Son seçimlerden hemen sonra yazdım, şimdi tekrar ediyorum. Türkiye’nin içine girdiği terör belasından kurtulmasının tek yolu, AKP ile HDP’nin koalisyon hükümeti kurmasıydı. Bugünkü şartlar altında da ikisinin işbirliği yapmasıdır. Bu işbirliğini oluşturmada ilk adımı da HDP atmalıdır. Çünkü geçmişte AKP, üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Şimdi sıra HDP’de, daha doğrusu “Kürt Hareketi”ndedir. HDP bu tarihi sorumluluğu taşımalıdır. İcabında Öcalan’ı devreye sokup harekete geçmelidir. AKP, özellikle 2007’den sonra çok büyük siyasi risk alarak, kendisiyle paralel hareket eden Fettullahçı kadroların da desteği ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hareketsiz hale getirmiştir. Hukuk maskaralıkları ile Genelkurmay Başkanı bile “Terör Örgütü Reisi” olmakla suçlanmış, yargılanmış ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmiştir. Kendi ordusuna karşı adeta savaş ilân eden “AKP-Paralel Koalisyonu”nun ana amaçlarından biri, Türk Ordusu’nun, “Kürt Açılımı”nı engellemesini bertaraf etmekti. Bunda da başarılı olunmuş ve açılım kapanamaz hale gelmiştir.
BURNU BU KADAR HAVADA PKK İLE BARIŞ ANLAŞMASI YAPILAMAZ
Önce AKP’nin yarattığı PKK’nın serpilmesine müsait ortam, ardından Ortadoğu’da IŞİD diye bir belanın ortaya çıkışı, PKK’nın elini güçlendirmiştir. PKK, ABD ve AB’nin kendilerini sonuna kadar destekleyeceğinden emindir. Hatta Kürtler çok sıkışırsa, ABD ve AB’nin Türkiye’ye karşı askeri güç kullanabileceğini de düşünmektedir. PKK, Güneydoğu’da kazanmış olduğu gayri nizami harp üstünlüğüyle kendini dev aynasında görmektedir. PKK için HDP, ipleri ellerinde olan bir kukladır. HDP yetkilileri ister milletvekili, ister parti, ister yerel yöneticisi olsun PKK’nın sözünden dışarı çıkamaz. Çıkanlar bunu hayatlarıyla öder. Açılımın mimarı Erdoğan, PKK’da ortaya çıkan bu değişikliği görmüş “bu şartlar altında HDP ile müzakere edilemez” diyerek Dolmabahçe Mutabakatı’nı askıya almıştır. Çözüm sürecini de zamanı geldiğinde ısıtıp sofraya koymak üzere buzdolabına kaldırmıştır.
ABD: PKK’NIN BURNUNU SÜRT AMA BU ARADA IŞİD’İ DE VUR
ABD’nin Türk hükümetine şunları söylediğini sanıyorum: Siz üstünüze düşen demokratik açılım görevini yaptınız. Kürt partisi TC Meclisi’ne, bir daha çıkmamak üzere girdi. Bundan büyük bir “çözüm mekanizması” inşa edilemezdi. Haklısınız, burnu bu kadar havada bir ayrılıkçı örgütün gölgesinde hiçbir barış anlaşması yapılamaz. HDP’nin elini güçlendirmek için de PKK’nın burnunun sürtülmesi şarttır. Teröristle uğraşmak zordur. Allah Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kolaylık versin. Aman halkı kaybetmeyin. Demir tavına gelince Amerika da devreye girer zaten.
Son söz: Kulpu kopan küp yerinden oynamaz.
ÖNEMLİ NOT: Sırası gelmişken söyleyeyim. IŞİD yerine, DEAŞ/DAEŞ/DAİŞ demekten vazgeçilmelidir. Bu örgütün adı 4 kelimeden kuruludur. DAİŞ, bu dört Arapça kelimenin baş harfleridir. Bu kelimeler şunlardır: 1. Irak 2. Şam (Suriye) 3. İslam ve 4. Devlet. Bu kelimelerin Türkçe sıralamasındaki baş harfleri IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) olur. Türkçe’de, Amerikan Devleti’ne “ABD” denir. İngilizce baş harf kısaltması “USA” kullanılmaz. IŞİD’in Türkçesi dururken Arapça DAİŞ’i kullanmak Türkçeye saygısızlıktır.
Çözüm için AKP-HDP koalisyonu şarttır
Ege Cansen
Yayınlanma: