Bir F.Bahçe-G.Saray maçını daha rezil bir şekilde yaşadık. 100 üzerinden futbol yüzde 25 olsun, yüzde 75 rezalet. Peki bunun sebebi ne? Hiç uzatmayayım. Yöneticiler, teknik direktörler ve basın. Basının rolü çok fazla. Çünkü basın, tarafsız olması gerekirken yüzde 100 taraflı hareket ediyor, herkes tribüne oynuyor.
Bir maç düşünün, statta 50 bin kişi var, 40 bin de polis. Yani 1.5 kişiye bir polis düşüyor. Allah’tan var. Niye? Çarşı karıştı değil, saha karıştı, polis girdi ayırdı. Olmasa ne olacaktı siz onu düşünün.
Şimdi işin öteki tarafına gidelim. Yöneticiler, santim santim beyanatlar vererek, metre metre iğrençlikler yapıyorlar. Düşünün, Fenerbahçe’ye Mourinho geliyor. Adamın kariyeri başarılarla dolu ama adam geldikten sonra bize o kadar alışıyor ki o bizi düzelteceğine biz onu düzeltiyoruz. Şimdi Mourinho bir hareket yaptı, gitti Okan’ın burnunu sıktı. Peki, Okan ona bir şey dedi mi ya da bir şey yaptı mı? Siz bu satırları okurken VAR kayıtları lime lime incelenecek. Çünküüüü edindiğim bilgiye göre; Mourinho-Okan diyaloğunu hakem raporunda yazamamış, ‘Sırtım dönüktü, arkamda kaldıkları için göremedim’ demiş. O zaman bu iş VAR’a kalıyor. VAR’a kalırsak da Allah’a mı kalırız, bilmiyorum. Bir gol verdiler ofsayt mı değil mi? Yüz bin kere iddia ediyorum ofsayt. Ama hiç fark etmiyor.
Biz Mourinho’yu niye getirdik? Futbolumuzu birkaç basamak yukarı çıkarsın diye. O, Okan’la dalaşmaya
başladı. Okan’ı kendi yanına çekeceğine, Okan’ın kalitesine indi. Bakınız Okan hiçbir şekilde kendisini kurtaramaz. Düşünün Ali Sami Yen’de Fenerbahçe takımına küfrediliyor, taraftarla birlikte küfre tempo tutuyor. Hakem doğru bir karar veriyor, ‘Sen bir daha buraya gelemezsin’ diyor. Başka kulüplerde çalışırken de neler söylüyor neler. Bu ekol böyle. Emre de böyle Fatih Terim de böyleydi.
O zaman biz neyi tartışacağız. Mourinho doğru mu yaptı? Hayır. Okan, aylardır ne yapıyor? Hâlâ iddia ediyorum Okan Galatasaray’ın teknik direktörü değil. Bu takıma futbol oynatamıyor. Young Boys’a elendi, Kupa 2’de de elendi. Futbolcular isterlerse maçları çeviriyorlar. O paraları alan futbolcular da müsaade edin de çevirsinler. Fenerbahçe’ye dönüyorum Ali Koç, futbolu bilen insanlarla çalışmıyor. ‘Sen ağamsın, paşamsın, çok büyüksün’ diyen insanlarla çalışıyor. Onun da sonu işte böyle oluyor. “Parayla saadet olmaz” diye bir şarkı vardır, hatırlayın. Futbolda da olmuyor. Bilirsen saadete ulaşırsın, bilemezsen nal toplarsın.
Bu alemde kimse masum değil. Mourinho, Okan’ın burnunu sıkıyor, ben zannettim ki tribünden birisi ateş etti. Yakışmıyor. O kadar çok şey yakışmıyor ki sahalara. Hangisini saysam hikaye. Okan gidiyor, Mourinho’nun suratına bakarak hakemlere ‘Çok iyi maç idare ettiniz’ diyor. Tahrik orada başlıyor. Ondan sonra da herhalde bir-iki el hareketi yapıyor sonra da Mourinho burnunu sıkıyor. Mourinho’nun da
konuşacak hâli yok. Bu kadar para harcanan takıma biraz top oynat kardeş. Geldiğin süreye bak oynattığın futbola bak. Hiç de ağlama. Öyle bir maça çıktın ki, Beşiktaş mağlubiyetinden sonra tartışılan Okan Buruk ve Galatasaray yönetimini kurtardın. Senin takımın hem kötü mücadele etti hem bir halt oynamadı.
Futbolumuzda tenkit ettiğimiz yerler var tabi. Benim görüp de hoşuma giden şey de var. Mesela ne? Beşiktaş’ın yeni aldığı teknik direktörün sahada duruşu, hareketleri, verdiği beyanatlar ders niteliğinde. Düşünün, üç resmi yan yana koyun. Hangisine tam puan verirsiniz diye sorun. Bir tek Beşiktaş teknik direktörüne tam puan veririm.
DUR ORADA YUNUS EFENDİ
Dünkü bebe Yunus, Beşiktaş maçından sonra ne dedi, “Türkiye’nin en büyük takımını yendiler ondan sevinmeleri normal.” Daha dur Yunus, karşındaki takım Beşiktaş. Orada kimler oynadı biliyor musun? Bu kafadaki futbolcular yüzünden futbolumuz da ilerleyemez. Ama ben suçu Beşiktaş’ta ve Trabzon’da buluyorum. Bizi bu Galatasaray ve Fenerbahçe’ye mahkum ettiler. Filler tepişir çimlere yazık olur. Bizi bu iki takıma mahkum ettiğiniz için Beşiktaş ve Trabzon sizlere yazıklar olsun.