Yıl 1752, Amerikalı Benjamin Franklin paratoneri (yıldırım savar) icat etti. Buluş kısa zamanda yaygınlaştı. 1782 yılında ABD'nin sadece Philadelphia kentinde paratoner kullanan konut sayısı 400'ü geçiyordu.
O tarihlerde yıldırımların çoğu kiliselere düşerdi. Çünkü kiliselerin üstünde bir kaç ton ağırlığında metal çan vardı.
Dolayısıyla paratoner öncelikle kiliselere takılmak istendi. Fakat papazlar itiraz ettiler.
"Yıldırım tanrının gazabıdır. Burası tanrının evi. Paratoner neymiş biz dua ederiz, yıldırım başka yere gider." Bir sürü bağnazlık.
Bir senede tam 400 kiliseye yıldırım düştü. 150 çan görevlisi yanarak öldü.
İnsanlar korkudan kiliseye gitmemeye başlayınca papazlar mecburen kiliselere paratoner taktırmaya başladılar.
Müspet bilimin, din hurafelerine galip geldiği an işte bu andır.
Bu tarihten sonra Avrupa'da yobazlara kolay kolay kimse prim vermedi.
Avrupa kurtuldu.
Darısı Türkiye'nin başına. (alıntı)
Yıl 2024, Ataşehir Milli Eğitim Müdürlüğü okul müdürlüklerine bir yazı gönderiyor.
Dağıtım Yerlerine belirli gün ve haftalarda yer almayan milli ve kültürel değerlere aykırı yılbaşı, Noel ve Cadılar Bayramı vb. adı altında düzenlenen her türlü çekiliş, kutlama ve bunlara yönelik her türlü dijital, yazılı ve görsel içerik paylaşımlar gibi faaliyetlerin Müdürlüğümüze bağlı okullarımızda ve kurumlarımızda yapılmaması hususunda…..
Gereğini rica ederim.
İmza: Milli Eğitim Müdürü
Değerli Okurlar, tüm dünyada yapay zekanın artık sosyal yaşamın vazgeçilmezi olduğu bir dönemde, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitimi’nin geldiği aşamaya bakar mızınız?!!
Düşünün ki bir Milli Eğitim Bakanı, Meclis kürsüsünden ülkedeki Tarikat, Cemaat ve Dini Vakıfların birer STK( sivil toplum kuruluşu) olduğunu ve bu kuruşlarla protokoller yapıldığını, yapılmaya da devam edileceğini yüksek sesle dile getiriyorsa çanlar çalıyor demektir.
Eğitimde gelinen noktayı ve nerelere evrilmek istendiği artık açıkça ortada. 2025 MEB bütçe görüşmelerinde eğitimin getirildiği yürek yakan durumu, muhalefet tüm detayları ile ortaya döktü. Her gün medyada çarşaf çarşaf yazılıyor.
Giderlerse gitsinler dediklerimiz ülkeyi aydınlık yarınlara taşıyacak gençlerdi. Başımızın üstünde yerleri var dediklerimiz de Ortadoğu’nun karanlığına açılan penceresi.
SON SÖZ: Kiliseye Parotoner takıldığında din bilime teslim olmuştur. NİKOLA TESLA