Dün 6 Mayıs’tı...
6 Mayıs, 68 kuşağının 3 yiğit evladı, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın asılarak idam edildikleri, gündür.
Deniz ile Yusuf 25, Hüseyin 23 yaşındaydı... Hayatlarının baharında idiler ve kalpleri yurt sevgisiyle çarpıyordu...
Bu 3 fidan, hayattan acımasızca koparıldı!
Tarih 6 Mayıs 1972 idi. Aradan 42 yıl geçmiş...
Suçları neydi?
Kimseyi öldürmemişler, hiçbir cinayet işlememişlerdi! Buna rağmen asıldılar!
Size olayları, mümkün olduğu kadar kısa özetleyeceğim...

* * * *

Öğrenci lideri olan Deniz Gezmiş, 10 Kasım 1968 günü arkadaşlarıyla birlikte Anıtkabir’i ziyaret ettikten sonra:
“Ata’nın huzuruna çıktık. Saygı duruşunda bulunduk ve deftere ‘Amerikan emperyalizmine karşı ikinci Millî Kurtuluş Savaşı’mızda gerçekten izindeyiz. Millî Kurtuluş Savaşımız yok edilemez. Tam Bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal’in yürüyüşçüleri’ diye yazdık.” demişti.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları, daha sonra bazı eylemlerde bulundular.
Yaptıkları en etkin eylem, Ankara’daki askeri üsten 4 Amerikalı askeri kaçırmalarıydı. Amerikalıları birkaç gün sakladıktan sonra serbest bıraktılar.
Amaçları seslerini duyurmak, emperyalizmi protesto etmekti!
Yurtsever gençler oldukları kesindi...
Bir süre sonra yakalanıp yargılandılar ve siyasi bir kararla idama mahkûm edildiler.
Tamamen o dönemin şartlarına göre verilmiş siyasi bir karardı bu!
...Ve 6 Mayıs 1972 günü, sabahın ilk ışıklarında asılarak idam edildiler!

“Mahkemeye saygılı olsalardı onları idam etmezdik!”

42 yıl önce siyasî bir kararla infaz edilen Deniz Gezmiş ile iki arkadaşı Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı yargılayan mahkemenin askerî savcısı Baki Tuğ yıllar sonra bakınız neler söyledi?
“Elbette ki idam cezası şart değildi. Duruşmalarda eğer birazcık mahkemeye saygılı olmuş olsalardı, bu gençler idam edilmezlerdi. Ancak bu çocuklar mahkemede çok sert, haşindi. ‘Eğer biz başarılı olsaydık, hepinizi kurşuna dizerdik!’ dediler. Bu nedenle cezaları hafifletilmedi.”

* * * *

Bunlar insanı acı acı düşündürecek sözlerdir.
Mahkemeye saygısızlıktan mı idam cezaları geldi?
Hayat bu kadar ucuz mu?
Belli ki bu idam kararları hukukî değil, siyasiydi.
Bugün, “30 bin kişinin katili” olarak idam cezası aldığı halde idam edilmeyen PKK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan, İmralı’daki hücresinde gayet rahat yaşıyor.
Genel kanaat idam edilen o gençlerin vatansever olduğu noktasında yoğunlaşıyor.
Türkiye’nin ağır şartlarını, yönetim hatalarının ortaya çıkardığı acıları 3 gencin sırtına yüklemek haksızlık olmadı mı?

Yargıtay üyesi yargıç bile “Yazık oldu gençlere” dedi

Bu 3 genç, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, rejimi nasıl yıkacaktı?
Buna güçleri yeter miydi?
Sadece lâfta kalan düşüncelerdi bunlar...
İzledikleri yol yanlıştı ama onlar sadece ülkelerinin mutluluğunu düşünüyorlardı.

* * * *

Deniz Gezmiş, mahkemedeki savunmasında şunları söylemişti:
“Suçlu arıyorsanız, bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden, sizlerdiniz. Siz, yabancıların Türkiye’yi işgaline göz yumdunuz. Meydanlarda bunlara karşı bizler dövüşmek mecburiyetinde kaldık.
Türkiye’yi bu hale getiren yöneticilerin bütün suçları bize yüklenmek isteniyor.
Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedik. Hayatımızı bu yola koyduk.
Memleketin huzurunu bozduğumuzu söylüyorlar. Huzuru kimlerin bozduğu ortadadır. Devletin kasasını soyanlar biz değiliz.
Ölümden korkmuyorum. Kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum.”

* * * *

...Ve kimsenin canına kıymamış, hatta burnunu bile kanatmamış olan bu 3 genç idama mahkûm edilip 6 Mayıs 1972 günü asıldı!
Karara muhalefet eden Yargıtay üyesi Hâkim Albay Nihat Taşçıoğlu’nun yıllar sonra:
“İdamlar, adlî bir hata sonucu oluşmuştur. Karara muhalif kalmıştım. Bu gençlerin idamla değil, 15 yıl civarında bir hapis cezasıyla yargılanmaları gerekirdi. Yazık oldu!” demesi yıllar sonra acı bir gerçeği vurgulamaktadır.

Gü­nün Sö­zü

Fırtınalar, insanın denizi sevmesini engellemez!