmuş. Listeler incelenince “Yargıda Birlik Derneği”nin üyesi olmayanların açığa alındığı da dikkat çekiyor.
12 yıllık Savcı Ahmet Biçer’in 57 gün önce vefat ettiğinden bile habersiz olanların, onu öldükten sonra “mezarda açığa almaları” karşısında ne düşünürsünüz? Durun daha bitmedi.
ESKİ GÖREV YERLERİ YAZILI
Açığa alınanların listesini incelediğimizde, bu listelerin iki yıl önce düzenlendiğini anlıyorum. Çünkü görev yerleri hanesinde, iki yıl önce görev yaptığı yerler yazılı...
Fethullah Terör Örgütü (FETÖ) Paralel Devlet Yapılanması (PDY) üyesi olarak gösterilen isimler arasında YARSAV üyeleri, sosyal demokrat 1. sınıf hakim ve savcıların da bulunduğu anlaşılıyor. Eğer “Darbe girişimi” gerekçesiyle yargıda bulunan ve kendileri gibi düşünmeyenler etkisiz hale getirilecekse hatta yargıdan uzaklaştırılacaksa bu da “yargıya darbe” olacaktır.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, yargı mensuplarına güven veren bir isim. Ergenekon’da, Balyoz’da yaşanan haksızlıkların, hukuksuzlukların yapılmaması ve gerçek suçlularla diğerlerinin ayırt edilmesi için göstereceği çaba yargı için çok önemli...
“KAÇTI” DEDİKLERİ HAKİM
İbrahim Okur, önceki HSYK döneminde Daire Başkanı’ydı. Hakim ve savcıların tayinlerini o yapıyordu. İstanbul Adliyesi’nde gözaltılar başladığında bazılarının evleri de arandı. İbrahim Okur’un eşi Nurdan Okur da Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Genel Müdürlüğü görevinde bulunmuştu. Mahkeme kararıyla İbrahim Okur’un evinde arama yapıldı. Ancak hükümete yakınlığı ile bilinen gazetelerde “Eski HSYK Daire Başkanı İbrahim Okur kaçarken yakalandı” haberleri yazıldı. Yazık!
17 Temmuz saat 14.40’ta düzenlenen “Ev arama tutanağı”nda, İbrahim Okur’un saat 13.20’de evine geldiği belirtiliyor, tutanağı da imzalıyordu. Hakim İbrahim Okur dün mahkemeye çıkarıldı.
Bizler “Balyoz”da, “Ergenekon”da, “Kozmik Oda”da, “28 Şubat”ta gerçekleri yazdığımız gibi yine sadece gerçeğin peşinde olacağız.
NOT: Dünkü yazıda Tuğgeneral Ahmet Erhan Çorbacı’nın adı, sehven yer almıştır. Darbe girişimi ile bağlantısı bulunmayan Çorbacı’dan özür diler, düzeltiriz.