Hamas lideri İsmail Haniye İran’da öldürüldü. Bu cinayetin sorumlusu, Orta Doğu’yu yeniden kan gölüne çevirmek isteyen İsrail...
İsrail, batılı emperyalistlerin yarattığı terörist bir devlet. Artık Orta Doğu’nun ali kıran, baş keseni. Arkasında ağa babaları ABD ve AB var. İsrail, Gazze’de kadın çoluk çocuk demeden 40 bin kişiyi öldürmekle kalmadığı gibi, ülkeyi yerle bir ettiler.
İlginç olan da Gazze’de bu katliamlar yapılırken çevredeki din kardeşleri hiçbir İslam ülkesinden en küçük bir ses yok. İran intikam bayrağını astığını ilan edince, ABD anında cevap verdi. "Böyle bir kalkışma olursa İsrail’e gerekli desteği veririz" dedi.
Bu cevaba bile gerek yoktu. Zira ABD Senatosu Netanyahu’nun konuşmasını ayakta alkışlaması her şeyi açıklıyordu. İsrail gözü dönmüş terörist bir ülke olarak Tahran’ın göbeğinde Haniye’yi öldürerek, başta İran olmak üzere tüm Orta Doğu ve diğer İslam ülkelerine gözdağı veriyordu. Ben istediğim ülkede istediğimi bu şekilde yok ederim…
İsrail’in, Gazze’de yaptığı insanlık dışı bu katliama sessiz kalmak, değil din kardeşliği, biraz vicdanı olan hiç kimseye yakışmaz. Bu bir soykırım!
İlginç olan, Haniye’nin cenazesine Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Suriye, Azerbaycan, Malezya, Mısır, Tunus, Endonezya ve Malezya katılmadıkları gibi Filistin lideri Mahmut Abbas da cenazeye katılmıyor.
Haniye’nin öldürülmesi karşısında hiçbir İslam ülkesinden tek bir açıklama gelmedi. Bu olaya karşı en sert karşı çıkan sayın Erdoğan oldu.
Ülkede bir günlük yas ilan edildi ve gıyabi cenaze namazları kılındı. Türkiye’den üst düzey yöneticiler, hem İran’a giderek cenaze törenine hem de Katar’da defin merasimine katıldılar.
Bizde, kamuoyu ve medya da bu cinayet en ağır biçimde eleştirildi ve kınandı. Ancak, medya ve kamuoyunda bu YAS ilanı da neyin nesi diye eleştirildi. Bir günlük yas ilan edilince, yakın birkaç dostum arayarak, bu ne yası kardeşim, Osmanlı’yı arkadan hançerleyenleri, bebek katili Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirilmesinde Filistin’de Türk ve İsrail bayrakları yakılmasını, Bir toplantıda İsmail Haniye’nin Selahattin Demirtaş’ın elini sıkıp, “Kudüs yeni Selahaddini’ni bekliyor” “Diyarbakır’ın özgürlüğünü görmek isteriz” dediğini, katil PKK militanlarının Filistin’de eğitildiklerini, Mahmut Abbas'ın Çin ziyaretinde Uygur Türkler’i için terörist dediği hâlâ belleklerimizde. Bunları nasıl unuturuz…
Cumhuriyet, kuruluşundan bugünlere "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkeleri ile geldi. Uluslararası ilişkilerde dini referansları öncelemek son derece kötü sonuçlar doğurabiliyor. Ülkeler arasındaki ilişkiler menfaatlere dayanır. Orta Doğu zaten kaynıyor.
Ülkemle ilgili, içeride ve dışarıda yaşanan acı olaylarda yas ilan edilir ve bu yası tutarız. İsmail Haniye’nin ölümü ile ilgili bir günlük yas ilanını doğrusu ben de eleştirdim. Alınan bu yas kararını eleştirdiler diye, halkın oylarıyla ülke yönetimine gelip, kendilerini o mevkiye getirenlere hakaret ederlerse, o rejimin adı demokrasi olmaktan çıkar.
SON SÖZ: "Hiçbir şey bilmediğini bilmen için, çok şey öğrenmen gerekmektedir." SOKRATES