Erdoğan’ın; “Birkaç ağacın taşınması bahane edilerek başlatılan Gezi olaylarının Türkiye’ye doğrudan maliyeti 1.4 milyar dolardır” deyip işi bugün yaşanan krize bağlaması enteresan değil mi?
Ne Gezi protestolarıymış arkadaş... Bundan 11 yıl önce gerçekleşti, hâlâ ekonominin Gezi sebebiyle düzelemediğini iddia etti.
★★★
Peki, Uhud’da okçuların tepeyi terk etmesine ne demeli? Hiç mi payı yok bugünkü ekonomide yaşanan krizde izleri? Aklıma Hitit tabletleri de geliyor ama hadi onlara hiç girmeyeyim şu anda...
Dediği 1.4 milyar dolarlık zararı doğru kabul etsek bile Diyanet’in 2024 yılı 3 milyar dolarlık bütçesinin yarısı bile etmiyor.
Yahu bu ülke daha kutusundan çıkartamadığı S-400 füzelerine 2.5 milyar dolar saymadı mı? Koskoca ülke için 1.4 milyar dolar para mı?
★★★
Biraz ekonomiden anlayan herkes bu durumun Gezi ile alakası olmadığını biliyor! Bak naslardan hiç bahsetmiyor.
O günlerde dolar, protestolar öncesi 1.82 seviyelerinde hareket ediyordu. Gezi Parkı protestoları ile birlikte zaman zaman 1.90 liraya geldi. Peki, bu 8 kuruşluk artış tamamen Gezi’nin etkisi miydi?
Türkiye ekonomisi her zamanki gibi ekonomik sorunları halının altına süpüre süpüre gidiyordu. Geziden tam 1 hafta önce 22 Mayıs 2013’te Amerika Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, tüm dünya piyasalarını alt üst
eden kararını duyurdu.
Amerika, artık piyasaya para sürmeyeceğini, sürdüğü paraları geri emeceğini ve faiz artırımına gideceğini açıkladı!
★★★
Amerika’nın “parayı kısıyorum” açıklamasından Türkiye ekonomisinin etkilenmemesi mümkün değildi! Nitekim bütün gelişen ülkelerin para birimleri değer kaybetmişti. Aynı dönemde Endonezya, Hindistan ve Brezilya’da da piyasa şokları yaşandı.
Tam da bu açıklamadan birkaç gün sonra iş makinaları Gezi Parkı’na AVM ve kışla yapmak için daldı. Çarşı karıştı, eylemler başladı. İkisi birbirine denk geldi, bütün fatura Gezi’ye yüklendi.
★★★
Hadi o gün çoktu bunun yiyeni ama hâlâ “Gezi” demesi... Dile kolay 11 koca yıl... Hata olduğunu bilinerek atılan adımlar. Saplanılmış bataklıklar. Göz göre göre yapılan yanlışlıklar. Çaresizlikten göz yumulan olaylar.
AKP; “ben kötü yönettim” diyemedi menüden işine geleni seçti. Yaptığı bütün ekonomik hataları Gezi’ye yükledi. Takım tutmak ile partiye oy vermek arasındaki farkı anlayamayan bu kadar çok insanın bulunduğu bir ülke için yine iyi bile gidiyoruz sayılır.
Türk haciz ile boğuşsun Suriyeliye şifa olsun!
Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında, aslında işsiz ve ekonomik sıkıntı içindeki insanlara “yardım” olarak lanse edilen bir sistem var.
Ancak bu sistem, işin aslına bakıldığında, yardım değil, bir nevi dolaylı borçlandırma mekanizmasına dönüşmüş durumda.
Devlet, GSS primini öder gibi yapıyor ama bir bakmışsınız, kapınıza borç bildirimi ile geliyor.
★★★
SGK 9.4 milyon kişiye işsizlik dönemine ait prim borçları için mesaj gönderip, ödeme talep etti. Ödemeyenlere de e-haciz uygul
Gelen bu mesajlar, sadece bir kağıt parçası ya da dijital bildirim değil; vatandaşın yaşadığı geçim sıkıntısına eklenen yeni bir yük.
İşsiz birine, kazancı olmayan birine, zaten boğulmuş olan birine borç yüklemek nasıl bir mantığın ürünü olabilir? Vatandaşın çaresizliği yetmezmiş gibi, üstüne bir de devletin baskısı ekleniyor.
İyi de insana koyuyor bir yerde... Kaç sığınmacı var ülkede? Sayıyı devlet de bilmiyor ama 10 milyon ile 15 milyon arası tahmin ediliyor.
Kendi vatandaşlarımıza paralı olan her şey, işte bu sığınmacılara bedava! Hastane, bedava... İlaç, bedava... Ne GSS ödüyor ne sıra bekliyor. Ülkede milyonlarca çalışmayan Türk gencine zorunlu GSS prim borcu çıkartıp hastaneye gitmese bile borçlandıranlar sadece Türkiye’de ve Türkiye dışında 9 milyon Suriyelinin ihtiyaçlarını karşılayanların kendileri olduğunu gururla anlatıyorlar.
Çalışmayan, işsiz, sigortasız Türk, kendi devletinin hastanesinden aldığı sağlık hizmetini ödemek zorunda kalıyor. Bu sayede din kardeşinin sağlık harcamaları için havuza katkıda bulunuyor.
★★★
Güzel kardeşim senin halkından insanlar aç dolaşıyor. Havalar soğumasın da kombi açılmasın diye dua ediyor. Demezler mi adama, önce kendi ülkeni, kendi halkını bir düze çıkar...
Kendi vatandaşın simit yesin, Suriyeliler yedirilmeye, içirilmeye, giydirilmeye hatta nargileye devam etsin.
Kendi vatandaşından 600 lira GSS al, parası yoksa borç çıkar. Borcunu ödememişse gebersin gerekirse...Suriyeliler tek kuruş ödemeden tüp bebek bile yapar canları isterse... Gel de isyan etme!