Antalya TED Koleji’nde Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamalarında yaptığı konuşma  nedeniyle iktidara yakın kişilerce hedefe konan Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Emine Karakaş,  akşam saatlerinde gözaltına alındı.

Karakaş’ın öğrencilere hitaben yaptığı, “Cumhuriyetin değerlerinin erozyona uğradığı”na ilişkin konuşması hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesini ihlal suçundan soruşturma başlatıldığı bildirildi. Emine Karakaş ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Karakaş’a destek veren Antalya Barosu, Eğitim Sen Eğitim İş Sendikası açıklama yaptı.

BARO VE SENDİKALARDAN DESTEK AÇIKLAMASI

“Eleştirmek her bireyin ifade özgürlüğü kapsamında Anayasal hakkıdır” diyen Antalya Barosu’nun açıklaması şöyle:

"Bugün Antalya TED Kolejinde bir Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni, Cumhuriyetin 100’üncü yılı kutlamaları esnasında yaptığı konuşmadan dolayı TCK’nın 216’ncı maddesini ihlal suçundan gözaltına alınmıştır.

Sosyal medyaya yansıyan görüntülerden görüleceği üzere, yapılan konuşma Cumhuriyet ve Cumhuriyet değerlerini korumaya yöneliktir. Ülkeyi yönetenlerin politikalarını eleştirmek her bireyin ifade özgürlüğü kapsamında Anayasa hakkıdır.

Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutladığımız bugünlerde bir eğitimcimizin eleştiriden ibaret beyanlarından dolayı TCK 216’ncı maddesinde tanımlı ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu’ ile gözaltına alınması kabul edilemez."

“KONUŞMAYAN İTAAT EDEN ÖĞRETMENLER OLMAMIZ İSTENİYOR”

Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, TED Antalya Koleji öğretmeni Emine Karakaş’ın Cumhuriyet konulu konuşmasının ardından hedef gösterildikten sonra gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

Sönmez açıklamasında; “Bir öğretmenin Cumhuriyet’in 100’üncü yıl kutlamasında yaptığı konuşmasından ve gelecekle ilgili duyduğu kaygılarından dolayı gözaltına alınmış olması düşündürücüdür. Öğretmen derslerinde ve öğrencilere yaptığı her konuşmada gençlerin ve ülkenin geleceğini düşünerek düşüncelerini aktarır. Ne yazık ki konuşmayan, itaat eden öğretmenler olmamız isteniyor. Her öğretmen velilerine, öğrencilerine ve ülkesine karşı sorumludur. İktidardan nemalanan kişilerin sosyal medyada linç etmesinden sonra gözaltı kararı ve emniyetin gözaltı açıklaması alışılmışın dışında bir tutumdur” dedi.

“KİMSEYİ HEDEF GÖSTERMEMİŞ”

Emine öğretmenin konuşmasında cumhuriyet kazanımlarının önemini vurgulamaya çalıştığını ve hiçbir siyasi kişiyi, partiyi ya da oluşumun ismini kullanmadığını söyleyen Eğitim İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, ise yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

“Kimseyi hedef göstermemiş, kimseye hakaret etmemiştir. Ancak yapılan konuşmanın içeriğinden rahatsız olan bazı kişiler kendilerinin ve kendilleri gibi düşünenlerin hedef alındığı düşüncesiyle Emine öğretmen ile ilgili bazı paylaşımlar yaparak kendisinin okuldan atılması gerektiğini, atılmazsa okulun kapatılması gerektiğini yazmışlardır. Gözaltı işlemi yapıldıktan sonra sosyal medyadan yine 'Atın bu kadını içeri!' nidaları atan Ankara Büyükşehir Eski Başkanı İ. Melih Gökçek bağımsız olması gereken yargıya açıkça müdahale etmeye çalışmaktadır.

“MELİH GÖKÇEK, ÖĞRETMENİN GÖZALTINA ALINMASIYLA HEDEFİNE ULAŞMIŞ MIDIR”

Daha öncesinde kendisini kendi görüşünden, kendi partisinden, başbakan yardımcılığı, bakanlık ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yapmış bir kişi tarafından Ankara’yı Fetö Terör Örgütü’ne parsel parsel satmakla suçlanmasıyla ve yine Fetö Terör Örgütü’nün düzenlediği Türkçe Olimpiyatları Töreninde yaptığı konuşmasında Fetö Terör Örgütü ve onun liderine yaptığı övgülerle hatırladığımız İ. Melih Gökçek, öğretmenin gözaltına alınmasıyla hedefine ulaşmış mıdır?

Yine başka bir isim, Türkiye’nin en büyük sendika ve konfederasyon başkanı Ali Yalçın da Emine Karakaş’ı hedef almış ve öğretmeni birlik ve bütünlüğü baltalamakla suçlamıştır. Asıl işini, yani eğitim çalışanlarının, memurların ve memur emeklilerinin sorunlarının çözülmesi görevini yerine getiremeyen bu şahsın fikirlerini beğenmediği bir öğretmeni hedef göstermesi açıkçası bizleri şaşırtmadı.

Bir öğretmeni hedef göstererek gözaltına alınmasını sağlayan bu kişilere sormak istiyoruz;

-Ensar Vakfı’nda onlarca çocuğun tacize ve tecavüze uğradığının ortaya çıktığı dönemde o sapık kişilerin gözaltına alınmasını ya da kurumlarının kapatılmasını da istemiş miydiniz?

-Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaretleri ile bilinen, “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen fesli sözde hoca Kadir Mısıroğlu’na da gözaltı talebiniz olmuş muydu?

-Cemaat yurdunda ihmal sonucu yangında can veren çocuklarımızın ölümünden sorumlu olanlar için hedef gösterici paylaşımlarınız oldu mu?

-Antalya’da cemaat yurdunda kafası kesilerek öldürülen gencimiz hiç gündeminize geldi mi? Yine cemaat yurdunda baskılara dayanamayarak canına kıyan öğrencimiz, şiddete maruz kalan gençlerimiz umrunuzda mı?

Bunun gibi sorulabilecek yüzlerce soru var”

KARAKAŞ KONUŞMASINDA ŞUNLARI SÖYLEMİŞTİ :

“Onun için canını vermeye hazır olanların yanında onun adını anmaktan imtina edenlerle beraber Cumhuriyetin bütün nimetlerinden faydalanıp onu yok etmeye çalışıyorlar. Bir yanda yüz yıl önce anayasaya cumhuriyet yazdırmak için ömrünü feda edenler, bir yanda bugün onu yok etmeye çalışan Türkiye Yüzyılı masalına herkesi inandırmaya çalışanlar.

Peki tüm bunlar olurken sen neredesin? Bildin mi 100 yıl önce kurulmuş cumhuriyetinin değerini, özgürlük kelimesinin değerini. Özgürlük kelimesinin anlamını kavrayabildin mi gerçekten. Kula kulluk etmediğin her gün için şükrettin mi yaratana. Koskoca ülken Araplar için darphane, Bulgarlar için AVM, Suriyeliler için doğumhane, bizim için tımarhaneye dönüştürülmeye çalışılırken sen neredesin?

Tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti ibaresi sökülürken, milli marşını kağıda bakmadan okuyamayan, ya da milli marşı okunurken ayağa kalkmaya tenezzül etmeyen bir güruh, gencecik kadın sporcularını yaftalayıp millilikten söz ederken sen neredesin?

Cumhuriyetin gözbebeği bütün fabrikaları bir bir yabancılara satılırken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı parası olan herkese çerez gibi dağıtılırken, yabancılar ülkende imtiyazlarla sefa sürerken parası olan her şeye hüküm verirken, memurun, doktorun, işçinin, öğretmenin kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görürken ve en önemlisi geleceğim dediğin gençler umutsuzca ülkeden gitmenin yollarını ararken sen neredesin?”