Kendisi Türkiye’de ilk kez Hükümet Sözcüsü olmuş, yıllarca sürdürdüğü milletvekilliği görevlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Devlet ve Çevre Bakanı olarak taçlandırmıştır.
Bir kadın milletvekili olarak, bu alanda kırılması güç bir rekor elde etmiştir.

Bu görevlerinde, bugün bile çok iyi hatırlanan ciddi uygulamaları ve başarıları vardır.
Şu an aktif politika yapmamasına rağmen hala, gerek sivil toplum kuruluşlarının, gerek siyasi partilerin, gerekse basın mensuplarının ilgilisini çeken, sık sık fikir almak, demeç almak, bilgi almak, görüş sormak için kendisine başvurulan bir insandır.
İşte bu İmren Aykut’tan, 1934’de “Kadınlara seçme ve seçilme hakkı” tanınan günle ilgili tarihi bir çağrı var:
İmren hanım, “5 Aralık Demokrasi Bayramı olarak kabul edilsin” diyor.
Nedenlerini ise şöyle sıralıyor.
"Türkiye’de demokrasiye gerçek anlamda 5 Aralık 1934 tarihinde geçildi. 1922’de saltanat kaldırıldı ve 1923’te de Cumhuriyet rejimine geçildi. Ancak bu tarihte seçimde oy kullanacak kişilerde, seçilecek kişiler de sadece erkeklerdi. Yani Cumhuriyet rejimine geçilmiş ama demokrasiye geçilmemişti. Çünkü nüfusun yarısı yönetim kadrolarını seçebiliyor, aday olabiliyor ve seçilebiliyordu.
Atatürk bu sakıncaları engellemeler ve karşı çıkmalara rağmen aşama aşama ortadan kaldırdı.
Önce belediye ve muhtar seçimleriyle ilgili seçme ve seçilme hakkı tanındı.
5 Aralık 1934 ‘de ise 1924 Anayasasının 11. Maddesindeki seçme ve seçilme hakkını düzenleyen bölümdeki “…Sadece erkekler “ yazılı iki kelimeyi kaldırarak, kadınların siyaset yapabilmelerinin önündeki engeli kaldırdı. Bu hiç de kolay olmadı. TBMM’de o zaman büyük tartışmalar yaşandı. Karşı çıkanlar oldu. Atatürk çıkıp tarihi bir konuşma yaptı ve vekillere, ‘Beyler! Bu kadınlarımız Kurtuluş Savaşımızda erkeklerle birlikte savaştılar. İçlerinden birçoğu şehit oldu. Şimdi bu kadınlarımızı mı ayıracaksınız” diyerek vekilleri ikna etti ve kanun çıktı.

Ardından 8 Şubat 1935 de yapılan seçimlerde 17 kadın ilk defa meclise girdi ve Türkiye Cumhuriyeti’nde 5. meclisinde yer aldılar. Bu yüzden 5 Aralık tarihi çok önemlidir. Ancak 5 Aralık sadece bir kadın hakları günüymüş gibi yorumlanıyor; bu kadar dar bir çerçevede yorumlanması bence çok hatalı. Çünkü 5 Aralık Türk halkının tümünün ülkenin yönetimine katılma ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini beraberce belirleme hakkını elde ettiği gündür.
Bugünün aslında her yıl demokrasi bayramı olarak kutlanması gerekir. Bu, her şeyden önce halkımızın demokrasiyi anlaması ve sahiplenmesi açısından önemlidir. Ülkemizde bu tarihte demokrasiye geçilmiş olduğu algılanamamış ve halka anlatılamamıştır. Bu nedenle demokrasi kültürü toplumumuzda tam olarak yerleşememiş ve yeterince sahip çıkılamamıştır. Tarihimizde bu yüzden bir çok darbe yaşanmış, ülkemiz büyük zararlar görmüştür. Eğer 5 Aralık, 29. Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi, bir bayram günü olarak kabul edilmiş ve her yıl kutlanabilmiş olsaydı halkımızın demokrasiyi anlaması ve sahip çıkması sağlanmış olurdu."
İşte sayın İmren Aykut’un sözleri ve önerisi böyle.
Bence çok haklı ve yerinde bir öneri.
Düşünün, Cumhuriyet Bayramımız var, bir de Demokrasi Bayramımız olsa güzel olmaz mı?
Sayın Aykut’un söylediği gibi bu bayram, insanları demokrasi üzerine düşünmeye ve demokrasinin üzerine titremeye iter…
Evet! 5 Aralık sadece Türk Kadınının siyaseten seçme ve seçilme hakkıyla buluştuğu gün değildir.
Aynı zamanda toplumu kadın ve erkek diye ortadan kaldıran bir demokrasi günüdür.
Ben şahsen İmren Hanım’ın önerisini canı gönülden destekliyorum.
Umarım değerli siyasetçimizin bu çağrısı dikkate alınır ve 5 Aralık’ı gelecek yıl Demokrasi Bayramı olarak kutlarız…